Hasan Basri Yalçın

Hasan Basri Yalçın

Mail: ljlsfjsdl@hotmail.com

Jeneriklik Gol

Kılıçdaroğlu ortaladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan topu doksana çaktı. Bir anda 14 yıl geriye sardık. CHP başörtüsü düzenlemesini 14 yıl önce Anayasa Mahkemesi'ne götürerek iptal ettirmişti. AK Parti de sorunu yönetmelikler aracılığıyla çözmüştü. Nereden çıkardı bilmem. Hangi cin fikirli danışmanından akıl aldıysa anlamam. Tam Kılıçdaroğlu yasal düzenleme fikrini ortaya atarak aklınca siyasi bir atak yaptığını sanıyordu ki, Erdoğan o iş öyle yapılmaz böyle yapılır diyerek eli yükseltti ve anayasa güvencesini gündeme getiriverdi. Siyasi tarihin en güzel gollerinden birini filelere bıraktı. Gol oldu. Hem de jeneriklik gol.
Topu kalesinde gören CHP için normal şartlar altında geriye iki seçenek kalır. Ya Erdoğan'ın teklifini kabul edecek ve anayasal düzenleme fikrini benimseyecek. Böylece Erdoğan'ın peşine takılarak Erdoğan'a muazzam bir siyasi zafer kazandırmış olacak. Ya da CHP topu taca atacak ve başörtüsü konusundaki testten bir kez daha sınıfta kalacak.
Birinci seçeneğe ihtimal veremiyoruz. CHP'nin başörtüsü konusundaki tavrının gerçekte değişmediğini hepimiz biliyoruz. AK Parti'nin teklifine "evet" derse hem AK Parti'ye bir zafer armağan etmiş hem AK Parti'nin siyasi gündemi önünde diz çökmüş olur. Böylece varlık sebebini yitirir. CHP bu işe gelemez.
O nedenle hemen yan çizmeye başladı. Dakikalar içinde "hayır" diyeceğini belli etti. Tabi bunun da bir bedeli olacak hem CHP hem de kurduğu masa için. Öncelikle varlığını CHP'nin varlığına armağan etmiş olan ve CHP'den güvence alabileceğini sanan küçük ortaklar ellerindeki tek kozu da yitirmiş olacak. Toplum önünde bundan sonra CHP'yi ve CHP ile ortaklıklarını utanmadan savunabileceklerini sanmıyorum. Dahası bu gündem tüm seçim sürecini etkileyecek. Eğer bir de Ak Parti değişiklik teklifini Meclis'e getirecek olursa seyredin o zaman çarşı-pazar nasıl karışacaktır. O konuyu önümüzdeki günlerde bolca konuşacağız zaten.
Şimdilik başka bir soruyu cevaplayalım. Neden mi böyle oldu? Tane tane sıralayalım.
 Bir: Erdoğan büyük siyasetçi ve siz her seferinde onu hafife almaya kalkıyorsunuz.
 İki: Muhalif partilerin ciddi bir liderlik ve liyakat sorunu var. Siyasetçi falan değiller. Başlattıkları siyasi bir hamlenin iki adım ötesini bile öngöremeyecek derecede konudan habersizler.
 Üç: Konforlu muhalif siyasete o kadar alışmışlar ki, gerçek bir siyasi gündemin içine ilk girdikleri dak-i kada paramparça oldular.
Şimdi oturup Erdoğan'a lanet okuma seanslarına geri döneceklerdir. Israrla anlatmaya çalışıyoruz. Ama muhalifler, siyasetçisinden seçmenine, bunu da anlayamıyor.
Erdoğan'a kızmaya hakkınız yok. Kızacaksanız parti yönetimlerinize kızın. Dahası siyaseten böylesine beceriksiz yönetimlere inanmaya ve oy vermeye devam eden kendinizi sorgulayın. Siz kendi içinizdeki liderlik ve liyakat sorununu çözmedikçe Erdoğan'a karşı seçim falan kazanmazsınız. Erdoğan sizi evire çevire yener. Bakın, adaylık falan üzerinden devam eden düzmece siyaset tiyatrosu son bulduğunda ve ilk gerçek siyaset tartışması başladığında ne hale geldiniz? Siz bu gerçekleri görmezden gelip olmayacak dualara âmin derseniz, siyaset bilmeyen parti kadrolarına tahammül etmeye devam ederseniz, siyasi dizaynlarla seçim kazanacağınızı sanırsanız, tiyatro bitip sahaya her çıktığınızda ağır dayak yemeye devam edersiniz.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar