Konu ne olursa olsun bıraktığınız bir şeyi ardan zaman geçtikten sonra en azından bıraktığınız şekilde bulamadığınızda insan ister istemez üzülüyor!
Hele hele hatırlarınızda yaşattığınız güzelliklerin bir kısmının öldüğünü bir kısmınınsa öz vatanında garip muamelesi görmesine şahit olduğunuzda sizlerden de bir takım güzelliklerin öldüğünü hissedersiniz!
Neyden ve nereden bahsediyorum derseniz İzmir'den bahsediyorum!
1983 yılında İzmir'e ayak bastığımda ilk Körfez kokusu karşılamıştı beni!
Hele hele yaz aylarında körfezin konusu adeta bütün İzmir'i kaplardı!
Şimdiki gibi hatırlıyorum da iki dönem başkanlığında Sayın Burhan Özfatura'nın da en büyük uğraşı bu Körfez kokusunu yok etmeye harcamıştı!
Haklarını teslim etmem gerekirse merhum Ahmet Piriştina, Sayın Aziz Kocaoğlu'nun da haklarını teslim etmek gerekir.
İşte bu gayretlerdendir ki uzunca bir zamandır İzmir'de meşhur körfez kokusu pek hissedilmemeye başlamıştı.
Hemen hemen her yıl, yılda en az her ay gittiğim İzmir'de 33 yıl önceki koku körfeze yine gelmiş!
İzmir'e gidilirde boyozlu, haşlanmış yumurtalı kahvaltı yapılmaz mı?
O da ne!
İzmir'de ara ki boyoz bulasın!
Evet İzmir dendiğinde ilk ala gelenlerin başında gelen boyoz zır bulur olmuş!
Alsancak sokaklarda boyoz ararken her bir sokakta bir başka koku !
Yanından geçtiğiniz her bir kanalizasyon kapağından adeta koku fışkırıyor!
Yo yo!
İnsanın içini ferahtan cinsten bir koku değil!
Bu kokuyu sadece ben mi alıyorum deyip inşalarında aynı kokudan muzdarip olduğunu gördüm!
Bari kendimi Kordon'a atayım kendimi deyip kahvaltı verilen bir kafeye oturup "Boyoz, haşlanmış yumurta " dedim, garson "Abi boyoz yok" dedi! Yakın bir fırından almasını söylediğimde ise "Abi yakınlarda yok" deyip kulağıma eğilip arka sokaklarda bir boyoz fırınını tarif etti!
Söz konusu adres gittiğimde abartmıyorum en az elli kişiyi boyoz sırasında gördüğümde çocuklar gibi sevindim!
Neden mi?
Boyozsuz bir İzmir olmaz ki!
Olamaz!
Olmamalı!
Çünkü boyozsuz bir İzmir'den öyle çok şeyler gider ki!
Ortada İzmir, İzmirliliğinden çok şey kayıp eder!
Boyoz, haşlanmış yumurta, peynir, zeytin, domatesli kahvaltıdan sonrada kanalizasyon kapaklarından insanı rahatsız eden konuların arasından Konak Meydanı'na vardı ki...
Nerede o buluşma adreslerinin adı Konak Meydanı!
Adeta terk edilmiş şehrin meydanı!
Her bir köşesi şu şişesi, ufak tepeler şeklinde şifada izmaritleri!
Dürüst olmak gerekirse 33 yıllık bir İzmirli ben hiçbir döneminde bu kadar boyozsuz, her bir kanalizasyon kapağından rahatsız edici kokuların fışkırdığı sokaklarını bırakın sokağını hatırlamıyorum!
Oy Konak!
Yakasında kırmızı gül ya da karanfil takılı nice âşıkların buluşma adresi Konak Meydanı!
İzmir'in altından çok kötü kokular geliyor!
Çaka Bey'in büstü bile Konak Meydanında duracak bir köşecik bulamamıştı, şimdilerde Konak Meydanı'nın yakalarında kırmızı gül ya da karanfili âşıkları barındıracak köşesi yok!
Buradan Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikalar Kurulu ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na sesleniyorum, İzmir'in altından kötü kokular geliyor!
İzmir can çekişiyor!
Yorum Yazın