Açık söyleyin: Avrupa Kupası'nın açılış ve kapanış törenlerini çok mu bayılarak izlediniz?
Yoksa, "Şu saçmalıklar bir an önce bitse de maç başlasa" mı dediniz?
Pop yıldızı oldukları söylenen tırışkadan nağmeler şarkıcılarını gürültüden duyabildiniz mi bari?
Kaç kişi, "kör hafız" Bocelli'nin ayaküstü şişirerek söylediği ve gürültüye giden "Nessun Dorma"dan anlar ve zevk alır?
O aryanın yeri ve sırası orası mıdır?
İşte Olimpiyat da böyle.
"Spor dünyası" ilgilenir, sporla ilgili olmayanlar "laf ola" bakarlar.
Televizyon yayını günlerinden önce bakamıyorlardı bile, iki gün sonra gazeteden okuyorlardı.
Bir kere, Olimpiyat'ta sergilenen spor dallarından çoğu "spektaküler" değildir.
Gülle ya da çekiç atan iri kıyım vatandaşı seyretmenin ve de bundan heyecan duymanın mantığı ne ola ki?
Eski Yunan'da mı yaşıyoruz? Orada sporcular anadan doğma soyunurlar, bedenlerine önce zeytinyağı sürülür sonra da kum serpilirdi...
Bakınız bugün de öyle yapılsa seyirci sayısı birdenbire patlar.
***
"Seyirlik" oyunlar da "amatörlerin" elindedir. Amatör kelimesini olumlu anlamda kullansak bile bu böyledir.
Nitekim, kim merak etmiştir, kim dert edinmiştir bugüne kadar Olimpiyat futbolunu?
Eh, bugünkü futbol düzeyiyle Galatasaray'ı göndersek yutarlar belki!
Okçuluk, atıcılık keza...
Pek pek güreş.
Ama "saati" uygun olacak. Tokyo saatiyle zor iş bu...
Ama basın gene "haydi çocuklar" edebiyatını yapacaktır.
Avrupa Kupası'nın da "gizli favorisiydik" ya...
"Alın gelin çocuklar"... 108 sporcumuz katılıyor, kaç madalya gelecektir?
Ve kaçımız, madalya alan çocukların adını soyadını ha deyince sayabilecektir?
"10 metre havalı tabanca" yarışması da varmış.
O yarışmanın kralı "pompalıyla cinayet" dalında Esenyurt ve Sultanbeyli gibi alanlarda yapılıyor.
***
Japonya'da halkın ancak yüzde 20'si Olimpiyat'a ilgi gösteriyormuş. Üstelik hava çok sıcakmış, virüs de hızla yayılıyor...
Az kalsın bizde yapılacaktı bu Olimpiyat...
İstanbul ucundan Tokyo'ya kaçırmıştı...
Özürlü bir kızcağız çıkararak yaptığımız duygu sömürüsü de para etmemişti...
Oyunların toplam maliyeti 26 milyar dolar.
Televizyon yayın haklarıyla bu paranın karşılanması zor.
Başka da bir gelir yok, çünkü seyirci de yok, yasak.
Ya İstanbul'da yapılsaydı neler olacaktı?
Atina'da ne olduysa o olacaktı.
Milyarlarca dolar zarar.
Seyirci bulamamışlardı da askeri okul öğrencilerini sivil giydirip tribünlere dayamışlardı...
Tabii muhalefet kıyameti koparacaktı...
Benim emekçi halkım yemeye bir lokma kuru ekmek bulamıyor, milyonlarca kişi çöp tenekelerinden besleniyor, falan filan.
"Prestij" açısından önemi büyüktü ama.
Haa, o kadar paraya değer miydi değmez miydi?
Bilmem. "Külliye düşmanları" cevap versinler.
Onlar "İtibardan da tasarruf olur" diyorlar.
İskandinav ülkelerinde başbakan işine bisikletle gelip gidermiş. Tayyip Erdoğan da "kaykay" kullansa memleket kurtulacakmış.
Bu sene Olimpiyat'ta "kaykay sporu" da var, seyretsinler bari.
Yorum Yazın