CHP’den istifa eden Denizli milletvekili Teoman Sancar, daha önce Muharrem İnce’nin kuracağı partiye geçecekler arasında ismi yer alınca Kılıçdaroğlu ile birlikte fotoğrafını yayınlamıştı.
Sancar’ın hafta sonu istifası gelince Muharrem İnce’nin kuracağı partiye geçeceği yorumları yapıldı.
Ama ardından kaset, şantaj, eşcinsel ilişki, tecavüz, yolsuzluk iddiaları havalarda uçuşmaya başladı. İddialar üzerine Teoman Sancar’a ulaşmaya çalıştım. Hatta aramakla yetinmeyip mesaj attım. Çünkü iddialar iğrençti ama tek yanlı olarak bunları paylaşmak istemedim. Belli ki ortada iğrenç ötesi bir durum vardı. Ama bu gayri ahlaki bir ilişki mi, yoksa başka bir hesaplaşma mı yaşanıyordu?
KOMPLO SAVUNMASI
Teoman Sancar’dan hâlâ haber bekliyorum. Ama bu arada bir internet sitesine konuşarak kendisine komplo kurulduğunu savundu. “Komplo kuruldu” demesi dahi istifa öncesinde bir şeylerin olduğuna işaret ediyordu.
KILIÇDAROĞLU’NUN TEPKİSİ
Zaten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na iletilince, “Derhal istifa etsin” dediği söyleniyor. CHP’den istifa eden Teoman Sancar’ın “şifrehaber.com” isimli internet sitesine yaptığı açıklamadan bir bölümü paylaşmak istiyorum.
EŞCİNSEL İLİŞKİ İDDİASI SORULMUŞ
Önce Denizli milletvekili Teoman Sancar’a yöneltilen soruyu aktarmak istiyorum. Hem de noktasına virgülüne dokunmadan.
TEOMAN SANCAR’IN AÇIKLAMALARI
“Şifre Haber Genel Yayın Yönetmeni Bülent Öztürk’ün İstanbul Ataşehir-Bodrum ve Kuşadası üçgeninde yolsuzluk, tecavüz, eşcinsellik ve danışmanıyla ilgili iddialar, kaset söylentileri konusundaki sorularına ‘Komplo var, bu komployu da biz bozacağız’ diyen Milletvekili Sancar şöyle konuştu: ‘Sizin aktardığınız tecavüz, İstanbul Ataşehir, Bodrum Kuşadası üçgeni yolsuzluk iddiaları... Eşcinsellik iddiaları... Bunların hepsini duydum, takip ediyorum. Danışmanımın adını, ahlaksızca ve adi bir şekilde karıştırıyorlar, iftira atıyorlar...’”
KASET İDDİASI
Teoman Sancar’ın açıklamaları sadece bunlar değil. Sancar, “Evet, kaset var diye baskı oluşturuldu” diyor.
Açıklamasının o bölümünü aynen alıyorum:
“Evet, kaset var diye, baskı oluşturuldu... Gerekli yerlere şikayetimi yaptım... Her türlü iftiraya, ayrı ayrı belgeleriyle cevap vereceğim... Komplo var, bu komployu bozacak olan da benim...”
Ortada her yönüyle aydınlatılması gereken bir durum var. Deniz Baykal CHP’nin başından bir kaset darbesiyle tasfiye edilmişti. Bu olay elbette ki farklı. Ama işin içinde birtakım kirli ilişkiler olduğu belli.
SORULAR, SORULAR...
Denizli milletvekili Teoman Sancar’ın açıklamaları ışığında madde madde sormak istiyorum.
1- İstanbul- Ataşehir-Bodrum ve Kuşadası üçgenindeki yolsuzluk iddiaları nedir?
2- Eşcinsellik iddialarından ne kastedilmektedir?
3- Teoman Sancar, “Evet, kaset var diye baskı oluşturuldu” dediğine göre, milletvekili bir kasetle tehdit mi edilmektedir?
İĞRENÇ ÖTESİ
Hadi danışmanıyla ilgili iddiaların ne olduğunu sormuyorum ama konu yargıyla intikal ettiğine göre tehdit, şantaj, yolsuzluk iddiası, eşcinsel ilişki dahil olmak üzere ortalığa çok büyük bir pislik saçılacak demektir. Şimdiden burnunuzu kapatın derim.
CHP’de kısa bir süre önce cinsel saldırı ve tecavüz iddiaları yargıya taşınmıştı. Ama bu olay çok daha iğrenç. Hatta iğrenç ötesi olduğu anlaşılıyor.
CHP’NİN İÇİ
Sadece CHP’den istifa eden Denizli milletvekili Teoman Sancar’ın ilişkileri etrafında dönen iddialar için bunu söylemiyorum. Sancar’ın söylediği şekilde, hakkında kaset var diye baskı kurulmuşsa, onun arkasında kim ya da kimler var, onun ortaya çıkarılması lazım.
ÇEVİK BİR ABD’DEN DESTEK İSTEDİ Mİ?
28 Şubat’la ilgili yayınlarda en çarpıcı olan, dönemin Başbakan Yardımcısı ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in açıklamalarıydı.
DEMİREL’İN 28 ŞUBAT’LA İŞBİRLİĞİ
Darbelerin mağduru ve demokrat misyonun temsilcisi olarak Çankaya Köşkü’ne çıkan Demirel, 28 Şubat’ta misyonuna ihanet ederek darbecilerin yanında yer aldı. O nedenle Çiller’e verdiği yanıt şaşırtıcı değildi.
Çiller, “Sayın Demirel’e ‘Sincan’dan tanklar geçiyor, eğer bu hükümete bir uyarı ise bunun yasal bir dayanağı yoktur ve bir işlem yapılmak zorundadır. Bunun için de Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) konuyu araştırması ve yasal süreci başlatması lazım’ dedim. Kendisi ise bana ‘Komuta zincirini bir daha bozdurmam. Sen Güreş Paşa’yı bir defa aldın, komuta zinciri bozuldu, senin aklında ne olduğunu biliyorum. Bu komuta zincirini bozdurmak doğru olmaz’ dedi” diyor.
AMERİKA DESTEK OLDU MU?
28 Şubat’ın üzerinden 24 yıl geçti ama birçok yönü hâlâ karanlıkta kalmaya devam ediyor. Onlardan biri de “Darbeciler Sincan’da yürüttükleri tankları neden Başbakanlığa yürütmedi, darbe yapıp yönetimi ele geçirmedi?” sorusu.
“28 Şubat’ın hedefi Erbakan’ı istifa ettirip ülke yönetimini Mesut Yılmaz’a teslim etmek miydi?” sorusuna yanıt aranmadı. Oysa 28 Şubat’çıların bir hedefi de Cumhurbaşkanlığıydı. Her darbede olduğu gibi. Çevik Bir’in Cumhurbaşkanı olmak istediği konuşuluyordu. Çevik Bir, emekli olduktan sonra Cumhurbaşkanlığıyla ilgili bir soruya, “Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilirse aday olurum” diye yanıt vermişti. Peki Çevik Bir, bu yolları zorlamak yerine neden darbe yapıp Cumhurbaşkanı olmayı hedeflemedi?
ABD BÜYÜKELÇİSİ NE ANLATMIŞTI?
ABD’nin eski büyükelçisi Ricciardone bir grup Ankara basın temsilcisiyle zaman zaman bir araya gelip sohbet ettiğimiz birisiydi. Darbelerin arkasında ABD’nin olduğu yönündeki eleştirilerimiz üzerine itiraz etmiş, 28 Şubat sürecine ilişkin bir anısını paylaşmıştı.
“28 Şubat sürecinde Türkiye’ye atanan büyükelçiye onay çıkmadığı için müsteşar olarak bir süre büyükelçiliğe ben vekâlet etmiştim” demişti.
Ricciardone o sırada eliyle “bir” işareti yaptı. Elini omuzuna götürdü. Aramızda, “bir general” diyen de oldu, “Çevik Bir” de. Ricciardone, Çevik Bir diyen meslektaşımızı başıyla onayladıktan sonra, “Bize iki defa geldi. Destek istedi. ‘Olmaz’ dedik. Konvansiyonel bir darbeye karşıyız. Demokrasinin imkânlarını kullanarak Refahyol’dan kurtulabilirsiniz dedik” dedi.
ABD’NİN STRATEJİSİYLE UYUMLU
Ricciardone’nin bu sözleri gazeteci Cengiz Çandar’ın o döneme ilişkin Washington’dan aktardığı, ABD Dışişleri Bakanı Albright’ın, “Askeri darbe yoluyla olmaksızın Erbakan hükümeti gitmelidir!” sözüyle uyumluydu.
ABD, tankla topla devirin deseydi bir an bile tereddüt etmezlerdi.
Yorum Yazın