Kral Byzas yeni bir şehir kurmak ister...
Hani bugün de pek meşhur olan "Gnothi seauton/Kendini bil" sözünün tapınak duvarlarına kazındığı Delfi şehrine gidip kahinlere sorar...
Cevap açıktır: "Körler Şehri'nin tam karşısına..."
***
Nerden çıktı şimdi bu mitolojik anlatı?
Şöyle anlatayım...
Geçtim, kendi geleneğimizi, inançlarımızı, söylencelerimizi...
Geçtim, İstanbul'un fethini, payitahtlığını ve diğer özelliklerini...
Mitoloji meraklısı "beyazlar"ın pek sevdiği antik çağ anlatılarına bile baksanız...
İstanbul'un özel yanını apaçık anlarsınız...
Körlerin karşısındadır İstanbul...
Görenlerin, görmesini bilenlerin, görecek olanların şehridir.
***
İstanbul'un değerini, derinliğini ve geleceğini görüp anlamamız uyduruk veya resmi tarih anlatılarıyla engellenmeye çalışılmıştır.
Bu da bir yana...
Güzelim şehre yaklaşık yüz elli yıldır ne yapıldığını, nasıl yapıldığını anlamamız zorlaştırılmıştır.
Akıl almaz bir tahribat yaşamıştır bu şehir.
Sıkıştırılmış, iyice daraltılmış, demografik dönüşümlerle ve ruhsuz kentleşmeyle nefes alamaz hale getirilmiştir.
Hiçbir yeni imar faaliyeti...
Hiçbir yeni övgü silsilesi o tahribatın olumsuz etkisini silemiyor işte!
***
Biz bilmekte zorlanıyoruz ama "dışarısı" bilir İstanbul'u...
Derinliğini de değerini de bilir.
O yüzden...
İstanbul'u hep elinde tutmaya çalışmış, bunu az ya da çok başarmıştır.
Şunu iyice anlayalım...
Batı, öyle Pera'yla falan yetinmemiştir, yetinmez, yetinmeyecekler.
***
Devlet, Ayasofya hamlesiyle oyunu gördüğünü dosta düşmana belli etti.
Fakat dünya eski dünya değil...
Herkes yeni bir dünyaya, yeni yüzyıl tasarımına çalışıyor.
Aman dikkat! "Yeni süper güçler" veya "dünyayı idare edecek şehirler" söylemleri bizi baştan çıkartabilir.
Meselenin adını koymak gerek...
İstanbul'u bize bırakmamak için her şeyi yapacaklar.
İşaretlerini okumayı öğrenelim.
Şimdi derme çatma tiplerle karşımıza çıkıyor olmalarına aldanmayalım.
***
NOT DEFTERİ
Bilmiyorlardı ki, gerçek hasımları daha üst katlarda oturan komşularla kendileri arasındaki hiyerarşi değil, kendi zihinlerindeki bina imajıydı. (J. G. BALLARD / Gökdelen)
Yorum Yazın