O, “Ümmü’l-muharrirat” Halide Nusret Zorlutuna’nın kızıydı...
1980 öncesinin karanlık ve kanlı günlerinde Hisar Dergisi’nde aldığımız matbuat aşısıyla Burdur’da aylık Burak dergisini çıkarmaya soyunmuştum.
O zamanlar bizim camiada Nihal Atsız vardı, Tarık Buğra vardı, M. Necati Sepetçioğlu vardı, Sevinç Çokum vardı ve Emine Işınsu vardı romancı ve hikâyecimiz...
Hergün gazetesi, Devlet gazetesi ve Tercüman gazetesi yayındaydı, Türk Edebiyatı dergisi, Hisar dergisi, Hareket dergisi, Töre dergisi yayındaydı.
Ahmet Kabaklı, Ergün Göze, Necdet Sevinç, Necmettin Hacıeminoğlu, Erol Güngör, Osman Yüksel Serdengeçti, Dündar Taşer, Galip Erdem, Hikmet Tanyu, Mehmet Eröz, Nejdet Sancar okurduk...
Ülkücü dediğin hep okurdu o dönemler!
Komünistler azmış, sokaklar terör kaynıyordu...
Bir Dursun Önkuzumuzu işkenceyle şehit edecek kadar kudurmuşlardı...
*
Burdur’da dergi çıkarmak kolay değil... Kadro dert, matbaa dert, dizgi dert, dağıtım dertti.
Ne azimliydik ki Emine Işınsu hanıma da ulaşmış desteğini almıştım.
Antentli parşömen kâğıtlarda daktilo ile mektuplar yazdı, yol gösterdi sevgiyle... Hâlâ arşivimde!
Pat diye “Sancı” romanını yayınladığında Anadolu baştan sonra buğday başakları gibi dalgalandı...
Duru, tertemiz Türkçesiyle her gencin yüreğine dokundu hep...
Önkuzu destan oldu!
*
Emine Hanım, durmadan yazdı.
Aklı fikri Türk ve Türklükteydi...
Bir Yürek Satıldı ve Küçük Dünya adlı eserleri TRT’de dizi olunca ufkumuz açılmıştı..
Azap Toprakları’yla yüreğimizi dağlasa da, bizi Türk dünyasına taşıdı, sonra Ak Topraklar, Tutsak, Sancı, Çiçekler Büyür, Canbaz, Kaf Dağı’nın Ardında, Alparslan, Atlı Karınca, Cumhuriyet Türküsü, Nisan Yağmuru, Havva, Bir Ben Vardır Benden İçeri, Bukağı ve Bayram romanları peş peşe geldi...
Şiir, tiyatro, deneme ve hikâye kitapları da yazdı, çok sayıda ödülü olan velut bir yazardı...
*
Töre dergisi onun eseriydi ve yıllarca gençlerimizin yürek ve kafalarını besledi. Bu ülkede yıllarca bir dergiyi yayınlayabilmek çok büyük bir başarıdır ve Emine Işınsu böyle koca yürekli bir kadındı...
Önceki gün hayata gözlerini yumdu yiğit ve güzel yürekli kadın...
Burdur’da dergi çıkarmaya çalıştığımız günlere döndürdü bizi...
Ne emekler, ne maddî ve manevî zahmetlere katlanmış, 12 Eylül darbesiyle sonlandırmıştık yayını...
Bugün sosyal medya kölesi olmuş gençliğimize bakıp üzülüyorum...
Ruhun şad olsun yüreği güzel kadın...
Eserlerin hep yaşayacak, çocuklarımıza dilimizi ve milletimizi sevdirecek...
Tanrı mekânını cennet eylesin, Türk dünyasının başı sağolsun!
Yorum Yazın