16 ay sonra, ilk defa eski hayata yeniden dönme ve yeni bir hayata “merhaba” demenin keyfini ve mutluluğunu yaşıyoruz.
“Yeni hayat” tanımını biraz abartılı kullandığımın ben de farkındayım. Doğru olanı “ısınma turları” olmalı. Çünkü “gerçek yeni hayata” sonbaharda “merhaba” diyebileceğiz. Kanaatim odur ki bizim yeni hayatımız daha doğrusu hasretle beklediğimiz o eski günlerimiz bu sonbaharda çiçeklerini açacak olan farklı bir ilkbahar ile başlayacak.
Pandemiyi dikkatle izleyen ve elinden geldiğince doğru analizler yapmaya çalışan biri olarak sizden ricam şudur: Önümüzde konulan seçenekler ne kadar fazla, şımartıcı, coşku verici, hatta şaşırtıcı olsa da gelin lütfen bu seçeneklerin hepsini birden aynı anda ve hızla devreye sokmayalım. Aşılama kampanyası sonuçlanıncaya, toplumsal bağışıklık düzeyine ulaşılıncaya kadar gelin ufak ufak “ısınma turları” yapmakla yetinelim.
Mesela düğünlere, nişanlara katılalım ama halay çekmelerden uzak duralım. Mesela toplu taşıt araçlarını kullanalım, akşamları çıkıp parklarda bahçelerde biraz nefes alalım ama gereğinden çok ve kontrol-
süz kalabalıklaşmayalım.
Kısacası virüse yeniden bize daha rahat bulaşabileceği fırsatlar ve ortamlar sunmayalım. Hiç kuşku yok ki güzel günler bizi bekliyor. Ama her zaman her konuda olduğu gibi o güzel günlerin içini doğru ve akılcı yaklaşımlarla doldurmak da bize düşüyor.
İYİ HABER 1
SİNOVAC ÇOCUKLARA DA YAPILABİLECEK
ÖNEMLİ bir tıp dergisinde, The Lancet’te yayımlanan yeni bir araştırmaya bakılırsa bizde yaygın olarak kullanılan Sinovac aşısı çocuklarımız için de güvenli ve etkili bir aşı gibi görünüyor. Yaşları 3 ila 17 arasında değişen 550 genç üzerinde yapılan bu araştırmada 2 doz Sinovac aşısı uygulamasının güçlü bir antikor tepkisi oluşturduğu ve bu tepkinin çalışmaya katılan çocuklar ve gençlerin yüzde 96’sında belirlendiği açıklandı. Diğer taraftan aşının çocuk ve gençlerde herhangi bir yan etkiye yol açmadığı da gözlendi. Anlaşılan o ki güvenli bir ölü virüs aşısı olan Sinovac önümüzdeki dönemde çocuk ve ergenlerde de güvenle kullanılabilecek. Çünkü iyi tolere ediliyor. Çünkü ciddi bir yan etki yaratmıyor. Çünkü güçlü bir bağışıklık yanıtı oluşturabiliyor.
İYİ HABER 2
AŞI TARAFTARLARI ÇOĞALIYOR
IPSOS önemli bir araştırma organizasyonu. IPSOS’un toplumun aşılanma eğilimi konusunda yaptığı yeni bir çalışma var. O çalışmanın sonuçlarına bakılırsa, “sanatçılar ve kanaat önderleri”nin yaptıkları “Aşı olun” çağrıları iyi sonuçlar veriyor. Bu çağrılar her 4 vatandaştan 3’ünde olumlu karşılık buluyor. Bana sorarsanız pandemide bugün devreye girecek önlemlerle birlikte haftanın en güzel haberlerinden biridir bu. IPSOS’un rakamları özetle şöyle: Aşı yaptırma niyeti dikkate alındığında toplumun yüzde 35’i “Kesinlikle yaptırırım”, yüzde 30’u “Muhtemelen yaptırırım” yanıtını veriyor. Kısacası toplumun en az yüzde 65’i sırası gelince aşı olacağını beyan ediyor. Araştırmanın önemli bir sonucu da şu: Bugüne kadar aşı olmuş ya da sırası geldiğinde aşı olacağını ifade edenlerin yüzde 62’si “çevrelerindekilere aşı yaptırmalarını öneriyor”.
İYİ HABER 3
SIRA 18 YAŞA GELDİ
BUGÜN başlayacak iyi hayatı daha doğrusu ısınma turlarını daha da keyifli hale getiren bir dizi açıklama da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan geldi. Dr. Fahrettin Koca yaptığı açıklamalarda, “18 yaş altı kronik rahatsızlığı ve ek hastalığı olan gençleri 1 hafta 10 gün içerisinde aşılamaya başlayabileceklerini” bildirdi. Bakanın morali oldukça yüksek. Muhtemelen salgının başından bu yana en keyifli günlerini yaşıyor. Bunu da “Salgının kısa sürede sona ereceğine inancım tam. Kurban Bayramı’na kadar nüfusumuzun yüzde 70’ini aşılamayı hedefliyoruz” cümleleriyle ifade ediyor.
DİKKAT
STRES ANTİKOR DÜŞMANI
AŞILAMA kampanyası hızla ve başarıyla sürüyor. Aşılanan herkes ise mümkün olan en güçlü güçlü antikor cevabını oluşturmayı hedefliyor. Haklılar ama bu konuda da dikkat edilmesi gereken bazı ayrıntılar var. Örneğin stres yükü çok ama çok önemli bir faktör. İngiltere’de yapılan yeni bir araştırmaya göre (Manchester Üniversitesi), “Vücuttaki stres yükü ne kadar fazlaysa antikor üretebilme gücü o ölçüde azalıyor”. Yoğun ve süregelen stres dışında uyku bozuklukları, hareketsiz yaşam tarzı ve kötü beslenmenin de bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkileyerek aşıyla oluşturulacak bağışıklık cevabını azaltabileceği biliniyor.
Yorum Yazın