Durdu Güneş

Durdu Güneş

Mail: durdugunes@hotmail.com

İŞİMİZE GELEN SİNSİ YOZLAŞMA

Bir gerçeğin parçasını o gerçeğin bütünü olarak görmek o gerçeği inkar etmek kadar sakattır. Örneğin insanda demir vardır. Ama insan demir değildir. İnsan demirdir denilirse insana hakaret olur. 

Günümüz İslamında da kadınlar için başörtülü olmak, erkekler için namaz kılmak Müslümanlığın yeterlilik şartı olarak algılanmaktadır.

Bu durum başörtülü  kadınla, namaz kılan erkeğe hastalıklı bir kifayet duygusu vermektedir. Çünkü bununla kişi tekemmül etmiş bir Müslüman olduğu sanısına kapılarak,  artık yalan söylemek, haram yemek, haksızlık yapmak gibi davranışları meşrulaştırabilmektedir. Diğer yandan baş örtülü olmayan kadın ile namaz kılmayan erkekler din dışı olarak tasnif edilebilmektedir.

Dindar bir arkadaşım anlatmıştı. Küçük kızlarını dinini öğrensin düşüncesiyle dini bir grubun özel okuluna yazdırmışlar. Sonrasını şöyle anlatmıştı:

“Eşimle birlikte kızımın karne törenine gittik. Kızıma arkadaşı ‘Annen kötü kadın mı?’ diye sormuş. (Eşim öğretmen ve başı açık) Kızım kızgınlık ve öfkeyle ‘hayır’ demiş. Arkadaşı ‘O halde başı niye açık?’ demiş. Akşam kızım ağlayarak anlattı bize. Hemen okuldan aldık. Dindar biriyim ama dinini öğrensin diye gönderdiğimiz yerde hastalıklı bir din anlayışının yerleştiğini üzüntüyle gördüm." demişti.

Namazın özü bir duadır. Duanın özü ise ihlas ve imandır. Dini ritüellerin prim yaptığı, makama ve servete merdiven olduğu zaman dilimlerinde onun içindeki samimiyet yani iman ve ihlas ortadan kalkmakta ibadetler bir gösteriye dönmektedir. Tıpkı Mevlevilikteki semanın turistler için seyirlik bir gösteriye dönmesi gibi. Her kabuk içinde öz bulunacağı garantisi taşımaz. Ve özü olmayan kabuk bir anlam ifade etmez. Nice çetin ceviz gibi görünen ama içi küflenmiş ve  kof cevizler vardır.

Samimiyetten yoksun namazı en güzel Yunus Emre dile getirmiştir. “Bir kez gönül yıktın ise /Bu kıldığın namaz değil /Yetmiş iki millet dahi /Elin yüzün yumaz değil”

Müslümanlığın erkekler için sadece namaz kılmaya indirgendiğini söylemiştik.

Yine bir ilkokul öğretmeni arkadaşım anlatmıştı.

Öğrencilere İslamın şartını  sormuş. Çocuğun biri cevap vermiş: “Beş öğretmenim”. Öğretmen “say bakalım” demiş. Öğrenci şöyle saymış: “Sabah namazı, öğle namazı, ikindi namazı, akşam namazı, yatsı namazı”

Bu durum günümüzün İslam algısı özetlemektedir.

Bu gün haberlerde gördüm. İlahiyatçı bir hoca: “Namaz kılmayan hayvandır” demiş. Bir atasözümüz var. “Akıllı söylemeden düşünür. Akılsız düşünmeden söyler.” Kadim kültürlerden beri insanı tarif ederken “İnsan düşünen bir hayvandır” diye insanı hayvandan ayıran en önemli özelliğin düşünmek olduğu vurgulanır. Düşünmeyen ve düşünmeden söyleyen bu hocaya ne demeli.

Yine de Hocaya gösterdiğimiz tepki, kolaycılık  bence.Hoca aslında farkında olmadan kabullendiğimiz yozlaşmış İslam algısına uygun söz etmiştir.   Asıl olan İslamı iki davranışa hapsedip onu özünden uzaklaştıranlara, yozlaştıranlara tepki göstermemiz gerek. Tabi bunu yapmak akıl, yürek, samimiyet, cesaret ister. Zor iştir bu.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar