Şarkıcıymış... Adını ilk kez haber bültenlerinde duydum. Trafikte arkasından korna çalıp hızlanmasını isteyen bir genç adamın önünü kesmiş. Önce hakaret etmiş. Sonra darp etmeye başlamış. Arkasından 4-5 kez adamın suratına tükürmüş... Olan bitenin tamamı adamın cep telefonu kayıtlarında var. Ayrılırken de "Ezik" demiş adamcağıza... Neden ezik? Çünkü bütün bu olup bitenlere rağmen son derece nazik davranmış kadına.
Şarkıcı kızımızın en büyük şansı, karşısına bu kadar kibar ve soğukkanlı bir gencin çıkması. Aksi halde her gün haber bültenlerinde izlediğimiz 'trafik tartışması kurbanlarının' listesine dahil olurdu.
İşte gençlerimizin peşine takıldığı, sosyal medyadaki 'sempatik' kızın gerçek yüzü... Biraz damarına basıldı mı içindeki canavar nasıl da ortaya çıkmış. Gelin görün ki, bu olay onun takipçilerini arttırıp, şöhrete taşıyacak. Keşke şöyle kallavi bir ceza verilse, mesela tükürüğü pandemi döneminde 'silah' sayılsa da o karar emsal yerine geçse...
Irmaklar taştığında başımıza neler açtığı ortada. Bu Irmak da bir an önce ıslah edilmeli.
Neden verimli olamıyoruz?
İşkollarında verimliliğin giderek düşmesi, istatistiki açıdan sürekli belgeleniyor. Peki bunca çalışmamıza rağmen neden verimli, efektif ve rasyonel olamıyoruz? Sorunun cevabını bu hafta Atv'nin fenomen yarışması Kim Milyoner Olmak İster'de buldum...
Avşa'daki bir otelde 4 yıldır çalışan yarışmacı, yatak ile çarşaf arasına konan örtünün 'Alez' olduğunu iki joker kullanıp, sonunda 'sallayarak' bulabildi.
İnşaat mühendisi kızımıza 'Sundurma'nın eş anlamlısı soruldu. Kız neredeyse tüm jokerlerini harcayıp, sonunda 'Revak' doğru cevabına ulaşabildi.
Öğretmen yarışmacı, "Tarımla uğraşan, şehir dışında yaşayan kişiler hangi nüfus kesimine girer?" sorusunun doğru cevabı 'Kırsal kesim'i iki joker kullandıktan sonra bulabildi.
Yarışmanın arşivine girince bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Görünen o ki, kendi işimizi bile öğrenmek için çaba harcamıyoruz. Kimse sevdiği, istediği, bildiği işi yapmıyor. Çoğunluk, 'üniversite puanının yettiği' ya da 'bulabildiği' işi yaptığı için hem mutsuz oluyor hem de verimlilikten uzaklaşıyor.
Milyoner yarışması benim için son derece önemli bir sosyal laboratuvar. Eğer bu gözle izlerseniz, siz de ülke gerçekleri ile ilgili pek çok veriye ulaşabilirsiniz.
Bize de uydu ve paraşüt timi lazım
Kuzey Amerika'da her yıl 10 bin orman yangını çıkıyormuş. Bu sayıyı TRT Belgesel kanalında izlediğim Dünyaya Uzaydan Bakış belgeselinden aldım. Peki ABD ve Kanada bu yangınlarla nasıl başa çıkabiliyor?
ncelikle uydulardan faydalanıyorlarmış. Günü gününe uzaydan alınan görüntüler, söndürme ekiplerine rehber oluyormuş. Ayrıca yangınla mücadele eden hava indirme timleri de varmış. Karadan ulaşılması mümkün olmayan yerlere uçaklardan paraşütle atlayan ve kendilerine 'ateş dalıcıları' adı verilen uzman itfaiyeciler müdahale ediyormuş. Keşke bizde de bu 'ateş dalıcıları' timleri kurulsa...
Uyduların tespit ettiği iyi habere gelince: Yanan ormanlar sadece 3 yıl içinde kendilerini yenileyip, tekrar yeşil bir örtü haline gelebiliyormuş.
Gaf kürsüsü
MasterChef yarışmacısı Aras, "Bu yemeği daha önce kimseye yaptın mı?" sorusuna cevap verirken çam devirdi: "Evet, kız arkadaşıma, eşime yaptım. Şeyy, ikisi aynı kişi aslında..."
Zap'tiye
Memleket orman yangınlarıyla tutuşurken yağmur diledik. Bu kez de ülkeyi sel aldı. Doğa ananın mesajı net: "Verdiğimle yetineceksiniz."
Ne demiş?
"Çirkin ve şişman insanlarla görüşmek istemiyorum. Mümkünse mesaj atsınlar. Çocuğumun psikolojisi bozuluyor." (Deniz Akkaya'nın sözü)
Yorum Yazın