Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün Irak'ta olacak.
Terörle mücadele ana gündemlerden biri. Bu başlıkla bağlantılı olan diğer bir hayati gündem de Erbil-Bağdat arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle durdurulan petrol ihracatı.
Dibimizde komşumuzun elinde boru hattı sayesinde düşük maliyetle alabileceğimiz petrol var ve biz ta nerelerden tankerle getirmek zorunda kalıyoruz.
Günlük petrol tüketimimiz 950 bin varil.
PKK başta olmak üzere terör örgütlerinin sıkça sabote ettiği Kerkük hattına alternatif bir rota açılırsa ihtiyacımızın büyük kısmını daha uygun maliyetle Irak'tan alabiliriz. Irak'lı yetkililer yeni hattın kapasitesinin 350 bin varil olduğunu söylüyorlar.
Bu proje komşunun da işine gelecek. Erbil ve Bağdat'ın petrol ihracatı konusunda henüz anlaşmaya varamaması nedeniyle Irak ekonomisinin bir yılda yaklaşık 14 milyar dolar zarar ettiği tahmin ediliyor.
Tabii ki Kerkük'e alternataif olacak güzergahın PKK'dan arındırılması bu projenin olmazsa olmazı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyareti, Türkiye'nin en aklı başında komşusuyla olan ilişkilerinin yeniden tesis edilmesi için çok önemli bir adım.
***
GEÇTİ CİCİM AYLARI
ABD Temsilciler Meclisi'nde yapılan oylamada, Çinli ByteDance şirketinin sahibi olduğu sosyal medya platformu TikTok'un ABD'deki varlıklarının başka bir şirkete satılmaması durumunda ülkede yasaklanmasını içeren yasa tasarısı kabul edildi.
Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Michael McCaul, Başkan Biden'ın "Önüme gelirse onaylarım" dediği bu tasarı için "Bu uygulama Amerikalıların telefonlarında bir casus balonudur" diyor.
TikTok ise Meclisin kararına "170 milyon Amerikalının ifade özgürlüğünü ayaklar altına alacak, 7 milyon işletmeye zarar verecek ve ABD ekonomisine yılda 24 milyar dolar katkıda bulunan bir platformu kapatacak bir yasak tasarısını bir kez daha araya sıkıştırmak için önemli dış ve insani yardım kılıfını kullanması talihsiz bir durumdur" diye tepki gösteriyor.
ABD'nin, "insanı insandan soğutan" TikTok'la ilgili kaygıları son derece yerinde.
Ne var ki Çin gibi, vatandaşlık puanı uygulamasına geçmiş bir devletin ürünü olsa da Tiktok'un "peki ya ifade özgürlüğü" sorusu gayet yerinde.
Öyle ya, Sosyal medyayı çıkartan ABD'nin ta kendisiydi. Sorarsanız, bu mecra sayesinde bilginin yayılması önündeki mülkiyet ilişkileri engeli yıkılacak, ifade özgürlüğü dünyaya yayılacaktı.
Hiçbir zaman öyle olmadı tabii ki. Pandemiyi hatırlayın. Aşılarla, yasaklarla ilgili eleştirilerimiz sansürlendi, yazılarımız yasaklandı. ABD Başkanı Trump'ın hesabını bile kapattılar.
Sevmeyeceği eşeğin önüne ot koymayan ABD'nin yeni medyadan umduğu gerçek faydayı, geçtiğimiz günlerde Gazeteci Tucker Carlson'a konuşan eski bir CIA görevlisi kabaca şöyle özetliyordu:
"Sosyal medya sayesinde ajana ihtiyacımız azaldı. Herhangi bir ülkede adamlarımızı göndermeden sabotaj, darbe, toplumsal olaylar gibi faaliyetlerimizi daha verimli yürütebileceğimizi gördük."
Peki ne oldu da ABD bir anda sosyal medyayı "büyük şeytan" ilan etti. Olan belli. ABD'nin rakipleri de bu mecraya alternatif markalar soktular. Düzeyi daha da düşürüp gençlerin aklını aldılar. Ardından X'i de Elon Musk kapıvermesin mi? Tipik bir besle kargayı oysun gözünü durumu.
***
HİÇBİR ŞEY OLMADIYSA BİLE BİR ŞEY OLDU
Hafta sonu fahiş fiyattan satış yapan cafe ve restoranları boykot için sivil bir kampanya yapıldı.
Sonuç mu?
Gözlediğim kadarıyla ortalık sakindi ama yağmurlu havadan mı boykottan mı tam karar vermedim.
***
İLBER ORTAYLI HAKLI
İlber Ortaylı "Bütün Galataport'ta, yani Karaköy'den Tophane'ye kıyının açık olması lazım. İnsanlar orada oturabilmeli, gezebilmeli çünkü İstanbul'da gezinti yeri yok" diyor.
Sonuna kadar haklı.
İstanbul'un kıyıları işgal altında. Tıpkı Ege'de, Akdeniz'de olduğu gibi. Sahillerimizi geri istiyoruz.
Yorum Yazın