Evet... Evet... Evet...!
Hikaye... Hikaye... Hikaye...!
Bu ülke, bu ülke insanı, "hikaye nedir ve hikayenin olmazsa olmazı nelerdir?" bilmediği, öğrenmediği sürece, başkalarının hikayelerinde hep ya kötü adam ya da figüran olmanın ötesine geçemeyecektir.
Çünkü, aslolan hikayedir!
Dahası, müslümanlar Kur'an-ı hikaye diliyle okumaya başlamadıkları, hayatlarının kılavuzu da kültür olmadığı sürece, kimliğini bilemeyecek, dini, milliyeti onun en yumuşak karnı olacaktır!
Son zamanlarda, onca öncelikli dertlerimiz olmasına rağmen, birdenbire İzmir İlahiyat Fakültesi Felsefe hocası, ardından bir hafif müzik sanatçısı, derken Samsun'daki Atatürk heykeli ülke gündemine iner, gündemi birileri güne mi birbirine katar ve biz insanlar da içinden çıkılamaz hale gelmiş ortamda, sağımıza solumuza bakmadan, kim var kim yok görmeden, palayı saklayacağımız yerde, palamızın ucuna kim gelirse, biçer hale geldik!
Oysa, tarz aynı üslup aynı, malzeme bile aynı!
Sorun, atın ayağına bağlanan ipin, aslında bizim geleceğimizin boğazına, hatta tam da şah damarımıza bağlandığının farkında olmayışımızdır!
Dün de böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak, maalesef!
Çok uzağa gitmeye gerek yok, son üç ayda Türk Dünyası'nda olan biten iki hadiseye baksak, yeter!
Kazakistan...
Kazakistan'ı, Kiril alfabesinden Latin alfabesine geçiren, Türk Devletler Teşkilatı'nın fikir babası Nursultan Nazarbayev...
Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı rehber edinmiş bir, "Aksakal"...
Nursultan Nazarbayev 'in, Kazakistan, Türk Dünyası için neler yaptığını, ne imkansız denen şeyleri bizzat yaparak ispatladığını, Türk ve Türk Dünyası için dertlenen herkes bilir!
Aksaklıklar yok muydu...?
Hem de diz boyu...!
Her şey, süt liman mıydı?
Asla...!
Ama, Kazakistan Türk'ü, devlet olabilmenin bir tarafından ilk kez tutmuştu.
Düşünsenize, Sovyetlerin uzay üssü Baykonur Uzay Üssü sınırları içerisinde, Türkiye'nin neredeyse dört katı toprağa sahip...!
Hey hat ki, 1991 yılında bağımsızlığını ilan ettiğinde, 16 milyon nüfusa sahipti, nüfusunun yüzde kırk küsuru da Türk idi!
Kapitali yok, ne varsa Rus'un ve Rus'un elinde, ağzından salya akan emperyalistler de üşüşmüş!
Şu fotoğrafa, bir bakalım!
Yer, Kazakistan'ın başkenti Astana.
Nursultan Nazarbayev, Kazakistan' ın başkenti Astana'ya Atatürk heykelini dikiyor ve bizzat kendisi açılışını yapıyor !
Ve...!
Birkaç ay önce ip atıldı Nazarbayev 'in doğduğu şehir Taldikkorgan şehrinde, heykeli ip atılıp yıkıldı!
Sebep LPG fiyatına zam(!)
Ve...!
Bir de
şu fotoğrafa bakalım, lütfen!
Yıl 2022!
Yer, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin doğduğu şehir Samsun!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün heykeli ve atılan ip!
Ne tevafuktur ki, bugünlerde ülke gündemimiz doğalgaz, yani LPG(!)...!
Ne enteresandır ki Sayın Cumhurbaşkanımızın Ukranya ziyaretinde!?
İmdi...!
Sizce, bu iki hadise bir rastlantı, bir tesadüf mü?
Elbette, bir tesadüf değil, çünkü tesadüf diye bir şey yok, tevafuk vardır!
Asıl soru şu, bu ip kimin elinde?
Yorum Yazın