Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

Mail: hffhsyt@hotmail.com

İnsan arkeologları

Kazıp, kazıp insan çıkarıyorlar. Kim mi onlar? Atv'nin gündüz kuşağı kraliçeleri Müge Anlı ile Esra Erol...
Onlara antropolog mu desem, etnograf mı diye düşünürken aklıma "insan arkeoloğu" sıfatı geldi. Gerçekten de öyleler. Müge geçen hafta Almanya'ya evlatlık verilen Vedat Alexander'ın babasını, anasını ve 19 kardeşini tam 33 yıl sonra ortaya çıkardı. Aynı hafta içinde Esra Erol da Elif'i tam 32 yılın ardından annesine kavuşturdu.
Her iki programın da ekipleri muazzam çalışıyor. Ne yalan söyleyeyim, e-devlet'in soy ağacı uygulaması bile bu kadar çabuk sonuç vermiyor. Bence, ömrünü Sümerlerin Türk olduğunu ispatlamaya adayan Prof. Muazzez İlmiye Çığ hocamız, bizim kızlara el verse, gerçeği üç günde ortaya çıkartırlar vallahi...

İmdat! Paramı gasp ettiler!..
Başakşehir-Fenerbahçe maçı zaten gazı kaçmış gazoz tadındaki futbol keyfimi hepten kaçırdı. Sebebi, sempati duyduğum takımın kaybetmesi değildi. Resmen enayi yerine konulmaktı.
Başakşehir kalecisi Volkan Babacan geciktirdiği avut atışlarıyla maçtan 5 dakika çaldı. Ama hakem Fırat Aydınus başta olmak üzere kimsenin gıkı çıkmadı. Avrupa'da topun en az oynandığı lig bizimki. Bizim maçlarda top ortalama 45-50 dakika oyunda kalıyor. Gerisi yerde yalandan kıvranan artist futbolculara ve kırıta kırıta avut atışı kullanan kalecilere gidiyor.
Ben Süperlig maçlarını izlemek için her sezon yayıncı kuruluşa 1560 lira ödüyorum. Ama zamandan çalan sahtekar futbolcular, top toplayıcı çocuklara bile rakibe topu geç verme antrenmanı yaptıran yöneticiler ve bütün bunlara göz yuman hakemler ile onlara ses çıkarmayan Federasyon yetkilileri yüzünden futbol izlemek için ödediğim paranın yarısı gasp ediliyor.
Şimdi soruyorum: Bu gasp davasını yukarıda saydıklarımdan hangisine açmalıyım?
A) Futbolculara
B) Teknik direktör ve kulüp yöneticilerine
C) Hakemlere ve Federasyon yetkililerine
D) Yayıncı kuruluşa
E) Hiçbirine (Çünkü böyle gelmiş, böyle gider.)

Bu neyin kafası?
Yasak Elma dizisinin ikinci yönetmeni Oğulcan Eren Akay, bir restoran çıkışında, yani kamuya açık bir alanda kendisini görüntüleyerek mikrofon uzatan Kanal D muhabiri Barış Agil'i "Birazdan ben size göstereceğim" diyerek tehdit edip, kafa attı.
Neyin özel alan, neyin kamuyu ilgilendiren haber, neyin mahrem, neyin namahrem olduğu konusunda bu sütunlarda onlarca yazı yazdım. Tekrar bu konulara girmek niyetinde değilim. Çağrım tüm magazinci meslektaşlarıma: Bu olaya verilecek en güzel cevap, haber boykotudur. Bundan sonra egosu şöhretinden büyük olanları haberleştirmeyelim. Hatta yer aldıkları yapımları yok sayalım. Ben şahsen bundan böyle içeriğiyle değil, sabıkalarıyla ünlü bu diziden sütunlarımda tek satır söz etmeyeceğim. Yönetmeni işten çıkarılmış olsa da... Nokta.

Hoş geldin MALİ!
Önemli rahatsızlığının ardından Mehmet Ali Erbil'i ilk kez bir programda eskisi gibi neşe içinde görmek beni mutlu etti. Kanal D'deki Şarkılar Seni Söyler programına sunucu dostlarının kolunda gelen Mali, eskisi gibi şen şakraktı. İlk filmiyle ilgili 'sarı don' anısı herkesi güldürdü. Konuklardan Fatih Ürek ile harika paslaşmaları da keyif verdi. (Zaten bu ikisi bir araya geldiğinde ölüyü bile güldürürler.)
Aramıza yeniden hoş geldin Mali. Seni bir daha ekranda ağlarken görmek istemiyoruz. Zira bazılarına gözyaşı ve çaresizlik hiç mi hiç yakışmıyor...

Ne demiş?
"Artık kendim yürüyemiyorum ya, ben de DM'den yürüyorum." (Şarkılar Seni Söyler'e konuk olan Mehmet Ali Erbil'in sözleri)

Gaf kürsüsü
Habertürk'te Cem Küçük, Mahfi Eğilmez'in 2001 krizinde Merkez Bankası Başkanı olarak ekonomiyi batırdığını söyledi. Eğilmez'den anında açıklama geldi. "Hayatımda hiç Merkez Bankası Başkanlığı yapmadım. Kamudaki görevimden de 1997'de istifa ile ayrıldım."

Zap'tiye
Ajda Pekkan, Nebahat Çehre, Yonca Evcimik, Erol Evgin ve Hakan Peker'in kanlarından yaşlanmaya karşı antikor üretilebilir mi acaba?

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar