Avrupa'daki LGBT dayatması, içinde bulunduğumuz dönemin en çok tartışılan konularından biri. İngiltere işin suyunu çıkaranlardan. Öyle ki LGBT propagandasını artık ilkokul çocuklarına bile yapıyorlar. En son bu duruma müzisyen Sinan Akçıl sosyal medyasında dikkat çekti. Akçıl, arkadaşının kızıyla ilgili yaşadıklarını paylaştı. Ben de bunun üzerine Akçıl'ı aradım ve detayları öğrenebilmek için arkadaşı Aydın Bey'le görüştüm.
İngiltere'deki ilkokullarda LGBT dersi okutulduğunu belirten Aydın Bey, şöyle konuştu:
"Ben artık 9 yaşındaki kızımı okula göndermeye korkar oldum. Okulunda LGBT dersi zorunlu olarak okutuluyor. Dersi de bir LGBT bireyi veriyor. Okula gittim, kızımın bu derse girmesini istemediğimi söyledim ama okul zorunlu olduğunu söyledi. Okulla defalarca kavga ettim ama değişen bir şey olmadı. Çocuğu dersin olduğu günler okula göndermeyerek geçici bir çözüm buldum ama tabii bu sürdürülebilir bir şey değil. Gurbetçi ailelerin birçoğu Avrupa'daki bu durumdan dolayı büyük sıkıntı yaşıyor. O kadar ciddi bir sorun ki bu, Avrupa'da aileler protesto ediyor okulları. Ama ne yazık ki hâlâ bir çözüm yok. 18 yaşına gelmeden ilkokul seviyesindeki çocuklara bu dayatılmamalı. 18 yaşından sonra kim nasıl isterse öyle yaşar. Küçük yaştaki çocukların kafasını karıştırmaya gerek yok, kendi kararlarını kendileri verebilecek durumda değiller. Beyinleri taze ne verirsen onu alıyorlar, örf ve adetlerimizde, kültürümüzde, çocuk yaşta öğretilecek böyle bir derse yer yok..."
KADIN DERNEKLERİ NEDEN SUSKUN?
Bir 'Dilber' furyasıdır gidiyor. Sosyal medyada ünlüsü, ünsüzü 'Dilber' dansı yaparak kendi aralarında yarışır hale geldi. Dizide rol icabı Hazar Ergüçlü'nün kıyafetiyle, dansıyla, diyaloglarıyla gece yaşamının karanlık yüzünü seyirciye aktarmasıyla başladı her şey. O kadar etki yarattı ki günlerdir konuşuluyor. Bunun özenilecek ya da akım haline gelecek bir durumu yok. Üstüne üstlük kadının metalaştırıldığı bu ortamda; dansı da, giyilen kıyafeti de cazibe merkezi haline getirmek tek kelimeyle aymazlıktır. Diziye suç atarak ya da günah keçisi olarak göstererek de bu durumdan kurtulamayız. Rol icabı yapılan bir şeyin gerçek hayattaki yansıması çok trajik olabiliyor. Tıpkı gencecik kızlarımızın 'Dilber' akımına uyup sırf sosyal medyada daha fazla izlenmek adına bu ortamlara gidip dans edip, video paylaşması gibi...
Özenilecek ya da gıpta edilecek ortamların olmadığı hepimizin malumu. Ama olay öyle bir hale geldi ki ünlü isimler bile sahnelerinde 'Dilber' dansı ediyor, bazıları da Dilbervari elbiseleriyle kıvırdıkça kıvırıyor... Reyting uğruna daha ne şekle girecekler acaba... Bu konuda benim dikkatimi çeken bir nokta daha var... 'Dilber' tartışması günlerdir devam ederken kadın dernekleri ağzını açıp da tek kelime etmiyor. Halbuki, kadının cinsel obje olarak konumlandığı bu tartışmada, ilk onların söz söylemesini beklerdim. Gerekli gereksiz herkes yorumda bulunuyor... Kadınların hakları için mücadele eden kadın derneklerinin neden suskun olduğunu bilen var mı?
Yorum Yazın