Türkiye yönetimi 2023 seçimleriyle birlikte Recep Tayyip Erdoğan ve ekibiyle “normal” seyrinde ilerlerken “ülke muhalefeti" doğal olmayan bir süreç yaşıyor.
Ankara'daki hava Kemal Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkanlığı “bırakmayacağı” yönünde!
Ekrem İmamoğlu çok ısrar ederse...
Genel Başkanlık için ortaya atılıp onu da kazanamazsa İBB adaylığı riske girer.
Her zaman üçüncü bir yol vardır değil mi?
Konuşulan üçüncü yol ise siyaset sahnesinden Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu'nun aynı anda çekilebileceği!
Yerel seçimlere kadar vakit kazanmak için her şeyi yapan Kemal Bey burada yine başarısız olursa, hele de İstanbul'u kaybederlerse “CHP'nin çıkmazı” iyice karışık hale gelir.
Altı genel başkan ortak tanıtım videosunda yer alarak “Sana Söz" demişlerdi.
Verdikleri hiçbir söz gerçekleşmedi.
240 sayfalık “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Ortak Mutabakat Metni" boş enerji israfı oldu.
Konuyu uzatmaya lüzum yok; ancak hal böyleyken herkes yine olduğu yerde öylece duruyor.
En başta yaşadıkları “lider" sıkıntısı devam ediyor.
Deva, Gelecek, Saadet Partilerinin “politikaları” her an fırsat kollayan ihracatçıları andırıyor.
Ve biz yine bir “dejavu" yaşayarak CHP'nin Genel Başkanı’nın kim olacağını konuşuyoruz.
“Cumhurbaşkanı adayı kim?” sorusundan bu noktaya nasıl geldiklerinin muhasebesini yapmaya hevesleri yok gibi!
“EKREM BEY BAŞARISIZ”
“Oysa herkes öldürür sevdiğini” diye başlayan mısralarını Oscar Wilde, “Ama herkes öldürdü diye ölmez" şeklinde bitirir.
Olay örgüsüyle dikkatleri çeken bir dönemin Ezel Dizisi'nin ana şiirlerinden biridir. (Dizinin müstehcen içeriklerini tasvip etmiyorum, ancak hikayesi vurucuydu.)
Yazıyı yazarken aklıma gayri ihtiyari bu şiir geldi.
Ama bir şey eksik; CHP ve ortaklarının Ramiz Dayı'sı yok, Ezel'i de yok!
Siyasal entrikalar var, ama bunu çözecek bir kadro yok!
Bütün mesele bu...!
Yo yo, hayır; mevzuyu buradan Shakespeare’e bağlayacak değilim.
Çok hazzetmem, abartılmış Tanzimat döneminden bize kalan Batı edebiyatçıları!
Yazıyı biraz daha uzatırsam beni yapraklar alkışlayacak!
“EKREM BEY'İ ALKIŞLAYAN YAPRAKLAR"
O yapraklar çoktan döküldü.
Ahmet Haşim'in yaprakları bile daha kalıcıyken Ekrem Bey’in yaprakları börtü böcek yedi.
İmamoğlu yine hizmetleriyle değil "koltuk sevdasıyla" gündemde!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmayı bir türlü beğenmedi!
"Cumhurbaşkanı Adayı" olamadığı gibi “Cumhurbaşkanı Yardımcısı” da olamadı.
Ve geldik şimdi CHP Genel Başkanlığı koltuğuna...
Peki biz Ekrem Bey'i niye hiç “yaptığı hizmetlerle” konuşamadık? Gözle görülür bir yenilik, değişiklik, hareket yapsaydı fark edilirdi değil mi?
“AKSİYONER MUHALEFET VE TEVFİK GÖKSU"
“İstanbul” denince benim aklıma Ekrem İmamoğlu gelmiyor.
İBB AK Parti Grup Başkanvekili M. Tevfik Göksu yaşananları en iyi anlatan ve en iyi özetleyen isimlerden birisi...
“Son beş yılda İstanbul’da ne yaptık?” sorusuna kısaca şu cevapları vermiş:
- İstanbul’da ulusal muhalefet partilerine de “aksiyoner muhalefet” örneği gösterdik
- İstanbul özelinde AK Partisiz bir Türkiye’nin nelere mal olabileceğinin fotoğrafını ortaya koyduk.
- Çıktığımız tüm mecralarda İBB’nin resmî belgeleri (Faaliyet Raporları, Performans ve Bütçe Kitapçıkları) üzerinde titiz çalışmalar yaparak gerçek verileri İstanbullularla buluşturduk. Böylelikle algı ve manipülasyonla aldatılmaya çalışılan İstanbulluların gerçekleri öğrenmesini sağladık.
- Algı, reklam ve şov yaparak da olsa İstanbullulara ‘’kahraman’’ olarak sunulan ve toplumsal kabul görmüş bir siyasi figürü oyundan ve İstanbulluların gözünden düşürdük.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu maalesef “kavgalarla” gündeme gelmeyi tercih etti. Oysa insanlar “şehre hizmet” bekliyordu.
SON SÖZ: Cumhurbaşkanı Adayı olamayan Ekrem Bey, İstanbulluların gönlündeki tahtın sahibi de olamadı. Bu saatten sonra CHP'ye Genel Başkan olmak sadece bir ikbal meselesi ve toplumun çok da umurunda değil gibi!
Yorum Yazın