Abdulkadir Selvi

Abdulkadir Selvi

Mail: dfdkgjdlgk@hotmail.com

İmamoğlu neden gelgit yaşıyor

Kılıçdaroğlu üç açıklama yaptı.

1- Ümit Özdağ’la yaptığı gizli ittifakı itiraf etti. Ümit Özdağ’a biri İçişleri Bakanlığı olmak üzere üç bakanlık ve MİT Başkanlığı verdiğini kabul etti. Ümit Özdağ’la gizli anlaşmasından Meral Akşener’in de 6’lı Masa’nın diğer ortaklarının da hatta CHP’deki birinci adamı olan Faik Öztrak’ın da bilgisi olmadığı ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu’na yönelik büyük bir güvensizlik oluştu. Ümit Özdağ’a bunu veren, HDP’ye ne verdi sorusu gündeme geldi.

Kemal Bey’in güvenilirliği darbe yedi.

CHP’DE TEMİZ BİRİ YOK MU

2- Geçmişi temiz biri çıksa hemen bırakırım” sözünün hedefi Ekrem İmamoğlu’ydu. İmamoğlu’na sübliminal olarak, “Geçmişin temiz değil” mesajını verdi. Ama ifade ediş şekli yanlıştı. CHP ailesini töhmet altında bıraktı. O nedenle bu çıkışı Bumerang etkisi yaptı, döndü Kılıçdaroğlu’nu vurdu. Önder Sav bile başını çıkardı. “Bu söz, CHP’de geçmişi temiz olan yok demek anlamında algılanır” dedi.

SEVİYESİZCE HAKARET EDİYORLAR

Seçimlerden sonra CHP’ye yakın gazetecilerin bir kısmı Kılıçdaroğlu’na çok ağır hakaretlerde bulundular. “Merzifonlusu ünlü bir canlı” diyen seviyesiz gazetecinin benzetmesini bir tarafa bırakıyorum. “Saksı” diyeni, “Pişkin” diye saldıranı unutmadık. Ne biçim bir öfkeymiş ki, “Kemal Bey aklını kaybetmiş gibi” denildi. “Dedikoducu teyze gibi” benzetmesi yapıldı. Daha düne kadar cumhurbaşkanı adayı gösterdikleri Kılıçdaroğlu’na, “Kafayı fena yemiş” diye saldırdılar.

Bunlar çok çirkin sözler. Değil Kılıçdaroğlu’na, hiçbir lidere söylenmemesi gereken sözler. Eleştirinin de bir seviyesi olur. Kılıçdaroğlu dediğiniz kişi yüzde 48 oranında oy almış, 25 milyonun desteğini sağlamış birisi. En azından ona oy verenlere saygınız olsun.

MUHALİF GAZETECİLERİ HEDEF ALDI

3- Ama bu süreçte Kılıçdaroğlu da büyük bir yanlış yaptı. “Ben kimin nereden ne kadar maaş aldığını iyi biliyorum” diyerek muhalif gazetecilerin tümünü töhmet altında bıraktı. Çürük yumurtalar kimse onu açıklaması gerekiyordu. Muhalif medyada namuslu çok arkadaşımız var. Onları töhmet altında bırakması yanlış oldu.

MİLLETVEKİLLERİ İLE YEMEK

Kılıçdaroğlu, 
CHP milletvekilleriyle çalkantılı bir süreçte bir araya geldi. Belediye başkanları ile toplantı İmamoğlu-Kılıçdaroğlu düellosu şeklinde geçmişti. Bu arada Bülent Kerimoğlu’nun hakkını da yemek istemem. Yaptığı çıkışla Ekrem İmamoğlu’nun dengesini bozmayı başardı. Parti meclisi toplantısı ise Kılıçdaroğlu açısından bir yenilgi olarak sonuçlandı. Çünkü 60 kişilik PM’de muhalefet 31 sayısına ulaştı. Kılıçdaroğlu kendi seçtirdiği PM’de azınlıkta kaldı.

Ama milletvekilleriyle toplantıda tablonun farklı olduğu söyleniyor. Milletvekilleri, Kılıçdaroğlu’nun toparlamaya çalıştığı izlenimi edinmiş.

MEDYA ÖNÜNDE KONUŞMAYIN TALİMATI

Yemekli toplantıda sadece Kılıçdaroğlu konuşmuş. Milletvekilleri söz almamış. Milletvekillerine, “Biz CHP’yiz, biz aileyiz. Partici meseleleri medya önünde konuşmayın. Meşru zeminlerde en ağır konuşmaları yapalım ama medya önünde yapmayalım. Size partici meseleleri soracaklar, bu konuda bir şey söylemeyin. Bunu yapmanız partililerin moralini bozuyor. Bunu yapan olursa onlarla yolumuzu ayırırız” diye konuşuyor.

İLÇE KONGRELERİ BAŞLIYOR

Kılıçdaroğlu medya önünde konuşmayın dedi ama 5 Ağustos’ta ilçe kongreleri başlayacak. Onu 15 Eylül’de il kongreleri takip edecek. Şimdiye kadar soğuk savaş yaşanıyordu. İlçe ve il kongrelerinin başlamasıyla birlikte sıcak savaş başlayacak. O nedenle Kılıçdaroğlu’nun “partici meseleleri medya önünde konuşmayın” uyarısı etkili olmaz. Çünkü CHP’de partici mücadele medya üzerinden yapılıyor.

İMAMOĞLU GELGİT YAŞIYOR

Bu gelişmeler Ekrem İmamoğlu’nu hızla bir karar almaya itiyor. Seçimlerden hemen sonra değişim talebiyle ortaya çıkan İmamoğlu, CHP Genel Başkanlığı’na soyunacak mı? Çünkü lideri olmayan hiçbir değişim başarılı olamaz.

Ekrem İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu ile genel başkanlık yarışına girme konusunda ise gelgit yaşadığı söyleniyor. İmamoğlu, CHP Genel Başkanlığı mı yoksa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı mı tercihi ile karşı karşıya kaldığında zorlanıyor. Çünkü CHP Genel Başkanlığı’nı kazanması zor gözüküyor ama bu arada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı’ndan da olmak istemiyor. Gelgit yaşamasının nedeni bu.

HAVUÇ-SOPA POLİTİKASI

O zahmetsiz bir şekilde CHP Genel Başkanlığı’nın kendisine sunulmasını bekliyordu. Ama Kılıçdaroğlu, “CHP Genel Başkanlığı kimseye altın tabak içinde sunulmaz” diyerek o kapıyı kapattı. Kılıçdaroğlu o kapıyı kapattı ama “CHP Genel Başkanlığı’na aday olmazsan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayımızsın” diye havuç-sopa yöntemini kullandı. Ekrem İmamoğlu’nun seçimlerden 3-4 ay önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunu bırakmak istemediği söyleniyor. Tereddütlü davranmasının altında bu gerekçenin yattığı söyleniyor.

CHP’deki gelişmeleri izlemeye devam.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar