Cumhurbaşkanı Erdoğan, gemi kaptanı olan Ahmet Kaptan’ın oğlu.
O nedenle gemi literatürünü iyi biliyor. Kılıçdaroğlu’nun, “Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin” sözlerine, “Gemi şu anda bordasından çok kötü çarptı” diye karşılık verdi. Geminin bordası tam ortası, kenarı demek. Bir gemi tam ortasından hasar aldıysa denizin ortasında işi zor demektir.
Kemal Kaptan’ın CHP gemisi de seçimlerde ağır hasar aldı. Kılıçdaroğlu hem cumhurbaşkanlığı seçimini hem de milletvekili seçimini kaybetti. Geçen dönem CHP’nin Meclis’te 146 milletvekili vardı. Şimdi sayı 130 milletvekiline düştü.
CHP’YE GÜVEN
İktidara geliyoruz diye girilen seçimde çifte başarısızlık yaşandı. Kılıçdaroğlu şimdi ağır yaralı olan gemiyi, fırtınalı denizde limana yaklaştırmaya çalışıyor. Ben Kılıçdaroğlu’na değil ama CHP’ye güveniyorum. Darbeleri, parti kapatmaları yaşamış siyasi bir çınarın adıdır CHP... Geminin dümeninde hiçbir kaptan olmasa dahi CHP gemisi limana yanaşır.
ÇEKİLİN TALEBİ
Ekrem İmamoğlu dün Kılıçdaroğlu ile üçüncü kez bir araya geldi. 2 saat süren toplantıda ne konuşuldu?
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanlığı’na aday. Ama çıkıp ben adayım demiyor. Peki ne diyor? Kılıçdaroğlu’na, “Siz çekilin. Aday olmayın” diyor. Kılıçdaroğlu ile yarışarak değil, kurultaya tek aday olarak girerek CHP Genel Başkanı olmak istiyor.
ÜÇÜNCÜ YOL MU
Ekrem İmamoğlu ekibi bir ara üçüncü yol diye bir şey ortaya atmıştı. Kılıçdaroğlu da İmamoğlu da aday olmasın, iki ismin üzerinde uzlaşacağı bir isim genel başkan olsun. Demirel’den sonra, “Kasıma kadar İsmet abi” formülü olarak gündeme gelmişti. Olmadı. CHP-SHP birleşmesinde ise Karayalçın ve Deniz Baykal da aday olmamıştı. “Hikmet abi” modeli olarak uygulanmıştı.
Zaten Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu’nun bu görüşmesi için de Hikmet Çetin aracı olmuş. Hikmet Çetin iki partiyi CHP şemsiyesi altında birleştirdi. Deniz Baykal ilk kurultayda CHP’nin başına geçti.
ÇİFTE KOLTUK
Ekrem İmamoğlu bir ara formül olarak bunu düşünmüştü.
Ama şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile CHP Genel Başkanlığı bir arada olabilir mi diye araştırıyormuş.
Yasal olarak mümkün değil ama Ekrem İmamoğlu hiçbir koltuğu bırakmak istemediği için iki görevi birlikte yürütmek istiyormuş.
CHP Genel Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu.
Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olmak istediği zaman, “Bana bir dönem yetmez, iki dönem isterim” demişti.
YAVAŞ’LA BİRLİKTE DÜŞÜNÜLMÜŞTÜ
Mansur Yavaş’la birlikte cumhurbaşkanı yardımcılığına aday gösterildiklerinde, seçimi kazanınca yasal bir değişiklik yapıp iki görevi birden yürüteceklerdi. Sanki belediye başkanlığında çok başarılıymış gibi. Seçim kaybedilince hepsi gitti.
İMAMOĞLU: ‘ÇEKİLİN’
Tekrar Kılıçdaroğlu-İmamoğlu görüşmesine dönersek, iki nokta ön plana çıkıyor.
1. İmamoğlu’nun önceliği, Kılıçdaroğlu’nun çekilmesi ve kongrede aday olmaması. İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun çekilmesini sağladıktan sonra tek aday olarak kurultaya gidip CHP Genel Başkanı olmak istiyor.
KILIÇDAROĞLU: ‘ÇEKİLMEM’
2. Kemal Kılıçdaroğlu çekilmiyor. Önümüzdeki kurultayda tekrar aday olmakta kararlı. Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığını ilk açıklayan Bülent Kuşoğlu,”Kılıçdaroğlu’nu aday göstereceğiz” dedi
İmamoğlu CHP Genel Başkanı olacaksa Kılıçdaroğlu ile savaşmak zorunda kalacak. Aday olmayı göze alabilirse, kurultayda bizi kıran kırana bir mücadele bekliyor demektir. Kılıçdaroğlu çekilmiyor. Aday olmakta daha kararlı ve İmamoğlu’na göre daha cesur.
MİLLETVEKİLİNİN FİLMİ HOLLYWOOD YOLUNDA
SEÇİMLER, yeni kabinenin kuruluşu, CHP’deki genel başkanlık yarışı nedeniyle siyasete öyle gömüldük ki etrafımızda olan diğer gelişmeleri göremiyoruz.
AK Parti İstanbul Milletvekili Serkan Bayram artık sadece siyasette değil, sanat çevreleri tarafından da tanınıyor. Çünkü Serkan Bayram çok farklı bir iş yaptı. Engelli bir milletvekili Serkan Bayram.
Daha küçük bir bebekken tarlada çalışan annesi, onu bir ekin yığınının dibine koymuş. O sırada çıkan yangında tahta beşiğin içindeki Serkan Bayram yanmış. Bir eşeğin sırtında hastaneye yetiştirilmiş ama öldü diye bakılmış. Babası hiç umudunu kaybetmemiş. “Bir nefes olsun yeter” demiş. Serkan Bayram yaşamış ama ağır yanıklar nedeniyle engelli kalmış.
BAŞARI HİKÂYESİ
Serkan Bayram’ı milletvekili seçilip Meclis’e geldiği günden beri yakından tanıyorum. O bir başarı hikâyesi. Toplumdan kaçmamış, saklanmamış. Tam tersine toplumun içine girmiş. Hukuk fakültesini bitirip hâkimlik sınavını kazandığında “Engelliden hâkim olmaz” diye elemişler onu. O zaman hayata küsmüş. Bana artık kız bile vermezler, demiş. Ama sonra küllerinden yeniden doğmuş. Başarı hikâyesi onu sadece parlamentoya taşımamış, o artık beyazperdede. “Buğday Tanesi” filmi, bir bebeğin yanıp kavrulan bedenini ama o ateşin külleri arasından doğan Serkan Bayram’ı anlatıyor. Aslında Buğday Tanesi sadece Serkan Bayram’ın hikâyesi değil, aynı zamanda milyonlarca engellinin varoluş çabasına ayna tutuyor.
YURTDIŞINDAN ÖDÜLLER ALDI
Film Paris’te Sosyal Sorumluluk Proje Ödülü aldı. Serkan Bayram hem ödülünü aldı hem de ülkesini suçlamayan, tam aksine engelliler konusunda yapılan çalışmaları anlatan bir konuşma yaptı. Demek ki hem ödül alınır hem de ülkeni suçlamadan konuşma yapılabilirmiş.
Benim bugün bu yazıyı yazmama neden olan şey ise şu, Buğday Tanesi filmi dün Frankfurt 23. Film Festivali’nde Sosyal Sorumluluk Proje Ödülü’ne layık görüldü.
Bugün de Netfix’te, 200 ülkede, 35 dilde ve 300 milyon insanın beğenisine sunulacak.
Buğday Tanesi’ne artık yurtdışından birbiri ardına talepler geliyor. 21 Haziran’da İngiltere Parlamentosu’nda filmin gösterimi yapılacak. Serkan Bayram filmi İngiliz parlamenterlerle birlikte izleyecek.
HOLLYWOOD DEVREDE
Dünya sinemasının kalbinin attığı Hollywood da Buğday Tanesi’ne ilgisiz kalmamış. Yapımcı ve senaristler Serkan Bayram’la temas kurmuşlar. Orijinal hikâye ile ilgilenmişler... Yeni bir senaryo ve prodüksiyonla Buğday Tanesi’ni beyazperdeye aktarmayı planlıyorlarmış.
Buğday Tanesi bir öncü oldu. Engellilerimiz arasında nice başarı hikâyeleri var. Dilerim buğday taneleri başağa durur ve biz engellilerin yeni başarı hikâyeleri, hüzünleri ve aşklarıyla tanışırız.
Yorum Yazın