"Lagâri Hasan Çelebi, Murad Han'ın Kaya Sultan nam duhteri pakizesi vücude geldiği gece akube şadmanlığı oldu. Lagari Hasan, elli okka barut macunundan yedi kollu bir fişeng iacad etti. Sarayburnu'nda Hünkâr huzurunda fişenge bindi ve şakirdleri fişengi ateşlediler. Lagari, "Padişahım seni Hüda'ya ısmarladım" diyerek temcid ve tevhid ile evci asumana huruc eyledi...
Denize indi...
Yanında olan fişengleri ateş edip ruyi deryayı çeragan eyledi. Bam-ı felekde fişengi kebirinin barutu kalmayıp da zemine doğru nüzul ederken, ellerinde olan kartal kanatlarını açıp Sinanpaşa Kasrı önünde deryaya indi. Oradan şenaverlik ederek uryan huzurı padişahiye geldi. Zemini bus ederek selam verdi. Bir kise akça ihsan olunup yetmiş akça ile sipahi yazıldı. Sonra Kırım'da Selamet Giray Han'a gidüp orada merhum oldu. Rahmetli yar-i gaar-ı sadıkımız idi."
Yukarıda arz ettiğim metin 25 Mart 1611 tarihinde İstanbul Unkapanı'nda doğmuş, 1682 yılında kendi ifadesiyle, ''Ölümsüzlük iksiri'' aramak için gittiği Mısır'da vefat etmiş, merhum Evliya Çelebi dedemizden alınmıştır.
Lagari dedemizin kim olduğunu, ne işlerle iştigal ettiğini yukarıda Evliya Çelebi dedemizin yazdıklarından az çok anlamışızdır.
Lagari dedemiz 17.yüzyılda yaşamış ve dünyanın ilk astronotluğuna soyunup, ilk roketi de İstanbul Boğazı'nı geçecek kadar da olsa yapıp hayata geçirmiş birisidir!
Rivayet odur ki, bir sebepten Kırım'a kaçmak zorunda kalıp, Kırım'a gitmiş ve orada vefat etmiş!
Demek ki, 17. yüzyılda dünyanın ilk roketini biz Türkler icad etmişiz ve ilk astronot da bizden çıkmış!
Ben demiyorum, elin ABD' lisi ünlü Smithsonian Enstitüsü Uzay Araştırmaları Bölümü Başkan Yardımcısı Frank Winter da, ''Türk roket adam Hasan Çelebi'nin 1633′ teki denemesi şimdiye kadar kayıtlara geçen ilk insanlı uçuş denemesidir" demiş!
Bunları nereden mi biliyorum?
Bir zamanlar, "Hezarfen Çelebi ile Lagari 'nin Uçma Düşleri'' isimli bir çocuk oyunu hazırlamış, tüm ilkokullarımızda sahnelemek istemiş, lakin ne Milli Eğitim Bakanlığı ne de bizim mahallenin eğitim sendikalarından muhatap bulamamıştım!
Neyse, nihayet konunun ehemmiyetini bilen Cumhurbaşkanımız Saygıdeğer Recep Tayyip Erdoğan, 2023'te kendi roketimizle Ay'a ilk sert iniş ( Terminolojik ifade) yapacağımızın müjdesini verdiler!
Bu habere kim sevinmez ki..?
Sanmayın ki, sevinmeyenler olmaz!
Elbette olur!
Zaten dört asırdır başımıza ne geldiyse, bu memleket hayrına, insanlık hayrına ne kadar güzel bir fikir, icraat varsa, sevilmediği gibi bir de itibarsızlaştıranlardan gelmedi mi?
Peki bu dört asırda biz neler yapmışız?
Yapa yapa, Türk Hava Kurumu Müzesi'ne bir tek Lagari heykeli dikmişiz ve kendimizce görevimizi yapmışız!
Şimdi sıkı durun!
Lagari dedemiz nerede vefat etti?
Kırım 'da..!
İlginç olan bir şey daha var ki, o da Lagari dedemizin ölümünden yüzyıllar sonra, modern anlamdaki ilk roket çalışmalarının yine Kırım'ı içine alan Ukrayna'da gerçekleştiğidir!
En yalın şekliyle, içim yana yana derim ki, bakmamışız görmemişiz, kim neye bakmamızı istiyor, kim neyi görmemizi istiyorsa ona bakıp, onu görmüş, kim neye inanmamızı istiyorsa da ona inanmışız!
Akletmemişiz vesselam!
İmdi bize düşen, "Geç olsun da güç olmasın" deyip, bundan sonraki süreci, aklederek devam ettirmektir!
MHP Genel Başkanı Saygıdeğer Devlet Bahçeli'nin, Uzaya gidecek astronot için isim önerisi, "Cacabey" oldu!
Bendeniz de, "İlk roketin adı Lagari olsa, hoş olmaz mı?" derim.
Yorum Yazın