RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Bu yumuşama ne kadar sürecek acaba? Biraz sıkıldım ben. Şöyle ey diye seslenmek istiyorum.
- ÖZGÜR ÖZEL: Saray demeden, Erdoğan’a yüklenmeden, bağırıp çağırmadan... Geçmiyor günler geçmiyor.
*
- EKREM İMAMOĞLU: Bu Özgür, rolünü iyice abartmaya başladı. Başımıza yeni Kılıçdaroğlu mu kesilecek acaba?
*
- MANSUR YAVAŞ: Ben bunlara uymamalıyım. Sessiz kalmalıyım. O top benim ayağıma ancak böyle gelir.
*
- DEVLET BAHÇELİ: Bana yeni bir Ferdi Tayfur şarkısı bulun. Gönderme yapmak istiyorum.
*
- KEMAL KILIÇDAROĞLU: Nasıl dikkat çekeceğim ben? İstanbul’dan Ankara’ya mı yürüsem acaba?
*
- AHMET DAVUTOĞLU: Bizi iyice unuttular. Yüzde 49 oy almış bir başbakan olduğumu hatırlatmam gerekiyor.
*
- ALİ BABACAN: Mehmet Şimşek, benim bütün argümanlarımı elimden aldı. Ah Mehmet ah!
*
- GÜLTEKİN UYSAL: Özgür Bey de Kemal Bey gibi pazarlığa açık mıdır acaba?
*
- FATİH ERBAKAN: Bana Türkiye’nin İsrail’e verdiği bir destek bulun çabuk. Çabuk. Çabuk.
BİR ÖNE ÇIKMA YÖNTEMİ OLARAK ERDOĞAN’LA GÖRÜŞMEK
Özgür Özel, Erdoğan’la buluştu.
Böylece Özgür Özel, muhalif liderler arasında bayağı bir öne çıkmış oldu.
*
Mansur Yavaş, Erdoğan’dan randevu isteyeceğini açıklamış.
Görüşme gerçekleşirse Mansur Yavaş da biraz öne çıkmış olacak.
*
Bakalım Ekrem İmamoğlu da Erdoğan’la görüşme talebinde bulunacak mı?
En azından eşitliği sağlamak açısından.
HIRSIZLIKTA YENİ BİR SEVİYE
Haber, tam olarak şöyleydi:
*
“Çatalca’da beş bungalov ev, havuzlarıyla birlikte çalındı.”
*
Haberi okur okumaz mırıldandıklarım şunlardır:
*
- Betondan şaşmayacaksın aga.
- Allah’tan arsayı bırakmışlar.
- Havuzu nasıl çaldılar acaba?
- Peki ya havuzun suyu? Onu nasıl hallettiler?
- Çok uzağa gitmiş olamazlar beş ev ve beş havuzla.
- Düşünsene: Eve gidiyorsun, ev yok.
- Bungalov bizim millete uymaz abi.
Bunları mırıldanırken ilerleyen saatlerde Çatalca Kaymakamlığı’ndan, ‘hırsızlık yok, ödemesini alamayan müteahhit binaları demonte edip götürmüş’ açıklaması geldi.
EV BASKINLARIYLA GÖZALTINA ALINANLAR KİMLER
CİDDİ bir internet sitesinde şöyle bir haber gördüm:
*
“Taksim yasağına karşı çıktıkları gerekçesiyle 12 kişi daha ev baskınlarıyla gözaltına alındı.”
*
Olayların nasıl geliştiğini bilmesek...
Taksim yasağına karşı çıkanların evlerine baskınlar düzenlendiğini zannedeceğiz.
*
Çok şükür, olayların nasıl geliştiğinin farkındayız da...
Ev baskınlarında gözaltına alınanların polise dakikalarca sopalarla saldıranlar, kaldırım taşlarını söküp fırlatanlar olduğunu bilebiliyoruz.
YALANLARLA MÜCADELE İŞİN BİR PARÇASIDIR
Asılsız haberlere, sosyal medya palavralarına, uydurma iddialara maruz kalan kurumlar var.
Bu kurumların yöneticilerine soruyorum:
*
“Neden bir şey yapmıyorsunuz bunlara karşı?”
*
Verdikleri cevap genellikle şu oluyor:
*
“İşi gücü bırakıp bunlarla mı uğraşacağız.”
*
Bu yaklaşıma karşı benim verdiğim cevap şu oluyor:
*
Hayır. İşi gücü bırakıp bunlarla uğraşmayacaksınız. İşinizin gücünüzün bir tarafının da bunlarla mücadele olduğunun bilincinde olacaksınız. Hiç sektirmeden yalanlayacaksınız. Hiç üşenmeden doğrusunu söyleyeceksiniz. Hiç küçümsemeden üzerine üzerine gideceksiniz. Başka türlü olmaz.
SIĞINMACI NİKÂH TARİFESİ
CHP’ye geçen bazı belediyeler, sığınmacılara aşırı pahalı nikâh tarifeleri uygulayacaklarını açıklıyorlar.
*
Mesela Uşak Belediyesi.
Normalde 705 lira olan nikâh ücretini sığınmacılar için 15 bin liraya çıkarmış.
*
Bir sığınmacıyla evlenen Türk olduğunda bu tarife nasıl uygulanıyor acaba?
*
705 lira mı?
Yoksa 15 bin liranın yarısı mı?
ACI ÇEKMEK AÇISINDAN DİLBERAY MI BERGEN Mİ
Dün akşam üşenmedim Dilber Ay ve Bergen filmlerini izledim.
*
Hangisi daha çok acı çekmiş?
Hangisi daha çok acıların kadını?
*
Cevap veriyorum:
Tartışmasız Dilber Ay.
*
Öyle bir zulüm ki Dilber Ay’ın yaşadığı...
Böyle bir zulüm hayal bile edilemez.
SEN DE SU İÇMEKLE KALMIYORSUN BE CELAL HOCA
Celal Şengör, şöyle yakınmış:
*
“Bu bir haksızlık. Bazı insanlar var, at gibi yiyorlar ama incecikler. Biz bir su içiyoruz, şişmanlıyoruz.”
*
Celal Hoca’nın bir su içmekle kalmayıp tencerenin dibini sıyırdığına hem yemin edebilirim hem de bahse girebilirim.
Yorum Yazın