Bu soruyu, solun lideri(!) Erdal İnönü'nün Anadoluhisarı'ndaki milyarlık yalısını "müze yapmaya" karar verdiklerinde de sormuştuk...
Rahmetli İnönü'den geriye kalmış "kutsal emanetler" mi vardı?
Çok mu önemli bir adamdı? Tuttuğunu altın mı ediyordu?
Sevinç Hanım'dan başka kimin için ne anlam taşırdı defteri kalemi, cüzdanı, gömleği, çorabı fanilası?
Babasıyla çekilmiş birkaç fotoğraf belki ya da ilkokul son sınıf karnesi falan...
Abesle iştigali çok seviyorlar ama "içini doldurmak" şarttır.
Bir diğer örnek, Bandırma Vapuru'nun Samsun kıyısındaki maketi.
Kendisi değil, çakması.
Madem bu bir "kutsal vapurdu", aslını niçin saklamadınız, üzerine titremediniz?
Atatürk'ün ayağının değdiği her yer kutsallık kazanıyorsa, nerede o kutsal gemi?
Savarona'nın güverte tahtalarına sosyete karılarının ayağı değdi diye kıyameti koparmıştınız...
Şimdi benzer bir olayla daha karşılaştık:
Atatürk'ün Afrin'de "konakladığı" ev müze yapılacakmış.
Ev şimdilik temizlenmiş, restorasyonu ve müzeye dönüştürülmesi proje aşamasındaymış.
"Bölgedeki hareketliliğin azalmasının ardından" restore edilecekmiş.
Yani PKK/YPG ile çarpışmalar yatışınca.
Yoksa oralar bizim olunca mı?
***
Bu evin hiçbir özelliği yok. Sıradan bir taş bina.
Tek özelliği Atatürk'ün, daha doğrusu Yıldırım Ordular Grubu Komutanı Mustafa Kemal Paşa'nın 1918 sonbaharında orada kalmış olması.
Kaç gün ya da kaç gece kaldığını da öğrenemedik.
Suriye cephesinde bozguna uğramış ve çekilmekte olan ordulara "yıldırım" adını vermek de herhalde ancak Enver'den beklenecek bir iyimserlikti...
Bu ordu, yenilmiş bir Osmanlı ordusuydu.
Daha önceki komutanı da Liman von Sanders. Bir "Alaman paşası"...
Yarı-aydınlara seslenen memur gazetesi, bunu "Atatürk'ün Suriye seferi" diye pazarlamaya çalışıyor.
Okuyan cahil de sanacak ki Atatürk, Yavuz Sultan Selim misali bir Suriye seferine çıkmış...
Hoyda bre diyerekten Şam'ı, Kudüs'ü alıp Kahire'ye yönelmiş...
Bunu neden yapıyorlar?
Cahillikten mi uyuzluktan mı?
Bence yalnızca hamşoluktan.
Bununla CHP'ye oy toplayacaklarını sanıyorlar.
***
Müze yapmasına yapın tabii de, içine ne koyacaksınız?
Oralarda ya da Suriye'nin herhangi bir yerinde, Atatürk'ten kalma herhangi bir şey mi var?
Dön dolaş gene içine Nutuk'un ilk baskısını falan koyarsınız. Eh, eski yazı ya...
Ama bu da 1918 yılının eylül-ekim aylarına hiç uymaz.
O müzeye ancak Atatürk'ün "Osmanlı üniformasını", Luger Parabellum tabancasını, Çanakkale madalyasını ya da Almanlar'ın verdiği "demir haç" nişanını falan koyarsanız bu bir anlam kazanır.
Çünkü 1918 yılında Atatürk bir Osmanlı generaliydi.
Ama bu da Kemalizm ideolojisine hiç uymayacaktır.
Hani devrimler?
Gayretkeşlik kolaydır da destekli atmak zordur.
Yorum Yazın