Bilelim ki müsilaj tehdidi sadece çevremizi kirletmiyor, o tehdit yıllardır ruh ve bedenlerimiz için de zaten var, ruh ve bedenlerimiz de o tehditten payını alıyor.
Kısacası “çevresel müsilaj” ile “bedensel ve ruhsal müsilaj” meselelerini aynı sepete koymak gerekiyor. Bu nedenle gelin isterseniz müsilaj sorununa “damardan”, yani “bedenden ve ruhtan” girelim. Hazırsanız buyurun...
ÖNEMLİ BİLGİ
MÜSİLAJ BİZİ DE KİRLETTİ
MÜSİLAJ meselesi yalnızca Marmara’yı değil yaşadığımız çevrenin tamamını, neticede de ruh ve bedenlerimizi de kirletiyor. Sağlık pratiğinde kısaca “kronik hastalıklar” olarak tanımladığımız pek çok sağlık sorununun ardında da çoğu zaman az ya da çok “müsilaj problemi” yatıyor. Bedensel ve ruhsal müsilajın akla gelen ilk sonuçlarını da bu satırların yazarı şöyle sıralıyor...
VARAN 1
* DAMAR SERTLİĞİ: Damar sertliği çağımızın bir numaralı sağlık sorunu. Ölümlerin neredeyse yarıdan fazlasından damarlarımızdaki hasarlar ve onun sonuçları (kalp damar hastalıkları, beyin damar hastalıkları) sorumlu. Bedenimize şu ya da bu yolla karışan zararlı toksinler (LDL kolesterolü oksitleyen şekerler, trigliserid, sigara) en çok damarlarımızı bozuşmaya yönlendiriyor. Neticede damarlarımızın duvar ve içinde gelişen pıhtı ve plaklar tıpkı çevresel müsilaj meselesinde olduğu gibi yağlı ve kireçli birikintilerle damar sağlığımızı bozuyor. Kısacası oksitlenmiş LDL meselesinin de arka planında toksinler, ön planında ise “damarsal müsilaj” meselesi var.
VARAN 2
* OBEZİTE TEHDİDİ: Obezite pandemisi son 20 yılın en korkutucu sağlık tehditlerinden biri. Göbek ve iç organlarımızı saran yağlar ise aslında çevresel müsilajın beklenen neticesi. Bedenimize şu ya da bu şekilde giren toksinler metabolizmamızı altüst ediyor. İnsülin direncini tetikliyor, tiroidi tembelleştiriyor, böbreküstübezlerini yorgun düşürüyor. Neticede de obez bedenler adeta bir “yağ müsilajı denizi” içinde nefes alıyor. İçinde ya da dışında biriktikleri organ ve dokuları iltihaplandıran bu zararlı ve aşırı yağlar, o organları oluşturan hücrelerin nefes alıp vermelerini, doğal biyolojik yaşamlarını sürdürmelerini imkânsız hale getiriyor.
VARAN 3
* ALZHEIMER PLAKLARI: Elimde net bir bilimsel kanıt yok ama kanaatimce beyin sağlığımızın uzun vadede en büyük tehditlerinden biri olan Alzheimer hastalığına da bir çeşit bedensel müsilaj meselesi olarak bakmamız mümkün. Alzheimer plaklarını oluşturan TAU proteinlerinin meydana getirdiği kirli yığınlar, beyin hücrelerimizin fonksiyonlarını bozuyor, nefes alıp vermelerini, birbirleriyle haberleşmelerini imkânsız kılıyor. Özetle Alzheimer hastalığına da yaşlandıkça büyüyen bir “müsilaj çöplüğü” gibi bakmamız mümkün.
VARAN 4
* DİSBİOSİS CAN SIKIYOR: Bağırsaklarımızdaki biyolojik denge bozukluğu da (disbiosis) bedenlerimizi Marmara Denizi’ndeki müsilaj meselesine benzer şekilde derinden etkileyen bir sorun. Bilelim ki çoğumuzun bağırsaklarını tıpkı müsilaj gibi işgal eden “kandida mantarı yığınları” da bağırsak içi doğal biyolojimizi bozuyor. Neticede de faydalı bakterilerin ve sağlığa yararlı probiyotiklerin üreme, gelişme ve çoğalmalarına imkân vermiyor.
VARAN 5
* KARACİĞER VE SAFRA KESEMİZ DE TEHDİT ALTINDA: Bana göre şimdilerde neredeyse 4 kişiden birinin yol arkadaşı haline gelen karaciğer yağlanması, nişasta bazlı fruktoz gibi toksik ve çakma kirliliklerin yarattığı müsilajın sonuçlardan biri. Benzer şekilde insülin direnci yaygınlaşıp karaciğer yağlanması vakaları çoğaldıkça safrakesesi taşla dolu kişilerin sayısı da artıyor. Kısacası yağlı karaciğer ve safrakesesi taşı sorunlarına da bedensel bir müsilaj meselesi olarak bakmamız yanlış olmaz.
HATIRLATMA
RUHSAL MÜSİLAJI DA ISKALAMAYIN
EĞER “duygusal kirlenme meselesi”ni yeteri kadar ciddiye almazsak ruhlarımız da zamanla bir müsilaj çöplüğü haline gelebiliyor. Endişe, kaygı, korku ve benzeri olumsuz düşünceler ruhsal yaşamımızda adeta bir “müsilaj zehirlenmesi” hali yaratabiliyor. Netice mi? İlk sıraya rahatlıkla“depresyon”u yazabilirsiniz. Ruhsal müsilajın diğer sonuçlarına da “sisli beyni”, “panik bozukluk meselesi”ni ve daha pek çok güncel psikiyatrik problemi ekleyebilirsiniz.
KISA BİLGİ
MÜSİLAJ HER YERDE VAR
BİLELİM ki “müsilaj belası” sadece Marmara’yı ilgilendirmiyor. Göllerimiz, nehirlerimiz daha doğrusu yaşadığımız coğrafyanın neredeyse tamamı müsilaj meselesinin sonuçlarıyla karşı karşıyadır. Meke Gölü’nü kurutan, Ergene Nehri’ni her gün farklı bir renge boyayan, Konya Ovası’nı “obruk cenneti” yapan da aynı beladır. Özetle müsilaj meselesinden çıkaracağımız pek çok ders var.
Yorum Yazın