Eğer göreviniz siyasi yorum yapmak ise bugünlerde işiniz zordur. Çünkü seçimlere bu kadar uzun zaman varken kimin hangi partiden aday olacağını kestirmek pek mümkün değildir. Bunun yerine siyasi yorumcu olarak asılsız spekülasyonlar yaparsınız.
Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adayı olacak mı olmayacak mı? Bunu anlamak şimdiden mümkün değil. Ama mesela Nurettin Sözen'den sonra gelen Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'da nasıl bir mucize yarattığını hatırlatıp, İmamoğlu'nun belediye başkanlığını da ele alabilirsiniz. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu herhalde ondan bir şey olacağı sanılarak siyasete sokulmadı. Kılıçdaroğlu'nu bir kaset komplosu ile CHP'nin başına getirenler asıl Deniz Baykal'ı yok etmek istiyorlardı. Bunun yerine Cumhuriyet Halk Partisi yok oldu. 9 seçimde de yenildi. Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu'nun Tayyip Erdoğan yerine Cumhurbaşkanı olacağını düşünmek bir cadı masalı hayal etmekten farksızdır.
Gelelim Meral Akşener'e. Bu hanım politikacının, Başbakan Tansu Çiller'in içişleri bakanı olduğu zaman en seçkin davranışı Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller'in elini öpmekti. Şimdi onun için doğru olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elini öpmektir ama bunun yerine Erdoğan'a karşı ileri geri konuşmayı siyaset yapmak sanıyor.
Diğer aday adayları da sıralandığında Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve belki Abdullah Gül gündeme gelebilir. Ama bunların hepsini topladığınız zaman AK Parti'nin sadece geride bıraktığı anılarla yetinirsiniz. Bu anıların içinde yeterli miktarda ihanet de vardır.
Bir de Mansur Yavaş adı üzerinde çok spekülasyon yapılıyor. Ancak Mansur Yavaş da neticede yerel bir politikacı. Ulusal figür olarak henüz sahneye çıkmış değil. Kısacası siyasi yorumculuk yapacağım diye olmayan şeyleri olacak gibi gündeme sürmek komiktir.
Yorum Yazın