Kılıçdaroğlu’nun son dönemdeki çıkışlarını anlayan varsa beri gelsin.
Ekonominin bu denli gündemde olduğu bir sırada 6’lı masanın nelerle uğraştığını izah edebilecek biri varsa ortaya çıksın.
Durumları tam da İstanbul fethedilirken meleklerin cinsiyetini tartışanlara benziyor. Ali Babacan’ın, “Yazılacak metinlerde kullanılacak punto, font, satır aralığı ve marjları belirledikleri” yönündeki açıklamasını nereye oturtmak gerekiyor?
6’lı masa şimdiye kadar 7 kez toplandı. 14 Kasım’da 8’inci toplantıyı yapacaklar. Yapa yapa yazılacak metinlerin puntosunu belirlemeyi başarmışlar. 2023 seçimlerine kadar da satır aralıklarını düzenlerlerse Türkiye’nin bütün sorunlarına çare üretmiş olurlar. Bunlar iktidar olsalar, uluslararası bir kriz karşısında herhalde punto, font ve satır aralığını hazırlayalım derken atı alan Üsküdar’ı geçer.
Belirledikleri punto ile enflasyona, font ile hayat pahalılığına, satır aralığı ile kalkınmaya çare olurlar.
Bunlar hangi gezegende yaşıyorlar, anlayan var mı? Bu kafayla giderlerse Erdoğan seçimlerde bunların hepsini sandığa gömer.
ÇOKLU ADAY
Bu arada artık takip etmekte zorlandığımız bir nokta var. 6’lı masada ibre bir ortak adaya dönüyor, bir ortak aday fikrinden uzaklaşılıyor.
1) Kılıçdaroğlu ortak adaylık konusunda bastırıyor ama bir türlü Akşener’in desteğini sağlayamıyor.
2) Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü konusundaki çıkışı, bir iletişim felaketi olan ABD ve İngiltere gezileri, cumhurbaşkanı seçilme şansını zayıflatıyor.
3) “Kazanacak aday” formülünü ortaya atan Meral Akşener ise cumhurbaşkanı adayı arayışını sürdürüyor.
4) Kılıçdaroğlu’nun bu performansı, ortak aday formülünü zayıflatırken çoklu aday modelini güçlendiriyor.
5) İYİ Parti Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakmıyor. Çünkü Kılıçdaroğlu’nun seçimleri kazanamayacağı düşünülüyor. Akşener’in gönlünde Mansur Yavaş yatıyor. Akşener’in Mansur Yavaş’a, “Aday olursanız destekleriz” dediğini yalanlamadı.
6) Akşener İYİ Parti il başkanlarının Mansur Yavaş aday olsun önerisi karşısında, “Ne yapayım... Kolundan tutup aday mı göstereyim?” diye sitem etmişti.
7) 6’lı masa ortak aday göstermediği takdirde Kılıçdaroğlu’nun geri adım atmayacağı ve CHP adayı olarak çıkacağı söyleniyor.
8) İYİ Parti’nin ise Mansur Yavaş’ı aday göstermeye hazırlandığı ifade ediliyor. Aday olduğu takdirde Mansur Yavaş’ın CHP’den istifa etmesi bekleniyor.
BAHÇELİ, MUHALEFETİN HESAPLARINI BOZDU
BAŞÖRTÜSÜYLE ilgili anayasa değişikliği için AK Parti heyetinin HDP’yi ziyareti nedeniyle ellerini ovuşturanların hevesi kursaklarında kaldı.
“Cumhur İttifakı’nda bir HDP çatlağı oluşturabilir miyiz?” diyenler, pazartesi günü harekete geçtiler. Oysa ziyaret, 2 Kasım Salı günü gerçekleşti.
Peki pazartesi günü fitne ateşini niye yaktılar?
İsterseniz tersinden okuyalım.
Kimi Bahçeli’nin Cumhur İttifakı’nı yıkacağını, kimi erken seçim kararı ilan edeceğini, kimi HDP konusunda AK Parti’ye ültimatom vereceğini bekledi.
Beklediler demem hata olur. HDP ile görüşmenin AK Parti ile MHP arasında bir krize dönüşmesi, Cumhur İttifakı’nın parçalanması, AK Parti ile MHP arasında köprülerin atılması için çaba gösterdiler.
BAHÇELİ TUZAĞI BOZDU
Pazartesini salıya bağlayan gece birilerinin ellerini ovuşturarak beklediğini biliyorum. Ama umduklarının tersi oldu. Tam aksine Cumhur İttifakı bu olaydan güçlenerek çıktı. MHP Lideri oynanan oyunu gördü. HDP çıkışı ile tuzağı bozdu.
1) Kriz tellalları üzülecek ama Bahçeli bu olayda krizsavar gibi görev yaptı.
2) HDP ile her türlü işi çevirenlerin yine HDP üzerinden Cumhur İttifakı’nda çatlak meydana getirme çabaları Bahçeli’nin sağduyulu tavrıyla boşa çıkarıldı. MHP lideri, “AK Parti heyetinin CHP’yle kurduğu temasa ses çıkarmayanların bizim sırtımızdan HDP’yi dillerine dolamaları müflis ve müfsit bir tavırdır” dedi.
3) Bahçeli, “AK Parti heyetinin anayasa değişikliğini görüşmek amacıyla Meclis’te grubu bulunan siyasi partileri ziyaret etmesi de son derece doğal ve doğru bir adımdır” diyerek bundan sonraki süreçte yapılacak temaslara da vize vermiş oldu.
HDP İLE CHP
4) HDP üzerinden Cumhur İttifakı’na tuzak kurulmak istenirken Bahçeli, CHP ile HDP’yi aynı torbaya doldurdu. “Zira bizim gözümüzde HDP neyse CHP’de odur ve aynısıdır” dedi.
5) “Bir oy CHP’ye, bir oy HDP’ye” diye kampanya yapanlar, ikide bir “AK Parti HDP ile yeniden bir çözüm süreci başlatacak mı?” diye fitne üretmeyi de ihmal etmiyorlar. AK Parti’nin HDP ile yeni bir çözüm süreci başlatmak gibi bir projesi yok.
DEMİRTAŞ’I BİLE İSYAN ETTİRDİLER
Selahattin Demirtaş, bir süredir muhalefetin akıl hocalığını yapıyor. Cumhurbaşkanı adayı tayin ediyor. 6’lı masa ile HDP’nin ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarması için çaba gösteriyor. AK Parti heyetinin HDP’yi ziyareti konusunda muhalefetin sergilediği tavır onu da isyan ettirmiş. “Muhalefet, bu görüşmeden kendine pay çıkarıp meşru siyasetin temsilcisi HDP ile hızlı bir görüşme trafiği başlatacağına, bunu AKP’yi yıpratma ve üstü kapalı şekilde yine HDP’yi kriminalize etme furyasına dönüştürmeyi tercih etti. Gerçekten akıl alır gibi değil” dedi.
Selahattin Demirtaş bu kafadan ne bekliyordu acaba?
Onlar Bahçeli’nin gösterdiği sağduyulu yaklaşımı sergilemekten yoksunlar. Demirtaş, çözüm sürecini başlatan Erdoğan için, “Seni başkan yaptırmayacağız” diye kampanya düzenlemişti. Demirtaş’ın “Başkan” yaptırmak için çalıştığı muhalefet ise HDP ile görüşülmesinden bile rahatsız oluyor. Demirtaş’ın ikilemi ise tam bu noktada önem kazanıyor.
FIKRA BU KADAR KEMAL BEY
Kılıçdaroğlu, Londra seferine çıkarken ne dedi? Temiz para bulmaya gidiyorum dedi. Gitmeden de Türkiye’yi cari açığını kapatmak için uyuşturucu ticareti yapmakla suçladı. Türkiye’yi gri listeden çıkarmayı vaat etti. Ancak bir gazetecinin sorusu üzerine İngiltere’nin gri listede olduğunu bilmediğini söyledi. O zaman fonlar gelmez dedi.
Kemal Bey, iddialı bir geziye çıkıyorsun. Ülkeni gri listeden çıkarmayı vaat ediyorsun. Temiz para getireceğini söylüyorsun. Ama gittiğin ülkenin gri listede olduğunu bilmiyorsun. İnsan Londra uçağına binmeden bir brifing almaz mı?
Bu durumda ne denir? Fıkra bu kadar denir ve başka bir şey denilmez...
Yorum Yazın