Kim ne düşünürse düşünsün, kim ne derse desin, Emine Erdoğan Hanımefendi öncülük ettiği Sıfır Atık projesiyle "saygıyı" sonuna kadar hak ediyor.
Sıfır Atık, yerel bir kampanya olmaktan çıkıp dünyaca kabul gören en büyük çevreci atılımlardan biri haline geleli uzun süre oluyor. Emine Hanım, dünya liderlerinin buluştuğu zirvelere paralel etkinliklerde bu "davayı" anlatmak için olağanüstü gayret sarf ediyor. Başarılı da oluyor. Son olarak kampanyanın bir vakıf bünyesinde vücut kazanması da bu çabanın iyice kök saldığının en önemli işareti. Emine Hanım'ın su tasarrufu konusunda gerçekleştirilen "Suda Sıfır Kayıp" kampanyasındaki bayraktarlığı da büyük takdir görüyor.
Bu ülke pek çok first lady gördü. Kimi Çankaya'dan dışarı adımını atmadı. Kimi kocasının önüne geçip genel af bile çıkardı. Kimi sosyal etkinliği çay partilerinden ibaret saydı. İlk kez bir first lady çıkıp, dünya çapında bir kampanyanın altına imzasını atarak, Türk kadınının duyarlılığının, zekasının ve organizasyon yeteneğinin ne kadar güçlü olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Buna yakın hatırladığım tek faaliyet, Lady Diana'nın dünyadaki kara mayınlarının imhasına yönelik kampanyasıydı.
"Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır" sözü hiç bu kadar anlamını bulmamıştı.
Teşekkürler Emine hanım, sokağa terk edilen dünyamızı bir anne şefkatiyle kucaklayıp, bağrınıza bastığınız için...
Cem Yılmaz filmi beğenilmedi
Cem Yılmaz'ın Netflix'te yayına giren son filmi "Do Not Disturb" (Rahatsız Etmeyin) sosyal medyada kıyasıya eleştiriliyor.
Son olarak işletmeci/ yazar İzzet Çapa'nın, filmi "saçma" bulduğunu ifade eden yorumunun altına yazılanlar, Cem'i bir hayli mahcup etmiş olmalı.
"Şöyle düşünüyorum: Cem Yılmaz ve arkadaşları eğlenirken film çekiyor ve üstüne para kazanıyorlar." (Ayşe Erbulak)
"Ben de beğenmedim, üstümü başımı yırtıyordum vallahi. Gece seyrettim, sabah üzerimde bir sinirle uyandım. Gürledim, yağdım her yere. Bir düşündüm ki, akşam Do Not Disturb'u izledim." (Sait Ürünlü)
"Size katılıyorum. Filmi anlamadım ve mantığa oturtamadım." (Fatih Serdaroğlu)
"Sevgili Cem Yılmaz bence sadece stand-up yapsın artık. Sanatçılığına, komedyenliğine lafım yok ama filmlerinden hiçbir keyif almıyorum." (Yadigar Ozan)
Sosyal medyadaki yorumlarda filmi beğenip, destekleyenler de var tabii. Ne yalan söyleyeyim, ben de filmi "ilginç" bulanlardanım. Cem'in en büyük handikabı, her filminde koltuktan düşürecek kahkaha beklentisi...
Komşuluk bu olmamalı
Yemek sitesi reklamında ailenin kızı aşağıdaki balkona bakıp, "Ayy köfte yapıyorlaraaar!" diye imreniyor. Sonra da siteden kendilerine köfte sipariş ediyorlar.
Ben Bakırköy'de bir apartmanda büyüdüm. Annem herkesin imreneceği, kokusu iştah açan bir yemek yaptığında beni memur eder, komşu dairelere birer tabak gönderirdi. Ben de ayda yılda bir mangal yaptığımda komşulara, özellikle de çocuklarına ikram etmeyi unutmam. Ne var ki, reklamdan anladığım kadarıyla bu zarif adet çok eskilerde kalmış.
Tamam, etin kilosu 350 lirayı geçmiş. Mangalın üstündekilere "mücevher" muamelesi yapılıyor. Ama bir tabak ikram ile ne kimse fakir olur ne de zenginleşir. Olsa olsa ruhen zenginleşir...
Gaf'let kürsüsü
Ayşenur Arslan'ın Halk TV'de İçişleri Bakanlığı saldırısıyla ilgili sözleri infial yarattı: "O kadar manasız ki... Gelip hiçbir şey yapamadan ölünmez. Durup dururken kendini patlatmış..."
Zap'tiye
Önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonra Dışişleri Bakanı Fidan, uluslararası toplantılarda zemine yapıştırılan Türk bayraklarını yerden söküp, tüm dünyaya "bayrağın" gerçek anlamını hatırlattılar. Helal olsun!
Ne demiş?
Milyoner'deki 5 bin liralık soru şöyleydi: "Pardon Taksim'den geçiyor mu acaba?" sorusunun muhatabı muhtemelen hangisini kullanmaktadır? A) Uzay mekiği B) Transatlantik C) Belediye otobüsü D) UFO. (Türk Lirası'nın değeri hiç bu kadar düşmemişti)
Yorum Yazın