Meral Akşener, HD(P)KK ortaklığıyla Cumhurbaşkanı seçimlerini kazansaydı Kemal Kılıçdaroğlu’nun makamını adeta sömürecekti. Bakanlık pazarlığı, bürokrat kadro talebi, ihaleler için kuracakları sistem en iyi yaptıkları iş olacaktı. Yerel seçimlerde ve HDP ile ittifak yapıp kazandıkları CHP’li belediyelerde de bunu yapmadılar mı? Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce kendisi, ne Kemal Kılıçdaroğlu’nun ihanet söylemlerini görüyor ne de HD(P)KK ile ortaklığına zerre sesini çıkarıyordu. Seçimi kaybeder kaybetmez HD(P)KK’lı maskesini olay yerinde bırakıp milliyetçilik maskesi taktı. Şimdi aklınca her olaya milliyetçilik maskesi takarak yaklaşıyor. Aklınca karanlık sicilini temizleyecek…
Milliyetçilik kavramı geçen nutuklarını ise sadece tribünlere maske olsun diye atmaktadır. Ortağın CHP-HD(P)KK olacak ama milliyetçisin öyle mi?
Ablanın metin yazarı kimse hem Türk milletiyle hem de onlarla dalga geçiyor. 6 ay önce Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmak için onbinlerce insanımızı öldürmüş, binlerce askerimizi, polisimizi şehit etmiş alçaklarla ittifak yapmışlar; sonra çıkıp utanmadan Türklük, milliyetçilik nutukları atıyorlar.
Meral Akşener’in konuşmasını baştan sona dinledim. İğrendim, tiksindim, kustum. Bir siyasetçi bu kadar mı yapmacık olur. Siyasetine bu kadar mı çok yüzlülük katar. Mantıksızlığı öyle bir özgüvenle pazarlıyor ki akıl alacak gibi değil.
Metin yazarı kimse gölgesinden haberi yok ama bol bol milliyetçi sos döküyor Meral Akşener’in mavallarına…
“Hatırlayın; Bizler, sözde çözüm sürecinde de çok benzer bir tutumla, karşı karşıya kalmıştık.” diyor ama bunu diyenin seçim ortağı HD(P)KK…
Çözüm süreci mavalları okuyor ama seçimden önce çıktığı ekranlardan “Abdullah Öcalan’ın fi tarihinde söylediği bir şey: ‘Biz büyük hatalar yaptık’. Bunlar bu ülkede konuşuluyor mu? Konuşulmuyor. Velhasıl-ı kelam dönüyoruz bireye. Eğer Kürt’se Ruşen Bey ne istiyorsun kardeşim ne istiyorsun kardeşim, ‘nasıl yani’si.” diyerek çözüm süreci çağrıları yapan Meral Akşener’di. Diyarbakır’da “Mesele silahlara veda ve kan dökmeye tövbe etmekse biz varız. Biz konuşan Türkiye’den yanayız” cümlelerini kurmanın çözüm sürecindeki söylemlerden farkı nedir?
Hem hala eski yardımcısı Ümit Özdağ’ın, “İyi Parti'nin kuruluşu sırasında Akşener’le yapmış olduğumuz konuşmalarda bana iki kez şu soruyu sordu: 'Ümit Bey, bir helikoptere atlayıp Kandil’e gitsem, Duran Kalkan’a ve Cemil Bayık’a sorsam, ulan siz ne istiyorsunuz anlatın bakalım'. İlk duyduğumda kulaklarıma inanamadım. Şaka yaptığını düşündüm ve 'Meral Hanım böyle bir şey olmaz. Böyle bir şey yaparsanız sizi hemen elinizi kolunuzu bağlarlar, ilk mağaraya atarlar' dedim ve aynı soruyu bir başka toplantıda tekrar sordu. Dışarıda bir daha söylememesi gerektiğini söyledim” açıklamalarına cevap verememiş, Meral Akşener sen neyin mavalını okuyorsun?
Biz de, “Hudut namustur!” diyoruz.
Haydi bakalım, gelin, bizi de tutuklayın!
Biz de, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez!” diyoruz.
Haydi bakalım, gelin, bizi de tutuklayın!
Biz de, hep bir ağızdan, tüm gücümüzle;
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!” diyoruz.
Bunları diyormuş!
Hudut namus diyor, 4600 YPG’linin öldürüldüğü Zeytin Dalı Afrin operasyonuna ilk karşı çıkan oydu.
“Şehitler ölmez, vatan bölünmez!” diyor. Vatanı bölmek isteyen, 10 bin askerimizi, polisimizi şehit eden HD(P)KK ile iki seçimdir ittifak yapan o.
“Ne mutlu Türküm diyene” diyor. Tunceli dağına 2020 yılında Türk askerinin yazdığı “Ne mutlu Türküm diyene” sözü için “Atatürk’ün başka sözü yazılsa iyi olurdu” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı seçtirmek adına HD(P)KK ile ittifak oluşturmuş Meral Akşener için tüm bu haller ikiyüzlülük değil de nedir?
Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan maskeli balo…
Hangi milletin milliyetçisisin Heval Abla?
Partisini kurarken program taslağına "Fırat'ın ötesinin Kürdistan, batısının da Türkiye olarak kalmayacağı asla akıldan çıkarılmamalıdır" cümlesiyle Kürdistan meşrulaştırması yapan, partisini kurduğunda parti programına teröristbaşı Öcalan’a ait olan “Türkiye’de iki millet var”bölücülüğünü amaçlayan “Eşit vatandaşlık” kavramını alan ve kendi gazetesinin yazarı Yeniçağ gazetesinin yazarı Arslan Bulut’un "Eşit vatandaşlık kavramını her zaman kullanan Öcalan'dır. Bu söylemin patenti Öcalan'dadır” diye tepkisini gören Heval Ablamız Türk milliyetçiliği alanında maskeli balo gösterileri yapmamalıdır.
Bu ülkede Atatürk, Türk milliyetçiliği, Türklük kavramlarını ağzına alacak son kişi Meral Akşener’dir. Alıyorsa da o onun tiyatro sahnesinden bir bölüm olur sadece.
Gelelim İsrail-Filistin-Gazze ikiyüzlülüğüne…
MHP’de siyaset yaparken 2016 yılında "Hamas ve Mescid’i Aksayı İsrail masalarında bıraktılar" diyen, 2018 yılında “Türkiye, Herat'ta özlenen, Gazze'de beklenendir. Türkiye, Tebriz'de çağrılan, Drama'da rüyalara girendir. Türkiye, tarihin işaret parmağı, atinin 8 hüzmeli güneşidir. Türkiye, mazlumun meltemi, Türkmeneli'nin poyrazıdır.”diyen, 2019 yılında "And olsun ki; Gazze’de, Herat’ta, Yemen’de, ne kadar mazlum varsa çığlıkları biz olacağız!" diyen Meral Akşener, şimdi İsrail tarafından yarısı çocuk olan 6 bine yakın insan öldürülmüş kurduğu cümleye bakın ne diyor: "Eğer gerçekten samimiyseniz Netanyahu'ya gösterdiğiniz tavır kadın ve çocuk demeden acımasızca öldüren Hamas'a da gösterilmelidir."
İsrail’i vahşetlerinden dolayı kınıyor, eleştiriyor ama dönüp dönüp vurgulu bir şekilde İsrail ve Hamas’ı eşitliyor. Belli ki İsrail’i de dostlar alışverişte görsün misali kınıyor. Meral Akşener’in Genel Başkan Yardımcısı Taner Demirer'in sosyal medya hesaplarından terör devleti İsrail'i öven ve destekleyen paylaşımları beğendiği ortaya çıkmadı mı? Görevden almadığına göre onun İsrail’in vahşetlerini kınaması, hamamın namusunu kurtarmaktan ibarettir.
İsrail, Hamas saldırdığı için mi vahşet uyguluyor yoksa 70 yıldır mı işgal ettiği Filistin topraklarında vahşet uyguluyor? Hamas saldırısı bir başlangıç değil, sonuç halidir. İsrail, Hamas’ı bahane ederek tüm Gazze’yi ortadan kaldırmaya çalışırken, sivilleri, çocukları öldürürken vurgulu İsrail-Hamas denklemi kurmak ABD’ye kuyruk sallamaktır.
Meral Akşener’in asıl terbiyesizliği, hadsizliği de İsrail’in vahşetleri karşısında dünya kamuoyunu uluslararası hukuka uymaya, vicdanlı davranmaya davet eden, mazlumları kurtarmak için gayret gösteren MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye yönelik kurduğu “Gazze’yi de, bir vatan toprağı olarak görüyorlarsa; Ve vermiş oldukları 24 saatlik mühlet ile, Netanyahu’yu durduramadıklarına göre; O zaman buyursunlar; görevlerinden istifa edip, Gazze’ye gitsinler! Buyursunlar; Sosyal medyada sergiledikleri bu vatanperverliklerini,sahada da gösterip, Gazze’ye gitsinler!” cümleleri olmuştur. Şu cümlelerdeki pespayeliğe bakar mısınız?
Madem MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Dünya kuzuların sessizliğine gömülmüşken, Gazzeli yavru kuzuların ölümüne insanım diyen hiç kimse, hele hele Türk milleti sessiz kalamaz, kalmamalıdır, kalmayacaktır.” Sözlerinden ve Gazze’ye sahip çıkmasından ruhun rahatsız oluyor ne diye “Türkiye, Gazze'de beklenendir.” diye ikiyüzlü bir siyaset sergiliyordun?
Meral Akşener’in bu pespayeliğine, dün MHP’nin ekmeğini yiyen, suyunu içen zavallılarda alkışlarla destek veriyordu. Bir milletvekilliği uğruna siyaset sürüngeni olanlara yazıklar olsun!
Meral Akşener’de zaten tutarlılık olsa 2015 yılında "Çok iyi de bir stratejik akla sahiptir. Satranç oyuncusudur, hep 5 hamle sonrasını görür. Bazı şeyleri göze alır, ama demokrasinin yanında durur. Partiye zarar getirecek bir şey Türkiye'ye faydalıysa, onu yapar. Rastgele konuşmaz." diye tarifini yaptığı MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye siyasi zekâsının, vicdanının ve ahlakının yetmeyeceği cümleler kurmazdı.
Ah siyasi menfaatler ah… Uğruna siyaset alanında ne vicdan ne merhamet ne karakter ne de akıl kalıyor.
Yorum Yazın