"Her Şey Çok Güzel Olacak” sloganıyla geldiler ama güzellik namına yapabildikleri hiçbir şey olmadı. Bu sloganın doğduğu yer olan İstanbul’da bu sloganın peşinden hipnoz olmuş gibi giden herkes etkisinden uyanınca CHP’li yönetim rezaletiyle karşılaştılar. Sadece İstanbul değil… Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya belediyeleri hizmette çapsızlığın, üretimde kalitesizliğin manzarasını veriyorlar.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu göreve gelir gelmez çapsızlığını deşifre etti. Hele İstanbul halkı yaşadığı sel felaketiyle boğuşurken Bodrum’dan verdiği poz ve “Tatil, bazen insanlara yakışmıyor, bana tatil de yakışıyor” açıklamasıyla kendine oy veren CHP’lileri bile çıldırtmıştı. Utanmadı Elazığ depremi olan bölgeden poz verdikten sonra kayak merkezinde eğlenirken de poz vermişti. Ekrem İmamoğlu’nun “şunu da güzel yaptı” diyeceğiniz numunelik örnek hizmeti yoktur. CHP ve yancı medya algısıyla gidiyordu, onlar bile artık savunamaz hale geldi. Solcu Can Ataklı bile “Böyle bir acemilik... Böyle bir iş bilmezlik… Böyle bir çapsızlık... İstanbul’a yakışmıyor. Demeçler, şovlar... Bu şovlarla bu işler yürümez” diye ekranlardan Ekrem İmamoğlu’na öfke kusmuştu. Diğer birçok CHP yandaşı yazar bile, hamamın namusunu kurtarabilmek için Ekrem İmamoğlu’nun çapsızlığını eleştiren yazılar yazdılar, televizyon programında cümleler kurdular.
Gerçekten de Ekrem İmamoğlu’nun çapsızlığının savunulacak hiçbir yönünü bulamamışlardı. Köşeye sıkışınca Ekrem İmamoğlu’nu eleştirerek nefes alabildiler. Önümüzdeki pazar seçim olsun, Ekrem İmamoğlu’nun bir daha kazanabilmesi mümkün değildir. En başta sağduyulu CHP seçmeni bir daha ona oy vermez.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “CHP’li belediyeler tıkır tıkır çalışıyor, bütün işlerini yapıyorlar” sözü yalnızca kendinin gördüğü bir hayaldir. Sel olduğunda, kar yağdığında CHP’li belediyelerin halkı nasıl perişan ettiğini tüm Türkiye gördü.
Ankara’ya iki kere yoğun kar yağdı. Ankara’da araçlar birbirine girdi. Kaza yapmadık araç kalmadı. Yolları temizlemekten, tuzlamaktan aciz Mansur Yavaş o günlerde Boğaziçi Üniversitesi rektörünü istifaya davet etmekle meşguldü. Mektupçuluğu seven Mansur Yavaş o mektubu bile eline, yüzüne bulaştırmış, gelen yoğun tepki üzerine ikinci mektubu yayınlayacağını duyurmak zorunda kalmıştı.
“Tıkır tıkır çalışan” değil, tıkır tıkır dökülen CHP’li belediyeler vardır.
Belediyeciliğin en basit yönlerinde bile hizmet üretemeyen CHP, daha yolun başında belediyecilikte sınıfta kalmıştır. Zaten hiçbir zaman öncesinde de hizmet eden, üreten bir belediyecilik ortaya koyamamışlardır.
CHP’nin halkı perişan eden belediyecilik anlayışı son günlerde İstanbul’da kendini çöp yığınlarıyla kendini bir kez daha göstermiştir. CHP’li Maltepe Belediyesi’nde işçilerin grev yapması sebebiyle her yerde çöp yığınları oluşmuş, kokudan ilçede nefes alınamamaktadır. Koronavirüs salgını devam ederken, böyle bir çöp dağlarının oluşması aynı zamanda halkın sağlığını da tehdit etmektedir.
CHP’li belediyelerin olduğu her yerde bir rezillik, bir perişanlık, bir iş bilmezlik vardır. Çünkü belediye merkezli ve hizmet odaklı düşünüp, kendi görevlerini yapmıyorlar.
Yol temizlemekten, kar kürümekten, çöp toplamaktan acizler hepsi de kendini Türkiye’nin politik gündemine veriyorlar. Ekrem İmamoğlu’nu “Cumhurbaşkanı olacak adamsın” diye gazladılar daha ilk ay balon gibi patlattılar. Mansur Yavaş politik işlere girmeden algıyla ayakta duruyordu.
Ona da “Cumhurbaşkanı olacak adamsın” dediler, onu da güncel siyasi konulara sokup patlattılar. Mansur Yavaş’a oy verip buzlu Ankara yollarında kaza yapan vatandaş bile “Haddini bil önce belediyecilik yap. Sana mı kaldı Boğaziçi rektörü?” diye çok büyük tepki gösterdi.
Keza İzmir’de öyle… İzmir belediyecilik açısından rezilliğin içinde ama Tunç Soyer Kıbrıs’a karışıyor, Barış Pınarı operasyonuna karışıyor, HDP’ye atanan kayyumlara karışıyor…
“CHP’li belediyeler tıkır tıkır çalışıyor, bütün işlerini yapıyorlar” diyen Kemal Kılıçdaroğlu bu tarife uyan bir örnek verebilir mi?
CHP’li belediyelerde seçimlerden sonra hizmet rekabeti değil, CHP, HDP, İP, SP arasında rant kavgası vardır.
Kaç müdürlük, kaç şef, kaç ihale alacağız kavgası olan yerde zaten sağlıklı yönetim de olmaz, düzgün hizmet de…
CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas bu durumu “Çoğumuz biliyor. İlçe başkanları da biliyor. 100 kişi alınıyorsa CHP’den 35, İYİ Parti’den 15, diğerleri (HDP, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’yi ima ediyor) 15, İBB kariyer üzerinden ise 20-25 gidiyor” şeklinde kadrolaşma modelini itiraf etmişti.
“Her Şey Çok Güzel Olacak” sloganı bir hipnoz sloganıydı. Sel olunca, kar olunca, çöp olunca birçok kişi hipnozun etkisinden uyandı. Çöp dağlarındaki kokularda derin hipnozdaki birçok kişiyi daha uyandıracaktır.
CHP’ye çok önemli illerin belediyesini teslim eden halk iradesi sanırım bu çapsız CHP zihniyetini öğrenmiş ve tecrübe etmiştir.
Belediyeleri bu şekilde olan CHP’ye bir de Türkiye’nin teslim edildiğini düşünün… Allah göstermesin düşüncesi bile kâbus gibi…
CHP’li anketçinin biri CHP’nin kuracağı hükümetin İçişleri Bakanı olarak terörist Selahattin Demirtaş’ı öneriyordu.
Tüm milli davalarda düşman safından seslenen CHP’nin bu zihniyeti eline Türk milletini yönetme iradesini vermek demek bir felaket demektir. Bunu herkes CHP’li belediye başkanlarının çapsızlığına bakarak anlayabilir.
“Her Şey Çok Güzel Olacak” sloganını artık hiç kullanan ve duyan var mı?
Çünkü hipnoz sloganı çöpe gitti.
Yorum Yazın