Yıldıray Çiçek

Yıldıray Çiçek

Mail: yildiraycicek@turkgun.com

HERKESİN PEŞİNDE BİR DEMİRCİNİN İTİ

Sosyal medyada "Devlet Bahçeli, Semih Yalçın gibi Ülkücü olmayanları yönetime alırsa…" diye başlayan bir cümleyi okuyunca bu yazıyı yazmaya karar verdim. Aslında bu tür cümlelere sosyal medyada çok rastlıyoruz. Özellikle 1 Kasım seçimleri sonrası, MHP üzerinde operasyon yapmak isteyenler, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin yanında kalemiyle, sözüyle kim dimdik mücadeleci bir duruş sergilediyse onu hedef seçmiştir. Yeri geldi iftira attılar, yeri geldi hakaret ettiler ve yeri geldi itibarsızlaştırmak için ellerinden gelen tüm çirkeflikleri sergilediler. MHP Genel Başkan Yardımcısı E. Semih Yalçın'da en çok hedef seçilen isimlerden birisi olmuştur.

 

Ülkücü Hareketin gazilerinden olan E.Semih Yalçın'a yönelik "Ülkücü değil, nasıl MHP yönetiminde yer alıyor" şeklinde akılları ve vicdanları zorlayan propagandaları görünce, artık birilerinin tamamen zıvanadan çıktığını anlıyoruz.

 

MHP Genel Başkan Yardımcısı E. Semih Yalçın, MHP'ye ve Lideri Devlet Bahçeli'ye saldıran bir yazara, bir siyasetçiye cevap veriyor, sosyal medyadaki "Ülkücü, MHP'li maskesi" kullanan bu çete "Niye cevap veriyorsun?" diye ona saldırıyor. Cevap vermese bu seferde "Niye cevap vermiyorsun" diye saldıracak kadar da ayrı bir tuhaf davranışın sahibi durumundadırlar.

 

Maşallah, Semih Hoca'da MHP'ye taş atan uçan kuşu dahi vurmaktadır. Zaten asıl ondan duyulan rahatsızlıkta budur.

 

MHP'ye saldıran herkese karşı MHP'nin hakkını, hukukunu koruyor, bundan "Ülkücü" kimliği maskeli bir şekilde kullanan bazıları rahatsız oluyor. Ne kadar garip, ne kadar ilginç değil mi?

 

MHP Genel Başkan Yardımcısı E. Semih Yalçın, CHP'nin çenesi düşük tipleri olan, aynı zamanda en büyük özellikleri (MHP düşmanı, HDP sevdalısı) olan Selin Sayek Böke ve Eren Erdem'e haddini bildiriyor. Bu tipler anında sosyal medyada adeta "Hepimiz Böke, hepimiz Eren'iz" diye çoğalıyorlar.

 

MHP Genel Başkan Yardımcısı E. Semih Yalçın'ın bir eksiği, bir yanlışı varsa eleştirirsin, kamuoyu önünde olan kişiler elbette yazdıklarından, konuştuklarından, davranışlarından dolayı eleştirilebilir.

 

Ama "E. Semih Yalçın Ülkücü değil" dendiği vakit orada "Çüşşşş" sesi spot olarak devreye girer.

 

MHP Genel Başkan Yardımcısı E. Semih Yalçın, daha lise ikinci sınıf öğrencisi iken Aydınlıkevler'deki Büyük Ülkü Derneğinde merhum Başbuğ Alparslan Türkeş'i ve fikirlerini tanımış ve o tarihten sonra da asla Ülkücü Hareket ve MHP çizgisini bozmamıştır. O günden bugüne Ülkücü Hareket ve MHP'de çeşitli görevlerde bulunmuş ve halende hakkıyla hizmet etmektedir.

 

Sayın E.Semih Yalçın, Üniversite yıllarında önce ODTÜ'nün Gaziantep Kampüsünde makine mühendisliği bölümünü kazanarak bu ilimize gittiğinde, 1976-1977 yıllarında Gaziantep Ülkü Ocakları Teşkilat Sekreterliği yapmıştır. Burada da Ülkücü mücadelenin her aşamasında en ön saflarda olmuştur. Daha sonra, burada yaşadığı olaylardan dolayı öğrenimine devam edememiş, birkaç fakülte daha kazandıktan sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümüne girerek yükseköğrenimini burada tamamlamıştır.

 

E. Semih Yalçın, DTCF'de öğrenciyken 1978 yılında Keçiören Ülkü Ocakları Başkanlığına getirilmiştir. Keçiören Ocak Başkanıyken polis tarafından gözaltına alınarak günlerce en ağır işkencelere uğratılmıştır. 1979 yılının Aralık ayında bir sabah arkadaşlarıyla birlikte fakülteye giderken Sıhhiye Köprüsü'nün altında komünistlerin silahlı saldırısına uğramıştır. O gün gruptan sadece Semih Yalçın yaralanmış ve aşık kemiğine giren kurşun orada kalmıştır. Götürüldüğü hastanedeki doktor, çıkarılması takdirinde sakat kalabileceğini söylemiş ve kurşun orada bırakılmıştır. Çok merak eden bir gün yanına gidip, bacağındaki kurşunun izini görebilir.

 

E. Semih Yalçın Ülkücü mücadelenin içindeyken açılan davalardan yedi kez; yanlış okumadınız, tam yedi kez hapse girmiş, gençlik yıllarının önemli bir kısmını mahpus damlarında geçirmiştir.

 

E. Semih Yalçın; Ülkücü Hareket saflarında verdiği şerefli mücadele dolayısıyla yaşadığı işkenceler, badireler, mahkemeler ve hapis hayatı yüzünden uzun süre işsiz kalmıştır. Ailesinin geçimini sağlamak için Ankara'da bir müddet taksi şoförlüğü dahi yapmıştır.

 

Hapisten çıktığında da hükümlü kadrosundan, Melih Gökçek'in Keçiören Belediye Başkanı olduğu dönem Başbuğ Türkeş'in bilgisi ve yönlendirmesi sayesinde belediyede işe başlamıştır. Sosyal medyada onu bile bir saldırı malzemesi olarak kullanan gafiller mevcuttur.

 

Sıkıntılı, çileli bir hayatın sonunda, büyük gayret ve çabayla Gazi Üniversitesinde profesörlüğe kadar yükselmiş, her ülkücünün "Semih Hocası" olmuştur.

 

E. Semih Yalçın'a hakaret eden, iftira atan sen anlat bakalım. Senin eksiğin, yanlışın, zaafların nelerdir? 

 

"İlk Taşı Günahsız Olanınız Atsın!" derken herhalde senin gibiler işaretlenmiştir.

 

E. Semih Yalçın, kalemiyle, diliyle MHP'ye ve Lideri Devlet Bahçeli'ye saldıran herkese haddini bildirmektedir. Bundan rahatsız olanlar ve onların uzantıları "Demircinin iti " hikâyesindeki gibi ona saldırmaktadır.

 

Hadi PKK'nın, CHP'nin, HDP'nin, komünistin, devrimcinin, solcunun saldırısını anlıyoruz da, bizden görünen maskeliler, niçin "Devlet Bahçeli, Semih Yalçın gibi Ülkücü olmayanları yönetime alırsa…" diyecek ve iftiranın zirvesine çıkacak kadar ona saldırıyı bırakmamaktadır?

 

Neydi o meşhur "Demircinin iti " hikâyesi? : 

 

"Kasabanın birine bir gün bir kurt dadanmış; kasabın etini, fırıncının ekmeğini, tavukçunun tavuklarını, çobanın koyunlarını yemeğe başlamış.

Gel zaman git zaman, hepsi toplanmış demişler bu böyle olmuyor, buna bir çare lazım. Karar alınmış; bir dahaki sefere, bütün bu eşrafın yağız itleri topyekûn kurda saldıracaklar…

Dedikleri gibi de olmuş. Uzunca bir kovalamaca sonrası kasabın iti, ardından fırıncının iti, ondan sonra tavukçunun, derken çobanın iti, birer birer yorulmuş dönmüşler.

Kurt bir kayanın üstünde mola vermiş, soluklanacak. Ama oda ne? Demircinin iti hızla yaklaşmakta,

Kurt hayıflanmış ve kendi kendine söylenmiş; "Kasabın etini, fırıncının ekmeğini, çitçinin tavukların yedim de arkadaş ben bu demirciye ne yaptım?"

 

*******

 

Semih hoca da zaman zaman "Ben bu demirciye ne yaptım?" diye de hayıflanıyordur. Ama "Demircinin İti" her daim olmuştur ve olmaya devam edecektir.

 

E. Semih Yalçın bu yazıyı okuyunca belki de mütevazılığından dolayı rahatsız olacaktır. Ama E. Semih Yalçın'ın yaşadıkları sadece onun meselesi değildir. Bu mesele hepimizin meselesidir. Hepimizin peşine bir "demircinin iti" takılmış durumdadır. Bir ilim adamına reva görülenlerden herkesin ders çıkarması gerekmektedir.

 

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin yanında dimdik bir duruş sergileyen herkes aynı muhataplıkları yaşadığı için, biz bizi bileceğiz ve birbirimize sahip çıkacağız. Semih Hoca meselemiz de budur.

 

 

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar