Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Mail: shjbjdsk@hotmail.com

Her “YENİ”yi “İYİ” sanmayın

Sık sık az kelime ile konuşuyor olmamızdan dert yanıp, yaklaşan bu günlere, bu sütunda sıkça dikkat çekmeye çalışmıştım. Sadece ben değil, bir çok entelektüel de bu duruma hep dikkat çektiler ve çekmekteler.

En çok bilinen, en çok çaba gösterenlerden biri de merhum Oktay Sinanoğlu olmuştur.

Japonların emoji ile yazılan kitabı tedavüle soktuğunu, defalarca yazmıştım!

Sonunda, hayatımızda kelimeler değil simgeler son dönemin moda adıyla emojiler hakim oldu!

Bu değişimin devamında, sığlaşma oldu ve tabiri caizse sular çekildi, sudan çıkmış balığın halini aldık!

Can çekişiyoruz, çırpınıyoruz!

Can havliyle, çırpınışlarımız akli iradeyle değil, tepkisel bir hal aldı!

Baksanıza, konu ne olursa olsun birbirimize tepkilerimiz, edep dışı, acımasız, zalimce bir hal almadı mı?

İyiliğin de kötülüğün de bir sınırı olmalıdır!

Sudan çıkmış balık misali can havliyle çırpındıkça, ya birbirimize çarpıyoruz ya da duvara çarpıyor kendimize zarar veriyoruz!

Asıl tehlikenin kuraklık olduğunun, sular tamamen çekildiğinde, bizi aynı kaderin beklediğinin farkında değiliz!

Birilerinin bizim şarıl şarıl akan derelerimizin suyunu bir taraflara saptırdığını bile bile, yaşadığımız halin akla mantığa sığacak tarafı yok!

Akletmenin olmadığı yerden, makul elini eteğini çekiyor ve bizlerde bedelini çok ağır ödüyoruz!

Hep böyle olmuş!

"Makul : Akla, mantığa uygun olan" diyor, lügat.

Bakınız, 49 yıl önce bugün (13 Haziran 1972) ebediyete intikal etmiş merhum Dündar Taşer ne diyor, "150 yıldır süregelen ve bazan halka tahakküm, bazan halka dalkavukluk şeklinde ortada görünen, «kompleks» li aydın sınıfı yerine, milletle beraber, milletten olarak, millete hizmet eden hakiki aydınlar yetişecektir."!

Demek ki, 1972 ve öncesinde de aynı halden şikayet edilmiş, ama makul hakim olamamış!

Sadece 12 Eylül 1980'de, 28 Şubat ve son 15 Temmuz Başarısız İşgal Girişimi'nde kaybettiğimiz insan potansiyelimize bir bakalım!

Özellikle de en çok masraf yapılan geleceği inşa edecek olan genç insan potansiyelimize...!

Kimini cezaevlerinde, kimini idam sehpalarında, kimini çatışmalarda kaybettiğimiz en eğitimli geleceği inşa edecek insan potansiyelimize...!

Demem o ki, makul kelimesine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var!

Yoksa, korkarım yeni bir çağı daha kaçıracağız!

"Evet ama, dünya değişti. Yeni bir şeyler yapmak lâzım" diyenlere, merhum Dündar Taşer'in sözleriyle seslenelim, "Dünyanın değiştiği filân yok canım. Denizleri, karaları ve kıtalarıyla 500 sene önceki dünya ne ise, bugün de o. Siyasi noktadan, devletler ve milletler noktasından kastediyorsan o başka. Dün dünyanın en büyük devleti idik. Bugün bir Balkan hükümetinden biraz yukarı bir siyasi varlığız. Fakat şunu söyleyeyim ki, dünyada 200-300 senelik değişmeyen siyasetler de var. Önemli olan, bu değişmeyenleri iyi görmek ve değerlendirebilmek. Meselâ, sıcak denizlere inmek Rusya'nın iki buçuk asırlık değişmez siyaseti; onu indirmemek de bizim ve Batı'nın değişmeyen siyaseti. Hala bu siyaset yüzünden ayaktayız. Bunda yeni ne var? Bizde bu 'yeni bir şey' lâfı, aydınların diline pelesenk ettikleri değersiz bir deyim. 'Yeni yeni' diye bir sürü değersiz, kıymetsiz, aslı astarı olmayan şeylere sarılıp duruyoruz. 'Yeni' iyi demek değil; 'yeni' gerçek demek değil; 'yeni' ihtiyaç demek değil. Biz bu dipsiz 'yeni' deyimine böyle şaşkın bir istekle sarıldıkça, başımıza felâketler gelmesi kaderimiz olur. Bu felâketler de 'yeni' olur, fakat herhalde 'iyi' olmazlar."!

Mekanın cennet olsun, makul Dündar Bey.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar