TUFA: Hırsızlık anlamında argo bir kelimedir. TDK sözlüğünde yer almamıştır. Tufaya gelmek; “malı çalınmak, soyulmak” “hileye, düzene kanmak, aldatılmak” “oyuna gelmek” “komploya kurban gitmek” anlamlarında kullanılmaktadır.
Sarah Bernhardt,” Biri sizi bir defa aldatırsa suç onundur. İkinci defa aldanırsanız bilin ki suç sizindir.” Diyerek insanın bir defa tufaya gelmesini normal karşılamıştır.
Tufaya gelmek insanlık hali olabilir ama tekrar tekrar tufaya geliyorsanız insanlık halinden ziyade aptallık hali söz konusu olur.
BİR SÖZ
Bir at şarkı söyleyemekten mutsuz mudur? Hayır! Koşamadığı zaman mutsuzdur. Bir köpek uçamadığı zaman mutsuz mudur? Hayır! Havlayamadığı sahibini koruyamadığı zaman mutsuzdur.
İnsan, aslanları boğazlayamamaktan ve olağanüstü şeyleri yapamamaktan mutsuz mudur?
Hayır! İnsan bunun için yaratılmış değildir. O ancak utancını, iyiliğini, adaletini yitirdiği zaman Tanrının onun ruhunda yarattığı tanrısal özellikler yok olduğu zaman mutsuzdur.
Epiktetos
BİR FIKRA
SİNİDEN KEVGİRE
Temell'e Fadime evlidir. Temel Fadime’ye elinden geldiğince iyi bir hayat yaşatmaya çalışır ama bir türlü yaranamaz.
Fadime her fırsatta baba evinden getirdiği annesinin sinisini över durur. Yıllar geçer ama baba evinden gelen sininin sözü hiç bitmez.
Birgün Temel dayanamaz siniyi alır. Odanın içinde karşı duvarına dayar. Sonra tabancasını çıkarırır. İki şarjör mermi boşaltır. Sini delik deşik olur.
Fadime kızarak bağırır:
-Ne yaptın?
Temel açıklama yapar:
-Yıllardır söylediğin ‘annemlerin verdiği sini’ cümlesinden bıktım. Bundan sonra annemlerden gelen kevgir dersin. Hayatımızda bir değişiklik olur.
Yorum Yazın