Geçen hafta Profesör Nihat Hatipoğlu'nun sahada dua eden ya da gol attıktan sonra şükür namazı için secde eden futbolcularla ilgili atv ekranlarındaki yorumunu bu köşede paylaşmıştım. Okurlarımızın neredeyse tümü, hocamızın "İbadetin yeri olmaz" görüşüne destek verdi. Köşemizin daimi takipçilerinden, Galatasaray ve Milli Takım'ın yaşayan efsanesi, spor yazarı ağabeyim Gökmen Özdenak ise içeriden biri olarak olaya farklı bir bakış açısı getirdi: İşte Özdenak'ın telefonda bana söyledikleri:
"Sevgili Yüksel kardeşim, biz de futbolculuk dönemimizde dua ederdik. Ama sadece soyunma odasında. Şimdiki bazı futbolculara bakıyorum, maçtan önce sahanın ortasında dua ediyorlar. Müslümanı ellerini göğe açıyor, Hristiyan olan haç çıkartıyor. Ama maç sırasında sahtekarlık diz boyu... Maçtan önce Allah'a dua edenler, ortada temas bile yokken kendilerini yere atıp, hakemle birlikte -haşa- Allah'ı kandırmaya çalışıyorlar. Faul ya da penaltı almak isteyen bu futbolcular yüzünden adeta sahtekarlar ligi oynanmaya başlandı. Nerede kaldı o zaman maçtan önce Allah'a inancın? Birilerinin bu sahtekarlıkları, bu hak gaspını önlemek için yeni kurallar getirmesi lazım. Şüpheli pozisyonlarda VAR devreye girmeli, gerekirse sahtekarlık yapıp hakemi aldatmaya çalışan futbolcular direkt oyundan atılmalı. Sürekli kendini yere bırakan ve habire ofsayta düşen Burak Yılmaz'a Lille'in hocası ne yaptı? Beş maç takımdan kesti. Bakın şimdi Burak sürekli ofsaytta kalıp, kendini yere atıyor mu? Bu iş sadece polisiye önlemlerle çözülmez. Teknik ve idari yöneticilerin de duruma el koyması lazım:"
ASELSAN gerçekleri
Geçen hafta atv'nin büyük ses getiren dizisi Yalnız Kurt'ta, ASELSAN mühendislerinin kuşkulu ölümlerini aydınlatan bölümü bu sütunlarda analiz etmiştim. Okurumuz Aydın Kaboğlu da bu iddiaları destekleyen ve bizzat yaşadığı bir olayı nakletmiş:
"İyi günler Yüksel Bey, cuma akşamları Yalnız Kurt günü ve bugün siz yazınca başımdan geçen bir olayı anlatmak istedim:
ASELSAN bir cep telefonu yapmıştı, hemen aldım ve o günün şartlarında mükemmel idi. (2000) Sonra bunun daha iyisi çıkacak diye bekliyordum ki İzmit Teknik Servisi ve bayii arkadaşım 'Artık yapılmayacakmış' deyince şoke olarak araştırmaya başladım. Bana 'Aydın fazla karıştırma' dediler, ben yine mesajlar atarak sordum. Bir gün teknik servis olan arkadaş 'Aydın Bey, yetkililer 'Biz yapabilir miyiz diye denemek için yaptık' dedi. Yeni bir şok yaşadım. O aralar bilirsiniz ASELSAN mühendislerinin şüpheli ölümleri vardı. 15 Temmuz sonrasında ortaya çıkan gerçekler ve Yalnız Kurt sayesinde işler iyice açığa çıktı.
Bu arada tek parti hükümeti ve FETÖ'nün tasfiyesi (ki hâlâ bitmedi!) şu an savunma sanayimizin bu kadar gelişmesini sağladı. Bir de Selçuk Bayraktar bir programda 'Cumhurbaşkanı'nın damadı olmama rağmen ilk SİHA'da 3 ay oyalandık' dedi. Nuri Killigil olayını bilirsiniz. (Sütlüce'deki havan topu fabrikasına yapılan sabotajda 27 çalışma arkadaşıyla birlikte yaşamını yitiren eski Osmanlı paşası) Üzülerek söylüyorum ki, içimizde çok hain var. Ben yabancılara kızmam, içimizdekileri Allah'a havale ediyorum. Selamlar..."
Şeref kürsüsü
Hatay Samandağ'da yaşayan 16 yaşındaki Neval Çam, işaret dilini anında çeviren bir yazılım geliştirerek hem Microsoft tarafından yılın en iyi yazılım girişimcisi seçildi hem de Stanford Üniversitesi'ne burslu kabul edildi.
Zap'tiye
10 yaşındaki öğrencisini döne döne döven öğretmen müsveddesine mahkemede iki kez iyi hal indirimi uygulandı. Hapis cezasının açıklanması da ileri bir tarihe ertelenince sanık salıverildi. Neyse ki bunun bir de öte tarafı var. Umarım orada döne döne cehenneme vantilatör olursun!
Ne demiş?
57 yıllık eşine günde 100 defa "Seni seviyorum" diyen Gümüşhaneli Zekeriya Dede'den gençlere ders: "Her sabah uyandığımda onu yeni nişanlanmış gibi seviyorum."
Yorum Yazın