Abdulkadir Selvi

Abdulkadir Selvi

Mail: dfdkgjdlgk@hotmail.com

HDP kapatılacak mı?

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Kobani iddianamesini istemesi, HDP hakkında inceleme başlatıldığı yorumlarına neden oldu.

Bir de MHP Lideri Bahçeli’nin, “Türkiye bir hukuk devletiyse HDP’nin kapatılması acildir, şarttır. Başka bir isimle tekrardan faaliyette bulunmasına izin verilmemelidir” açıklaması gelince, HDP’nin kapatılması konusu bir anda gündemin üst sıralarına yükseldi.

Burada birbiriyle iç içe ama birbirinden ayrı noktalar var.

1)AK Parti, Kobani soruşturması ile HDP’nin kapatılmasını ayrı tutuyor.

2)Kobani soruşturması kapsamında 9 HDP’linin dokunulmazlığının kaldırılması gündeme geldiğinde AK Parti milletvekilleri “evet” oyu verecekler. Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Eller hemen iner kalkar” demişti.

3)HDP Eş Genel başkanı Pervin Buldan’ın durumu farklılık arz ediyor. Buldan, Kobani olaylarının yaşandığı dönemde HDP MYK üyesi değildi.

4)MHP, HDP’nin kapatılmasını istiyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kapatma davası açmadığı takdirde MHP, HDP’nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaat edecek.

5)Geçmişte kapatma davasına muhatap olmuş bir parti olarak AK Parti, kategorik olarak parti kapatmaya sıcak bakmıyor. HDP’nin kapatılması yönünde bütün şartlar hazır olmasına rağmen AK Parti, HDP’nin kapatılması yönünde harekete geçmedi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Kobani iddianamesini istemesi rutin bir uygulama olarak değerlendiriliyor. HDP’nin kapatılması yönünde bir çalışma başlatılmış değil. Ama şimdiye kadar HDP çizgisinden gelen birçok parti kapatıldığı için HDP hakkında kapatma davası açılması sürpriz olmaz. Ama reform sürecine giren Türkiye açısından olumlu bir gösterge olmayacak.

İŞTE İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI’NIN TAKVİMİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İnsan Hakları Eylem Planı’yla ilgili, “İnsan haklarının olmadığını itiraf etmektir” yorumu şaşırtmadı. Oysa ana muhalefet liderinden çok daha önemli bir değerlendirme beklenirdi. Muhalefetin görevi iktidarı eleştirmektir. Ama söz konusu insan hakları ve özgürlükleri olduğu için muhalefetin de destek vermesi beklenirdi.

KILIÇDAROĞLU’NUN YAKLAŞIMI

İnsan hakları mücadelesi, insanlık var olduğu sürece devam edecek bir mücadele. Hele Türkiye gibi insan hakları karnesi parlak olmayan bir ülke için insan hakları ve reformlar, kutup yıldızı gibi. O nedenle Kılıçdaroğlu’nun, “Eğer bir ülkede bir siyasi parti, bir devleti 19 yıl yönettikten sonra kalkıp da ‘Ben İnsan Hakları Eylem Planı açıklıyorum’ diyorsa o ülkede insan hakları yok demektir” şeklindeki değerlendirmesini çok sığ buldum. Kılıçdaroğlu tam aksine, muhalefet lideri olarak iktidarı zorlamalıydı.

KÖYLÜLERE DIŞKI YEDİRİLEN TÜRKİYE

Buraya Yeşilyurt’ta köylülere dışkı yedirildiği, faili meçhul cinayetlerin yaşandığı Türkiye’den geldik. Başörtüsü utancının yaşandığı 28 Şubat sürecinin 24. yılını 4 gün önce doldurduk.

DİYARBAKIR SUR’DAN HİSSEDİLMELİ

Bu açıdan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün, “İnsan Hakları Eylem Planı Uygulandıkça, İstiklal Caddesi’nde, Kızılay Meydanı’nda, Diyarbakır Sur’da, İzmir Konak’ta da bunun meyveleri, vatandaşlarımız tarafından hissedilecek” güvencesi önemli. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’le zaman zaman konuşan bir gazeteciyim. Önümüzdeki dönem Meclis en çok İnsan Hakları Eylem Planı’nın hayata geçirilmesine dönük yasaları çıkarmak için çalışacak.

İŞTE O TAKVİM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan hakları eylem planını açıklarken bir de takvim vermişti. Erdoğan, eylem planındaki hedeflerin 2 yıl içinde hayata geçirileceğini  açıklamıştı. Adalet Bakanlığı, İnsan Hakları Eylem Planı’nın hayata geçirilmesi için bir takvim hazırladı. İnsan Hakları Eylem Planı’nda 9 amaç, 50 hedef ve 393 faaliyet öngörülmüştü. Bunların 129’u kanuni düzenleme ya da Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile hayata geçirilecek. 60’ı ikincil mevzuat dediğimiz yönetmelik ve genelgelerle, 194’ü ise idari faaliyetler kapsamında uygulamaya girecek.

SEYİT TORUN ŞANTAJCILARLA GÖRÜŞTÜ MÜ?

ABD’nin FETÖ aparatını kullanarak Türkiye’ye karşı yürüttüğü en önemli komplolardan biri MİT TIR’ları operasyonuydu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu“Filmleri var, kamyonlardaki kasaların nasıl açıldığının, bombaların görüntüleri var. Ben de seyrettim” demişti.

FETÖ, kaset operasyonuyla CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı tasfiye etti. Baykal’ı götüren kaset, Kılıçdaroğlu’nu getirdi.

KılıçdaroğluErdoğan’ın Baykal kasetini izlediği görüntüleri gördüğünü söyleyip, “Görüntüleri getiren kişiler maskeliydi yüzlerini, kim olduklarını görmedim” demişti.

CHP İLE KASET İLİŞKİSİ

Şantaj kasetleri üzerine CHP’den istifa eden Denizli milletvekili Teoman Sancar ise kasetle kendisine şantaj yapanların CHP Genel Merkezi’ne giderek Seyit Torun’la görüştüklerini iddia etmişti.

Genel başkanı kaset darbesiyle tasfiye edilen bir parti olarak CHP’nin en çok uzak durması gereken şey kaset olmasına rağmen ne hikmetse hep kasetle anılır oldular.

Atatürk’ün partisi CHP bunu hak etmiyor.

TORUN: ‘GÖRÜŞMEDİM’

Teoman Sancar’ın iddiaları üzerine CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’la görüştüm. Teoman Sancar’la ilgili konuyu konuşmak istemediğini söyledi. Ancak “Bu kişilerle görüştünüz mü, görüşmediniz mi?” diye ısrarlı sorularım üzerine, “Yok yok, görüşmedim. Bize sadece bilgi geldi. Sonra da istifası. Kaseti izlemedim de kimseyle görüşmedim de” karşılığını verdi. Torun’un beyanı önemli ama anlamadığım bir şey var. CHP’de kimse bu kaseti izlemediyse, bu kişilerle görüşmediyse Teoman Sancar’ı çağırıp istifasını neden istediler?

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar