Hava harekâtının ardından en fazla sorulan soruydu. Cevap, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Katar dönüşü verdiği röportajda geldi. Erdoğan, "Hava harekâtıyla sınırlı kalmayacak" dedi.
Uzun süredir konuştuğumuz Münbiç ve Tel Rıfat gibi alanlara yönelik bir kara harekâtı gittikçe gerçeklik kazanıyor. Erdoğan'ın daha önceki operasyonlardaki davranış tarzına bakarsanız sürekli gündeme getirerek operasyonu yavaş yavaş ısıttığını ve dünya kamuoyu başta olmak üzere tüm izleyicileri hazırladığını ve alıştırdığını görürsünüz. Yine benzer bir yöntem izleniyor. Türkiye aylardır bir operasyonun an meselesi olduğunu dile getiriyor. Şimdi hava harekâtı yapıldı. Ardından bir kara harekâtı gelecek deniyor.
Dışarıdan baktığınızda da benzer bir yorum üretebilirsiniz. Türkiye'nin kara harekâtı yapacağı aslında çok belli ama sadece zamanlaması tartışma konusudur. Çünkü elimizde çok net bir plan var.
BEŞ BÖLGEYE SIRAYLA
2016 yılından bu yana Türkiye'nin güney sınırları ve PKK terörüyle mücadelesi en temelde beş ayrı sektöre bölündü. Birinci ve ikinci sektörler Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları ile hayata geçirildi. Bu iki alandan sırasıyla sadece Münbiç ve Tel Rıfat geride kaldı. Zaten önümüzdeki günlerde beklenen bir harekâtın da bu iki bölgeye odaklanacağı düşünülüyor.
Üçüncü sektör ise Fırat'ın doğusundan Suriye'nin doğu sınırına kadar olan bölgeydi. Barış Pınarı Harekâtı'nda bu alanın önemli bir kısmı daha kontrol altına alındı. Ayn-el Arab ve Kamışlı ise sonraya bırakıldı.
Geriye kalan iki sektör ise Irak sahasında. Biri Kandil ve etrafı, diğeri ise Kandil'den Suriye'ye geçiş güzergâhı olarak görülebilecek Sincar ve etrafı. Bu bölgelerde de Türkiye yaklaşık üç yıldır üsleniyor diyebiliriz.
Yani aslında ilk günden bu yana Türkiye zamana yaydığı operasyonları çok geniş bir cephede yürütüyor. Tüm bu coğrafya güvenli hale gelene kadar da duracağını sanmam. Sadece her biri için uygun takvim kollanıyor.
ZAMANLAMA VE ÖNCELİK
Bu adresler içinde en çok öncelemek istediğimiz bölgeler olabilir. Mesela Kandil'i temizlemek veya Haseke'deki örgütün siyasi merkezini yerle bir etmek istenebilir. Ancak Türkiye nihai hedeflerini ulaşılabilir hale getirmek için öncelikle en erişilebilir ve uygun alanlara odaklanıyor.
Mesela Fırat Kalkanı siyaseten dünya kamuoyunu ikna etmesi kolay bir harekât olduğu için ilk onunla başlandı. Ardından Afrin'e geçildi. Barış Pınarı Harekâtı ise askeri olarak kolay bir hedefti fakat Amerikan varlığı nedeniyle siyasi olarak zordu. Amerika çekilmek zorunda kaldığında askeri harekât 8 günde tamamlandı. Sonrasında bir diplomatik uzlaşıya varıldı. Ama Türkiye o bölgede de hedeflerinden vazgeçmiş değil.
Aksine son saldırılar neticesinde Türkiye'nin Fırat'ın hemen doğusundaki Ayn-el Arab ve çevresini önceleyecek bir planlamaya gidebileceğini tahmin ediyorum. Böylece Barış Pınarı Harekât bölgesi diğer iki harekât bölgesiyle birleştirilip tam bir güvenli koridor haline gelebilir.
"Her şey bu kadar planlı bir biçimde işlerken kara harekâtı olur mu?" sorusu aslında doğru soru değildir. Doğru soru, "ne zaman" ve "nereye" şeklinde olmalıdır.
Yorum Yazın