CHP'nin listelerinden TBMM'ye giren 10 Gelecek Partisi ve 10 Saadet Partisi milletvekillerinin birleşerek kurulan TBMM'nin 6. grubu, ilk grup toplantısını dün yaptı. Sosyal medya geyikleri de aldı başını yürüdü. “Sıfır oyla grup toplantısı”, “Kemal Dedem Sağ olsun” esprileri havada uçuşuyordu. Kumar masasının sıfır sermayeli kazananları da kendilerine hiç laf söyletmiyorlar. Kendilerine “Tokatçı” diyenlere de öfke kusuyorlar. Garibim Kılıçdaroğlu’nu “Sana Cumhurbaşkanlığı kazandıracağız” diye masaya oturtup, seçim kazandıramadıkları gibi, 39 vekili alıp anında arazi oldular. CHP içinde bir saat bile duramadılar. Bunun adı elbette tokatçılıktır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde bunları "Toplam oyları yüzde 1'i dahi bulmayan tabela partilerinin sevincini anlıyoruz. Onlar, siyasi tarihimizin en büyük tokatçılığına imza atarak CHP'den 39 milletvekili kopardılar" sözleriyle bu tokatçılığı yorumlamıştı.
Ahmet Davutoğlu ve Temel Karamollaoğlu, grup toplantılarında “Tokatçılık” konusuna cevap vermeye çalıştı ama nafile bir çabaydı. Adeta içi boş hamaset gösterisi yaptılar.
Ahmet Davutoğlu, bir gün önce sosyal medya sayfasından “Tokatçı” başlıklı bir video yayınladı ve orada da akıl ve mantıkla zerre alakası olmayan şu cümleleri kurdu:
"Beraber ortaklık yaptığı DSP, Yeniden Refah Partisi, HÜDA PAR'ın sorması lazım, biz de mi tokatçıyız diye. 1991 yılında Refah Partisi listesinden Adana adayı kimdi biliyor musunuz? Devlet Bahçeli'ydi. Yozgat adayı da Alparslan Türkeş'ti. Devlet Bahçeli'ye de mi tokatçı demiş oluyorsun? Tokatçılığı bu memleket sizden gördü.
Serok Ahmet olayı ya hiç anlamamış ya da yarım yamalak anlamış…
Ahmet Davutoğlu, sana sorulan “Kedi buysa ciğer nerede, ciğer buysa kedi nerede?” içeriğinden oluşan “CHP’ye ne kattınız da o kadar milletvekili aldınız?” sorusudur. Anlayana soru çok net ama siz hala laga-luga yaparak “Tokatçı” halinizin üzerini kapatmaya çalışıyorsunuz.
Ahmet Davutoğlu, isimlerini saydığın Yeniden Refah, DSP, HÜDA-PAR kazanan tarafta. Bu bir…
Yeniden Refah Partisi %2.81 oy (1.529.119 kişi) alarak kendi varlığının ne olduğunu göstererek, Cumhur ittifakı içinde 5 milletvekili çıkardı. Siz niye o cesaretini gösteremediniz? Seçimlere CHP logosu altında girmek yerine, millet ittifakı içinde kendi logonuzun altında niye girmediniz? Yeniden Refah Partisi gibi etinizi, budunuzu görmüş olurduk. Yeniden Refah Partisi, o cesareti gösterdi de siz niye gösteremediniz?
HÜDAPAR diyorsunuz, HÜDAPAR’ın Batman’da yaptığı kalabalık mitingin aynısını CHP’yi tokatlayan 4 parti yan yana gelip yapamadınız. DSP ise sadece Genel Başkan düzeyinde 1 milletvekili kazanmıştır.
İsimlerini saydığın 3 partinin sizinle kıyaslanacak hiçbir yönü, tarafı ve bunun da zaten bir mantığı yoktur.
Bu üç parti özgül ağırlığını göstermiş ve toplamda 10 milletvekili kazanmıştır. Siz neyinizi gösterdiniz de 39 milletvekili alarak CHP’yi tokatladınız?
Kazanan taraftaki partilerle, kaybeden taraftaki partileri nasıl kıyaslayabiliyorsunuz? Hem de siz hiçbir katkı sağlamadan 39 milletvekili, onlar ise 10 milletvekili aldığı ve üstelik Yeniden Refah Partisi, kendi logosuyla seçimlere girdiği halde.
Ahmet Davutoğlu, “Anadolu'ya çıkarım ve sadece 'Esselamun Aleyküm' derim, bütün Anadolu'yu ayağa kaldırırım.” diyordun. Anlaşılan selam verdin, Anadolu’da selamını alan olmadı.
“Şu çınar yaprağı, Türk siyasetinde kalıcı olacak. Kendi logomuzla seçime gireceğiz” derken nasıl oldu da CHP logosu altında seçimlere girdin Serok Ahmet?
Arkeolog Ahmet Davutoğlu, kendini haklı çıkarmak için bir de tarihi kazılar yaparak, ta 1991 yılından ittifak örnekleri vermiş… Refah-MÇP-IDP kendi yağında kavrulan, dönemin şartlarında kurulmuş bir ittifaktı. Yani kimse kimseyi tokatlamamıştı. Kimse kimseye olmayan gücünü yahut etkisini pazarlamıyordu. “Bütün Anadolu'yu ayağa kaldırırım.” diyerek senin Kemal Kılıçdaroğlu’nu umutlandırdığın gibi, merhum Başbuğ Türkeş Erbakan’a, merhum Erbakan Başbuğ Türkeş’e hayal satmıyordu.
Ahmet Davutoğlu her şeyi birbirine karıştırarak, “Siyasi Tokatçılık” tarihine geçen bu olayın üzerini kapatmaya çalıştığını görünce bana bir fıkrayı hatırlattı.
Adamın biri "Kurban" konusunu anlatıyormuş:
"Çocuğu olmayan Hazreti Davut, Allah’a dua etmiş ve ’Yarabbim bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeyim’ demiş... Dua tutmuş; Davut, kızının adını Ayşe koymuş... Gel zaman git zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş. Hz. Davut kızı yatırmış, tam boğazını kesip kurban edecekken Azrail gökten bir keçiyle çıkagelmiş ve ’Kızı bırak, al bu keçiyi kurban et’ demiş..."
Dinleyenlerden biri dayanamamış:
"Yahu bunun neresini düzelteyim... Hz. Davut değil Hz. İbrahim, kız değil erkek, Ayşe değil İsmail, Azrail değil Cebrail, kurban edilen de keçi değil koç olacaktı!"
***
Biz de Ahmet Davutoğlu’nun anlattığının nesini düzelteceğimizi şaşırdık. “Kemal Kılıçdaroğlu’nu güzel tokatladık” desinler. Biz de kumar masasındaki bu başarılarını tebrik edelim. Çünkü harbi sıfır sermayeli güzel tokatlama işi oldu.
Yorum Yazın