Kafayı yiyenler kervanına her gün yeni bir isim katılıyor.
Doksanlı yıllarda bazı manken kızlarımız, Atatürk'ün doğum tarihi olarak 1921'i ya da 1937'yi veriyorlardı da, rahmetli Savaş Ay kızmış köpürmüştü... Sonra kızlardan biri dedi ki: "İlahi Savaş ağabey, 1881 desem ilginç bir yanı kalacak mıydı? Önem verip de yazar mıydın?"
Bugün de gündeme gelebilmek için bir yerlerinden korona teorileri yumurtlayan profesörlerin yanı sıra, aslında Ay'a gidilmediğini söyleyip ilgi çekmeye çalışanlar var. Dünyanın düz olduğunu söyleyenlerden farklı bunlar, o zavallı budala buna gerçekten inanıyor, beriki sırf adını geçirmek için yapıyor.
Bu soytarılıklardan biri "Menemene soğan konur mu konmaz mı" tartışmasıdır.
Ciddi olduğunu sanan basını ve sosyal medya denilen dıngıl cennetini uzun süre meşgul etmiştir.
Sonunda "Herkesin damak zevki kendine" deyip orta yolu buldular.
Cevap olmayan cevaplar gibi: "Radikal Batılı Atatürk niçin alaturka müzik dinlerdi?" diye soruyorsunuz, "Zevkler ve renkler tartışılmaz" deyip kaçıyorlar.
Şimdi yeni bir zevzeklik çıkmış:
"Baklava daha da geliştirilip modernize edilebilir mi?"
Baklavaya çip mi takacaksınız?
"Baklava koronaya yakalanır mı?" diye de sorabilirsiniz hani.
Sosyal medyada "derin bir tartışma" başlatmış...
Eh, eskiden de "Kırlardan mı şehirlere, şehirlerden mi kırlara" diye tartışılırdı.
Bu derin tartışmada "baklavanın dokunulmazlığını" savunanlar da varmış, hamurunu, şerbetini geliştirmek, sunumuna yenilikler getirmek isteyenler de... Ama bunun için Batı'da eğitim almış olmaları gerekirmiş...
Reform yanlıları, Evliya Çelebi'nin yüzlerce yıl önce Trabzon'da hamsili baklava görmüş olduğunu söylüyorlar, ha desek yapacaklar.
Fakat bazı gastronomi uzmanları da bunun alt tarafı "baklava şeklinde kesilmiş yufkadan ibaret" olduğunu belirtiyorlar.
Güzel ve yalnız ülkemin önemli sorunlarına böylece bir yenisi daha eklenmiş oluyor.
Değerli zıpçıktılarımızdan daha da derin ve ileri tartışmalar bekleriz:
- Lüfere reçel sürülür mü?
- Mangolu tost olur mu?
- Elmalı kuru fasulye denemek ister misiniz?
- Düdüklüde etli tavuk?
- Hamsi komposto?
- Bamyalı üzüm hoşafı?
Ne güzel konular... Hem çene oyalıyor hem de gerçek sorunlardan uzak tutuyor.
***
ÇOK DİNLERLER SİZİ
"Büyük marketlerden un, yağ, süt, bulgur, makarna, mercimek, yumurta, peynir, tuz ve her ay bir çeşit sebzeye kış aylarında zam yapmamalarını istiyorum. Bu talebin sizden bu ürünlerde açıkça zarar etmenizi istemek olduğunun farkındayım. Bu zararı iktidara geldiğimizde karşılayacağız."
Kemal Kılıçdaroğlu
Yorum Yazın