Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Mail: jlgjflkd@hotmail.com

Haklısın ama...

Tamam!
Kaygılanalım...
"Gelecek nasıl gelecek?" sorusu bu kadar baskın bir hale gelmişken tersi zor.
Ama kaygıya kapılıp gitmek başka bir şey.
Kaygı/Endişe dediğimiz deli dolu bir nehirdir, yüzülmez, eğlenilmez.
Seni kıskaç gibi sarar ve öyle bir sürükler ki, nereye gittiğini bilemezsin, vardığın yeri anladığında geç olur.

***

Tamam!
Dünyanın haline, memleketteki dolarizasyon çılgınlığına, pandemi sürecine, marketteki süt fiyatlarına, geleceğin belirsizleşmesine öfkelenelim.
Ama öfke virüsten beter bulaşıcıdır; her yere yayılır ve ilk önce öfkeye kapılan özneyi bozar, yıkar, darmadağın eder.
Ama hiçbir şey inşa etmez, edemez.

***

Şimdi bütün dünyada psikologlar harıl harıl çalışıyor ve medyanın kendilerine yönelttiği sorulara laf yetiştirmeye çabalıyorlar...
Sağlık yönetimlerinin bozduğu toplumsal ruh halini psikoloji biliminin cılız omuzları kaldırabilir mi?
İmkansız çaba...
Ekonomik dengesizliklerin ve herkesin "kıtlık" vesaire endişesine kapıldığı bir dünyanın ortasında "Belirsizliğe tahammülsüzlük ve uzun süreli toplumsal depresyon" üzerine araştırmalar yapmak neye yarar?
Azıcık buruk biçimde gülünç...
(Evet! Doğru okudunuz, yeni rahatsızlığımız "belirsizliğe tolerans düşüklüğü" olacak...)

***

Gelelim esasa...
Kimse "Yok yahu, zor zamanlarda değiliz" diye çevresini kandırmaya çalışmasın, isterse kendini kandırabilir...
Kimse "Orta sınıflar yeniden güllük gülistanlık dönemlerine geri dönecek" diye nutuk atmasın...
Kimse milli devletlerin nasıl köşeye sıkıştırıldığını görmezden gelmeye kalkmasın...
Hastalığı görmeden çareyi üretemeyiz.

***

Hadi bakalım şimdi oturun da...
İnsanlık geleneklerinin binlerce yılın "zor zamanlar" tecrübelerinden süzülmüş tavsiye ve tedavilerini unutmuş olduğunuza yanın!..
Vazgeçtim o kadar derininden...
Gelecek endişelerine karşı babaannelerimizin imanlarından filizlenmiş o dirençli ve feraset sahibi duruşa bile muhtacız ama neredeyse unuttuk, yalan mı?

***


NOT DEFTERİ
Meksika açmazı, olaya karışan hiçbir tarafın "kazançlı" çıkamayacağı, keskin ve içinden çıkılmaz bir durumun adı olarak bilinir (...) Hayatın kendisi de düello değil, Meksika açmazıdır çoğu zaman. Tetiğe basan sürprizi bozar. (GÜVEN ADIGÜZEL / Ölümlüler İçin Zamanın Kısa Hikayesi)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar