Magazin, benim muhabirlik yaptığım yıllara nispeten hayli kolaylaştı. Biz atlatma bir haber ya da tek kare özel fotoğraf için saatlerimizi, hatta günlerimizi heba ederdik. Şimdilerde sosyal medya marifetiyle ünlüler kendi haber ve fotoğraflarını kendileri servis ediyorlar.
Hadise de öyle yapmış. Cuma günü pek çok 'özel' fotoğrafını sosyal medyasından servis etmiş.
Hadise'ye bu poz pek estetik gelmiş olabilir. Ama ben ilk gördüğümde "Keşke biraz daha sebze ağırlıklı ve lifli beslenseymiş. Bu kadar sıkıntı çekmezmiş" diye düşündüm...
Bu tür "ıkınma" pozları bu aralar bizim ünlüler arasında çok popüler. Artık nasıl bir mesaj vermek istiyorlarsa...
Peki ya Hadise'yi bir muhabir bu halde çekip de gazeteye bassaydı, tepkisi ne olurdu? Hiç düşündünüz mü?
Ona ne kulp takacaksınız?
Çemkirmeyi muhalefet sananlar, Tamer Karadağlı'nın Devlet Tiyatroları'na genel müdür olarak atanması üzerine sanatçıyı linç etmişlerdi. Çünkü sanata yakınlıkları, Karadağlı'yı sadece "Taşfırın Haluk" olarak bellemelerine izin veriyordu. Oysa uluslararası sahne tecrübesi, muhaliflerin yıllardır adeta tapındığı pek çok dinozoru ikiye üçe katlayacak kadar parlaktı.
Geçen hafta bu kez Tan Sağtürk, Devlet Opera ve Balesi'nin başına getirildi. Türkiye'de çağdaş bale denilince akla ilk gelen isim olan, Bolşoy'dan Ballet National de France'a kadar dünyanın en önemli bale ekollerinde görev alan, ülkenin dört bir yanında açtığı bale okullarıyla pek çok gencimizi yetiştiren Tan Sağtürk bana göre bu makama çok yakıştı.
Tan Sağtürk bugüne kadar iktidara yakın tek bir söylemin de içinde yer almamıştı. Bakalım "muhalefetin istemezükçüleri" ona nasıl bir kulp takacak?..
Bu senaryoyu kim yazabilirdi?
Olacak şey mi? Bir profesör; kalkıp hayvan ameliyatlarında kullanılan bir uyuşturucuyu, varlıklı ailenin kızına zerk edip onun duygu ve düşüncelerini yönetmiş. Kızı, babasının onu taciz ettiğine inandırmış. Hatta taciz olayıyla ilgili sahte rapor bile düzenlemiş. Son olarak da "Babana asla tespit edilemeyen bir zehir verip onu ortadan kaldıracaksın" diye komut vermiş. Amacı, daha önce 40 gence yaptığı gibi ailesiyle bağını kopartıp, üzerine geçirdiği mal varlığıyla birlikte onu FETÖ'ye katmakmış...
Masum insanlar üzerinde vahşi deneyler yapıp pek çoğunu katleden ünlü Nazi doktoru Mengele bile bu kadar şeytani bir plan yapamazdı. Bunu bir dizide, filmde izlesem senaristiyle dalga geçer, "Amma da sallamışsın be adam?" derdim. Ben şeytanın yerinde olsam bu olaydan sonra erken emekliliğimi isterdim.
Bir Gökhan Abur vardı
Sadece bir hava durumu sunucusu değildi. Önemli bir "ekran karakteri" idi. O da amansız hastalıkla mücadelesini kaybedip 80 yaşında aramızdan ayrıldı.
Ersin İmer'den uzun yıllar sonra ekranlarımız bir "hava durumu anlatıcısı" kazanmıştı. Sadece prompter'a bakıp, orada yazılanları okuyan spikerlerden farklı olarak...
Aynı anda iyi bir müzisyen olan Gökhan Abur, o yeri göğü titreten bas bariton sesiyle "Bugün şemsiyesiz çıkmayın" diye kükreyince nasıl da portmantoya koşardık... Özleyeceğiz, hem de çok...
Gaf kürsüsü
BeIN Sports rejisi korner atışında pozisyon tekrarı vermeye kalkınca Fenerbahçeli Szymanski'nin attığı üçüncü golü kaçırdı.
Zap'tiye
77 yaşındaki Sylvester Stallone, Rambo 6 filmi için kampa girmiş. Muhtemelen bu sefer zalim huzurevi müdürüne karşı savaşacak!
Ne demiş?
Hamile olan oyuncu Eda Ece magazin kameralarına faaliyet raporunu açıkladı: "Bu sezon dizi yerine çocuk üretiyorum."
Yorum Yazın