Önceki akşam şahsi Beyoğlu tarihimin çok önemli bir günüydü.
Yıllarca önünden geçtiğim efsanevi Atlas Sineması yeniden açılıyordu.
*
Atlas Sineması’nın açılış tarihi 1948...
Yani benimle aynı yaşta sayılır...
Kültür ve Turizm Bakanlığı işte o tarihi binayı 2 yıl gibi rekor bir sürede restore etti...
İşte o harika binanın açılış töreni vardı.
Açılışı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan yaptı...
*
Davetliler bir gün önce Vahdettin Köşkü’nde kurulan sağlık merkezine giderek COVID testi yaptırdılar.
Buna karşılık kapıda HES kontrolü yapılmadı. Çünkü herkesin sonucu önceden bildirilmişti.
*
Bu açılış benim açımdan da bir açılıştı.
Neredeyse bir yıla yakın süredir ilk defa yeniden bir kırmızı halıda yürüyordum.
Bunun için ilk defa takım elbise giydim, kravat taktım.
Ve kırmızı halı üzerindeki bu şahsi açılışımın, bütün 65 plus’lara umut verici hatırasını da sizinle paylaşıyorum.
*
Türkiye’ye ve İstanbul’a gerçekten harika bir müze kazandırıldı.
Restorasyonu çok beğendim.
Salon çok etkileyici olmuş.
O nedenle Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’u bu kadar kısa sürede bunu başardığı için de kutluyorum.
Şimdi Beyoğlu tarihinin bu önemli akşamı ile ilgili gözlemlerimi aktarıyorum.
SÜRPRİZ KONUKLAR
1- ‘KILL BILL’ VE ‘PULP FICTION’IN YAPIMCISI DA SALONDAYDI
AÇILIŞIN üç de sürpriz konuğu vardı.
- “Snatch” ve “Sherlock Holmes” gibi efsane filmlerin yönetmeni Guy Ritchie ile eşi Jacqui Ainsley...
- Snatch filminin baş aktörlerinden ünlü aksiyon oyuncusu Jason Statham...
- Hollywood’un en büyük yapım şirketlerinden biri olan Miramax’ın CEO’su Bill Block...
Miramax nedir size şöyle anlatayım:
“Pulp Fiction”, “Kill Bill”, “The Gentleman”, “Can Dostum”( Good Will Hunting), “Malena”, “Reservoir Dogs”, “The Crying Game”, “Piano”, “The Crow”, “Pret-a-Porter”, “Il Postino”, “Trainspotting”, “English Patient”, “The Talented Mr. Ripley”, “Birdget Jones’un Günlüğü”, “Chocolat”, “Gangs of New York” gibi sinema tarihinin büyük filmlerini yapan şirket.
Guy Ritchie’nin Antalya stüdyolarında çektiği yeni filmini de onlar yapıyor.
MÜZE
2- HAFIZA HAVUZUNDA KAÇ FİLM, KAÇ SİNEMACI VAR
BİZLER Atlas’ı bir sinema salonu olarak biliyoruz.
Oysa orası koskoca bir bina...
Ve bu bina şimdi gerçek anlamda bir sinema kompleksi haline gelmiş.
İçinde Türkiye’nin en modern ve büyük sinema müzesi kurulmuş.
Beyoğlu aynı zamanda Yeşilçam’ın mahallesi... Dolayısıyla buraya “Yeşilçam’ın belleği” de diyebiliriz.
Müzede “Türk sinemasının hafıza havuzu” diye bir bölüm var.
Burada dijital bir masada sinema tarihinin tamamını gezebiliyorsunuz.
- 8 bin 406 film.
- 31 bin 106 oyuncu, yönetmen, senarist, yapımcı ve sinema çalışanının ‘Kim Kimdir’i var.
3- HAVUZ BELGESELİNDE GÖRDÜĞÜM İSİMLER
AÇILIŞ töreninde harika bir “Türk sinema tarihi” belgeseli gösterildi.
Başlangıçtan itibaren bugüne kadar Türk sinemasına emeği geçmiş herkes ekranda gözümüzün önünden geçti.
Bu belgeseli pürdikkat izledim.
Şunu sevinerek gördüm.
Türk sinema tarihinin önde gelen isimleri herhangi bir politik ayrım yapılmadan önümden geçti.
- Kazada öldüğü gün beni ağlatan, Türk sinemasının efsane “kötü adamı” Ahmet Tarık Tekçe vardı.
- Ayhan Işık, Süleyman Turan, Eşref Kolçak vardı.
- Öldüğü güne kadar bugünkü iktidara muhalif olan Tarık Akan birçok sahnede vardı. Öldüğü güne kadar bu iktidara muhalif olan Ayşen Gruda da vardı.
- İktidar medyasının pek hazzetmediği Cem Yılmaz da iki ayrı filmiyle oradaydı.
- Çözüm sürecinin akil insanı Kadir İnanır da vardı.
- Çiçek Abbas filmi de vardı. Dolayısıyla bu iktidara muhalif İlyas Salman...
Ama gözüm üç ismi daha aradı...
4- GÖZÜM BU HARİTADA VE O HAVUZDA ŞU 3 İNSANI ARADI
FİLMDE bir de çok güzel bir Türkiye haritası vardı.
Haritanın içine her bölgenin sinemacısı özenle yerleştirilmişti.
Hem “Milli Hafıza Belgeseli’nde” hem bu milli haritada üç ismi göremedim.
- Biri Cannes Film Festivali’nde büyük ödülü alan Nuri Bilge Ceylan...
- Öteki büyük komedyen, kolektif hafızamızın büyük ismi Metin Akpınar...
Tabii o olmayınca Zeki Alasya da yoktu...
- Bir de Neriman Köksal...
Türk sinemasının ilk vamp kadın rollerinin sanatçısı....
Tabii böylesine güzel duygularla hazırlanmış bir “Türk sinema tarihi müzesinde” bu isimleri görmemek aklıma takıldı.
“Herhalde unutkanlıktır” diye düşündüm.. İçimden “Gönlüm bizzat Cumhurbaşkanı’nın bu insanları o haritaya yerleştirmesini arzuluyor” diye geçti.
Kendimi tutamayıp Bakan Ersoy’a sordum. Öğrendim ki...
Yukarıdaki dijital hafıza havuzunda her ikisi de varmış.
Bakan Ersoy “Hatta Yılmaz Güney’in bazı eşyalarını bile koymak istedik” dedi.
Bir de şunu ekledi:
“Unuttuklarımız varsa onları da ekleriz...”
5- DUVARDA ‘YILANLARIN ÖCÜ’ VE BAŞKA HANGİ AFİŞLERİ GÖRDÜM
ATLAS sinema salonu girişindeki koridorun duvarına bazı film afişleri asılmıştı. O koridorda gördüğüm film afişleri şunlardı:
- “Yılanların Öcü...”
- “Vurun Kahpeye”
- “Gurbet Kuşları”
- “Battal Gazi’nin İntikamı”
6- ATLAS MÜZESİNE TANIDIK VE SÜRPRİZ BİR İŞLETMECİ
ATLAS Sinema Müzesi gerçek anlamda bir kültür kompleksi.
Dolayısıyla bunun işletmesinin de aynı modernite ile yapılması gerekiyor.
Kültür Bakanı’na “Kim işletecek” diye sorduğumda beni şaşırtan bir isim verdi.
Mars Sinemaları’nı kuran ve Cem Yılmaz’ın filmlerinin yapımcılığını üstlenen Muzaffer Yıldırım almış işletmesini...
Daha doğrusu ona “görev olarak” verilmiş. Çünkü öyle kâr etmesi kolay olmayan bir kültür işletmesi orası.
Ama şurası da kesin, ancak onun gibi bir insan ve özerk zihniyet orayı modern işletmecilikle yürütebilir.
Yani bence çok doğru ve liyakate göre yapılmış iyi bir görevlendirme olmuş.
7- ARTTIRILMIŞ GERÇEKLİKLE ‘MUHSİN BEY’İ SEYRETMEK
MÜZEDE teknolojinin imkânlarıyla çok yaratıcı ve ilginç uygulamalar yapılmış. Mesela “Arttırılmış Gerçekçilik” (Augmented Reality) teknolojisiyle “Muhsin Bey” filminden sahneler seyredebiliyorsunuz.
Aynı şekilde “Neşeli Günler” ve “Süt Kardeşler” filmlerinden de bazı seçilmiş bölümler var.
8- ÜÇ BOYUTLU BİR İNEK ŞABAN, GÜDÜK NECMİ, BADİ EKREM
BİR ilgi çekici yenilik de 3D yani “üç boyutlu” filmler.
Hepimizin hayatında çok önemli bir yere sahip olan “Hababam Sınıfı”nın da bazı bölümleri üç boyutlu hale getirilmiş. Aynı şekilde “Üç Tekerlekli Bisiklet”in bazı sahneleri de üç boyutlu hale getirilmiş.
Hababam haytalarını üç boyutlu seyretmek çok eğlenceli.
KALICI KOLEKSİYON 1
9- ONUNCU YIL NUTKU’NU ÇEKEN KAMERA MÜZEDE
O görüntü bütün Türk milletinin hafızasına bir daha çıkmamak üzere yerleşmiştir.
29 Ekim 1933...
Ankara Hipodromu...
Atatürk “Aziz milletim... Az zamanda çok işler başardık” diye başlıyor...
Onuncu Yıl Nutku’dur bu...
Cumhuriyet’in onuncu yılı...
O yılı hepimizin dilindeki “Onuncu Yıl Marşı” ve bu nutukla hatırlıyoruz hep.
İşte o görüntüyü çeken kamera da müzede...
KALICI KOLEKSİYON 2
10- BUSTER KEATON VE LUMIERE KARDEŞLERİN DE KAMERASI
İSTANBUL Sinema Müzesi’ni gezerken karşıma beni şaşırtan iki tarihi tanık çıkıyor.
- Biri sinemanın ilk dâhileri Lumiere kardeşlerin ikonik kamerası...
Hani hep ilk film sayılan o tren sahnesinin çekildiği kamera...
İşte o kamera da bu müzede.
- İkincisi ise Paris’te okurken keşfettiğim ve sinematek salonunda bütün filmlerini seyrettiğim dünyanın Şarlo’dan sonraki en büyük komedyeni Buster Keaton’un “Kameraman” filmiyle özdeşleşmiş “Prevost” kamerası...
- Ayrıca Birinci Dünya Savaşı’nın tüm dramatik sahnelerinin çekildiği “Moys&Bastie” kamerasının bir örneği...
KULİS
11-ÜST KATTA PASTA KESİLİRKEN SALONDA KİMLER VARDI
ÖNCEKİ akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaş günüydü.
67 yaşına girdi...
Salondaki toplantıdan sonra üst kattaki müzeye çıkıldı...
Orada bir salonda Cumhurbaşkanı’na küçük bir yaş günü pastası kesildi... Şapkalı, yelekli iki görevli pastayı getirdi. İlginç bir pastaydı.
Üzerinde kurdela şeklinde çikolatalar vardı. Mum yoktu.
Yanlarında Emine Hanım, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ile Guy Ritchie, Jason Statham ve Miramax’ın CEO’su vardı.
Karşılarında da küçük bir davetli grubu oturuyordu.
Pastayı Cumhurbaşkanı keserken eşi Emine Hanım da elini tutarak yardım etti.
KULİS
12-PASTA KESİLİRKEN RITCHIE VE YANINDAKİLER NE DEDİ
ÜST katta pasta kesilmeden önce sohbet edildi.
Guy Ritchie ve yanındakiler Cumhurbaşkanı’na Antalya’daki film çekimi hakkında bilgi verdi.
Guy Ritchie stüdyolardan ve Antalya’dan çok memnun olduklarını söyledi.
“Bizim için hem çalışma hem tatil oluyor” dedi.
O nedenle bazı koşullar da sağlandığı takdirde Antalya’da yerleşik bir düzene geçip, film çekimini sürekli hale getirmeyi planladıklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı da bu konuyu Kültür Bakanı ile konuşabileceklerini söyledi.
Bu arada İngiliz sinemacıların Antalya’ya getirdikleri dev TIR evler de gecenin konusuydu.
CUMHURBAŞKANI’NIN TEK KELİME SİYASET OLMAYAN KONUŞMASI
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın açılışta yaptığı konuşma tamamen İstanbul ve kültür üzerineydi.
İstanbul söz konusu olunca Erdoğan daha tutkulu oluyor.
Galataport’u anlatırken, “Burası benim mahallem. Burada doğup büyüdüm. O nedenle heyecanlandırıyor” dedi.
Konuşmasında tek kelime siyaset yoktu.
Muhalefete yönelik tek kelime etmedi.
Ben bu “Siyasetsiz, partisiz Cumhurbaşkanı profilini” sevdim.
Yorum Yazın