Merhum Kemal Sunal, Türkiye’de filmleri en çok izlenen sanatçıların başında gelmektedir. Çünkü Kemal Sunal’ın televizyon aracılığıyla Türkiye’de evine girmediği aile neredeyse yok gibidir. Filmleri yine tekrar tekrar yayınlanıyor. Tekrar tekrar da izleniyor. Filmlerinde eleştirilen bazı karakterleri olsa da gördüğü ilgi ortadadır.
Kemal Sunal halk nazarındaki yerini de "Ben bir balon değilim. Öyle çıkanlar var ve ayakta kalmak için her gün TV’de görünmek zorundalar. Ama benim böyle bir şeye ihtiyacım yok çünkü ben sırtımı halka dayamışım..." şeklinde açıklamıştı. Merhum Kemal Sunal’ın siyasi görüşü neydi bilmiyorum ama “Türklüğü her baş, her omuz, her yürek kaldıramaz..!” diyecek kadar da kanını, soyunu bilen, yücelten bir sanatçıydı.
Konuyu baba Kemal Sunal’dan oğlu Ali Sunal’a getirmek istiyorum. Show TV'de yayınlanan Güldür Güldür programının moderatörü olan Ali Sunal, hafta sonu yayınlanan programın başlangıcında deprem içerikli bir konuşma yayınladı ve muhalefet de bu konuşmayı âdeta seçim kampanya üretimi gibi kullanmaya başladı.
Meral Akşener bile “Ne yazık ki çok haklı bir konuşma... Ancak beceriksizliği, bilgisizliği ve liyakatsizliği bize "normal-miş" gibi dayatan bu düzen, vaktini çoktan tamamladı. Artık vakit; aklın, bilimin ve hakkaniyetin gereğini yapma vakti... İşte esas olan bu normale hep birlikte döneceğiz...” notu düşerek Ali Sunal’ın programdaki konuşmasının haberini paylaştı.
Ali Sunal’ın niyeti de onun videosunu paylaşanların niyeti de deprem felaketinin sonuçları üzerinden seçim öncesi hükümeti ne kadar sorgulatırız ve yıpratırız şeklindedir. “Ali Sunal hükümeti eleştiremez” diye elbette bir kural ve yasaklama yoktur. Fakat Ali Sunal’ın Türkiye’de her kesimin izlediği “Güldür Güldür” programını bu amaç için kullanması etik değildir.
Kemal Sunal’ın siyasi görüşü nedir bilmiyoruz dedik ama oğlu Ali Sunal her hâlinden CHP’li ve sol düşünce havuzu içinde olduğu bellidir. Güldür Güldür programına Eren Bülbül’ü, Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nu anımsatan hiçbir görselle çıkmayıp “Berkin Elvan ölümsüzdür” şeklindeki afiş ve fotoğraflarla çıkmasından, Ekrem İmamoğlu gibi Türkiye’deki en çapsız, gayrimilli düşünceleri olan CHP’li Belediye Başkanı’yla olan samimiyetinden, Güldür Güldür programındaki hükümeti ve hükümet yanlılarını aşağılayan ama CHP ve kuyrukları için “Eksikliklerinizi görün” tarzında yol gösteren skeçlerinden bu hâli çok net anlaşılıyor. Elbette bunlar için bir yasaklama yoktur. Durduğu nokta neyse ona hizmet etmeye çalışıyor. Güldür Güldür programının oyuncu kadrosunun büyük bölümü de zaten sol düşünceye mensup olduğu için bu hizmet daha seri ve düzenli olmaktadır. Ama dediğim gibi programı Türkiye’de her kesimin izlediğini de dikkate alması gerekiyor.
Ali Sunal’ın deprem felaketi hakkında ve muhaliflerin paylaşım için yarıştığı o konuşmasına dönersek… Eğer Ali Sunal hakkaniyetli ve tarafsız bir şekilde hem iktidarı hem muhalefeti deprem konusunda eleştirmiş olsaydı, her iki tarafın artı ve eksilerini ortaya koymuş olsaydı işte o zaman niyetinde bir duyarlılık bulunabilirdi. Meral Akşener’in paylaşma ihtiyacı duyduğu bir konuşmada ne duyarlılığı olabilir?
Deprem felaketinden dolayı istifa arayan Ali Sunal eğer konuşması içinde…
Kentsel dönüşümlere Türkiye genelinde karşı çıkan CHP’ye ve yoldaşlarına…
Büyük felakette depremin merkezi Kahramanmaraş olduğu hâlde en çok yıkımın ve ölümün olduğu Hatay’da, deprem uyarılarına kulak asmayan, depreme hiçbir hazırlık yapmayan, üstelik kentsel dönüşüm projelerine miting yaparak karşı çıkan CHP’li Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’a…
13,5 milyon insanı etkileyen, 48 bin insanımızı kaybettiğimiz, on binlerce evin yıkıldığı, on binlerce yaralı insanımızın olduğu ve depremi sırf siyasi hesapları için "Bir algı operasyonuyla olayı çok fazla büyütüp sıyrılmaya çalışıyorlar. Asrın felaketiymiş. Başka ülkede niye böyle olmuyor?” şeklinde değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu’na…
İBB seçimlerinden önce “Depreme hazırlıklar nasıl olacak?” sorusuna "5 yılda çözeriz. Yani hayalci kimse olamaz ama 5 yılda çok hızlı hareket edilip çözülebilecek durumda" cevabını veren, Uğur Dündar'ın 'İstanbul depreme hazır mı?' şeklindeki yeni sorusuna "Hızla hareket edersek İstanbul'un sorununu çözmek için bize 100 yıl lazım" cevabını veren çok samimi olduğu Ekrem İmamoğlu’na…
“Bu deprem 11 ilde oldu. Elazığ’ı da etkiledi. Ama 2020 yılındaki deprem Elazığ için müthiş bir şans oldu. 3 bina yıkıldı, 37 can kaybı oldu. Ama arkasından TOKİ 25 bin konut yaptı. Eğer TOKİ o 25 bin konutu yapmamış olsaydı, ağır hasarlı ve orta hasarlı binalar yıkılmamış olsaydı, bugün bizim de daha çok can kaybımız olabilirdi. Ama TOKİ’nin yaptığı konutlarda mühendislik olarak bir başarı var. İşin planlanması, ihale süreçleri, kabulleri bir süreç var” açıklamasını milyonların huzurunda yapan CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol’un bahsettiği bir önlem, tedbir ve başarı hikâyesi olan TOKİ’ye ve buna benzer konulara da değinmiş olsaydı “Ali Sunal’ın meselesi gerçekten depreme ve depremde kaybettiğimiz canlara duyarlıymış” der ve hem iktidara hem muhalefete yaptığı eleştirilerin anlamlı bir amacı olurdu. Ama görüldüğü gibi mesele deprem acısı üzerinden rant peşinde koşan muhalefete hazırlanmış bir sunumdur. Ali Sunal’ın gördüğü bu tepki de Güldür Güldür programını muhalefetin kirli muhalefeti için aparat olarak kullanmaya çalışmasıdır. Ali Sunal, elbette hükümetin eksiği ve yanlışı varsa eleştirilir. Ama muhalefetin depreme karşı karnesi de ortada… Hadi bakalım bu hafta da cesaretin varsa Güldür Güldür programında onlara da değin… Çapsız, vizyonsuz, hizmetsiz Ekrem İmamoğlu sana kızar mı yoksa?
Yorum Yazın