Dinle beni Çolpan bacım, Temir kardeşim!
Coğrafyalar, milletlerin kaderidir!
Çünkü, sözkonusu coğrafyada yaşayanlar, tıpkı biyolojik yapısında taşıdığı genetik özelliği gibi kültürel hayatını da nesilden nesile taşır.
Benim memleketimde kara lahana çok tüketildiği için guatr, nem oranı yüksek olduğu için romatizma hastalıkları yaygındır.
Bu durum, hemen hemen her coğrafya, her millet, her kültür için de geçerlidir.
Lakin, madalyonun bir başka yüzü daha var!
Konuşulmasa, dillendirilmese de sonucunda ödenen faturadan, bedelden hem de çok ağır bedelden bahsediyorum!
Bu bedeli, Türk'ten ağır ödeyen bir başka millet yok!
Evet, yok...!
Bedel ödemesiyle nam salanların bedelini bile ödeyen, Türk!
Lafı dolandırmaya hiç gerek yok, dünyanın, hatta kainatın neresi hangi coğrafyası olursa olsun, o coğrafyada Türk varsa, o coğrafyaya bakış, tavır anında değişir!
Özellikle de zalimlerde...!
Günümüz tabiriyle vahşi, hatta vahşiden de vahşi zalimler...!
Sizce, nedeni ne olabilir...?
Mesela, büyük Hun Hakanı Atilla...
Romalılar Atilla'ya, "Tanrının kırbacı" ismini boşuna takmamışlardır, Tanrı'nın Atilla'yı, işledikleri günahlara ceza olsun diye yolladığına inanmışlardır!
1071 sonrasında, Anadolu'ya kaç Haçlı Seferi yapıldığına bakın...!
İstanbul'un Fethi'nden sonra, dünyada oluşan ittifaklara bakın...!
ABD'ye tarihi öğreten merhum Halil İnalcık'ın, "Türkleri çıkarırsanız dünya tarihini yazamazsınız"sözünün ne kadar sağlam verilere dayandığını göreceksiniz.
Lakin, bu sözün derinliğini, Türklerden başkaları anlamış, akletmiş , idrak etmiş ve ittifaklarını, stratejilerini buna göre dizayn etmiş de biz Türkler görememişiz!
1915'te Çanakkale'de karşımızda kaç milletin, devletin ittifakı vardı...?
Daha sonrasında Adana, Antep, Maraş, Mersin, İzmir, Balkanlar'da kimlerle savaştığımıza bakmak,
şu anda da Mavi Vatan, ecdat yadigarı Trablusgarp'a (Libya,) Suriye'ye, Irak'a, hatta yanıbaşımızda Dedeağaç'a kimlerle kimlerin yığınak yaptığına bakmak, bu gerçeği görmemize yetmeliydi.
Bitmedi...!
1950 sonrası ekonomide alınan yol... 1961 Darbesi... 70'ler... 80'ler... ülkemizin yetişmiş, geleceği inşa etmesi gereken 5000'e varan gencinin, sokak çatışmalarında can vermesi!
Sonrasında, "Tamam artık olgunlaştı " denilip (Dönemin 1. Ordu komutanının sözü) gerçekleştirilen 12 Eylül 1980 darbesi...!
O süreçte, ABD'nin, "Türkiye'de bizim çocuklar başardı" sözü...!
Sonuç...?
Özellikle üniversite talebesi, hocası, birazcık sermaye sahibi olmuş müteşebbis 1 000 000 (bir milyon) insanın kamu yasaklı olması, en kalitelilerinin de özellikle malum ülkelere kolayca kaçırılmaları...
28 Şubat 1997, e muhtıra, tıbbiyeden, mühendisliğe her alanda neredeyse yarım milyon gencin hayatın dışına atılması, birden bire malum ülke okullarının Anadolu'da pıtrak gibi bürolarını açılması, zeki evlatlarımızın Kanada, ABD ve pek çok ülkeye gitmeleri...
Geldik, 2013 Gezi Parkı olaylarına...!
Bak, Çolpan bacım, Temir kardeşim her iki fotoğrafa da bak!
Sanki, aynı mekan...
Aynı mekan, çünkü ikisi de Türk vatanı...
Biri Türk'ün sultan şehri İstanbul'da Taksim Gezi Parkı diğeri de Türk'ün vatanı Nursultan sokakları!
Sakın, "Ama" yani " Бірақ" deme!
Sakın, Сақтану!
"Ama", "Бірақ" Türk'ün Müslümanın çaresizliğinin tutunacak dalı oldu, kaderciliğin adı oldu.
Akletme melekemizi kaybettik, Hakk'ı unuttuk!
Adalet değil, Hakk...!
Adaleti güç sağlar, Hakk doğuştan, Eşrefi Mahlukat olmanın gereği...!
Tabii ki, canına tak eden garip, zenginlikte hamd etmeyi zenginlik sayan Türk'ün feryadı olarak başlar...
Tıpkı, İstanbul, Taksim Gezi Parkı'nda, "...ot, fidan, çiçek..." diye başlayanlar gibi...
Bir anda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmuş Gazi Mustafa Kemal Atatürk 'ün adını taşıyan Atatürk Kültür Merkezi'nin tüm cephesi, Marksist, Leninist, Stalinist eli kanlı terör örgütlerinin paçavralarıyla dolmuştu!
En fazla da İstanbul Taksim'de Atatürk heykelinde, 30 000 insanımızı katletmiş PKK terör örgütü paçavrası sallanıyordu!
Derken, 15 Temmuz Başarısız İşgal Girişimi...!
Alçak FETÖ'nün tuzağına ittiğimiz milyonlarca zeki evladımız...!
Bunların her biri, benim, senin geleceğinden çaldı!
Bizden, yani Türk'ten çaldı!
Neden mi?
Çünkü, dini, dili, ırkı ne olursa olsun dünyada mazluma uzanan tek el, Türk'ün eli de ondan...
Zalime karşı tek yumruk, Türk'ün yumruğu da ondan...
Can kardeşim, yaktığın, yıktığın bina senin binan, öldürdüğün insan senin kardeşin!
Yani, Türk!
Yani ben, Қуанышты!
Тоқта kardeşim!
Dur bak, gör kardeşim!
Kardeşim dur!
Bugün o coğrafyada sen olduğun, yani Türk olduğu için bu oyunlar tezgahlanmakta!
Gör kardeşim!
Biz, önce İstanbul Taksim Meydanı'nda Atatürk Heykelindeki paçavrayı indirdik!
O kültür merkezini yıktık, yerine Yeni Atatürk Kültür Merkezi yaptık!
Her şey bitince, sen de o Rus'u, Ermeni'yi yolla ve Türk'ün Aksakalı Nursultan Nazarbayev'in heykelinden başla...
Yorum Yazın