Kendi operasyonlarında 500 ton açığı yeniden değerlendiren Metro Türkiye, 21 tedarikçisi ile anlaştı. 2023’e kadar gıda atıklarını yüzde 50 azaltmayı hedefliyor
Metro Türkiye, gıda atıklarıyla mücadele için kapsamlı bir çalışma başlattı. Kendi atıklarını dönüştüren Metro Türkiye, 21 tedarikçisi ile anlaştı. 2023'e kadar gıda atıklarını yüzde 50 azaltmayı hedefliyor. Otel ve restoranlar için de kılavuz hazırladı. Metro Türkiye CEO'su Sinem Türüng ile şirketin planlarını konuştuk…
30 yıldır Türkiye'desiniz. Perakende sektörünün durumunu analiz edebilir misiniz?
Perakende sektörü 2020'de 1.4 trilyon liraya ulaştı. Organize gıda perakendesi 200 milyar TL'ye çıktı. Haziranda perakendenin ciro büyümesi yüzde 66. Pandemi sürecinde gerek tedarik zincirlerindeki ve dijital alandaki çözümler gerekse hijyen konusundaki çalışmalarla sektör tüketici nezninde güvenini kanıtladı. Bizim için 30 yıl ilklerle dolu oldu. Alışverişte barkod uygulamasını ilk getiren şirketiz. Türkiye'ye yatırım yapan ilk yabancı perakendecisiyiz. Türk mutfağı ve şeflerinin dünyada hak ettiği seviyeye gelmesi için çalışıyoruz. 2 milyon müşterimiz var. HORECA'yı (yeme-içme sektörü) da hesaba katarsak 25 milyon tüketiciye ulaşıyoruz. Türkiye'de 140 bin kayıtlı HORECA noktası var, 120 bini bizim müşterimiz. 2015'te Türk mutfak kültürüne verdiğimiz değerin bir ifadesi olarak Gastronometro'yu hayata geçirdik. Taze kırmızı ette yüzde 100 izlenebilirliği başlatan şirketiz.
YÜZDE 100 İZLENEBİLİRLİK
Kırmızı et dışında yüzde 100 izlenebilirlik kriteri sağlanan ürünler var mı?
Kırmızı etten sonra çiftlik balıkları ve meyve-sebze ile devam ettik. QR kodla hayvanın nerede otladığından hangi bölgede kesildiğine kadar her şeyi görüyorsunuz. Çiftlik balığı ve balın ardından meyve-sebzede de izlenebilirliği başlattık. 'Tabağında ne var' hareketiyle izlenebilirlik uygulamasını bir adım öteye taşıdık. Yaklaşık 200 tedarikçimizle birlikte 1.550 tarla ve binlerce dönümlük üretim alanını sistemimize dahil ederek ve düzenli olarak denetleyerek, 430 meyve sebze çeşidinde geliştirdiğimiz dijital izlenebilirlik sistemini müşterilerimize sunuyoruz. 530 parametrede ürünler analiz ediliyor, bu testleri geçen ürünler rafımıza geliyor. Ramazanda salam, sucuk, peynir, bal, tahin ve pekmez gibi ürünler çok tüketiliyor. 17 farklı ürün grubunda 137 üründe farklı testler yaptık. Tüketicilerin güvenli gıdaya ulaşmasını sağladık.
Gıda atığı konusunda neler yapıyorsunuz?
Üreticiden mağazalarımıza olan süreçlerin yanı sıra mağazadan sofralara olan süreçlerde de gıda kayıp ve atıklarını azaltmaya yönelik çalışıyoruz. Kendi operasyonlarımızda 500 ton atığı yeniden değerlendirdik. Yüzbinlerce öğüne denk gelen gıdaları atık olmaktan kurtararak ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Uluslararası 10x20x30 Gıda Kayıp ve Atıkları ile Mücadele Girişimi'ne katıldık. 21 tedarikçimiz ile anlaştık. Gıda atıklarını ölçümlüyoruz, kayıt altına alacağız, sonra eğitimler vereceğiz. 2023'e kadar gıda atıklarını yüzde 50 azaltmayı hedefliyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü iş birliği ile hazırladığımız kılavuz sayesinde HORECA ile el ele vererek, gıda atıklarıyla mücadelemizi daha geniş bir zemine taşımayı hedefliyoruz. Metro Gıda Hareketi'ni başlattık. Sektörde öncü 50'nin üzerinde şef ve restoran işletmecisiyle güçlerimizi birleştirerek kamuoyunda gıda atık ve kayıpları ile ilgili bir farkındalık yaratmak için harekete geçtik.
KÜÇÜK İŞLETMELERE DESTEK
Pandemide en çok HORECA sektörü zarar gördü. Onlar da sizin müşteriniz. Sizi süreç nasıl etkiledi?
İşletmelerinin ayakta kalması için maddi ve manevi anlamda onların yanında olmaya çalıştık. Gastro Danışmanlık hizmeti kapsamında işletmelere 'Menü Mühendisliği' hizmeti verdik. İşletmeler, kendilerine sunulan dijital çözümlerle desteklenen menüler sayesinde verimliliklerini ve karlılıklarını artırdı. İşletmelerin dijital ortamda görünür olmalarını sağlayarak daha fazla müşteriye ulaşabilmeleri için web sitesi oluşturduk, online rezervasyon hizmeti sağladık. İşe alım süreçleri için Catch. Jobs ile işbirliği yaparak 5 ayrı şehirde 10 mağaza ile bu pilot çözümü restoranlara ulaştırmayı hedefledik. 'Küçük İşletmem İçin' projesini başlattık. Bu projeyle, yeme-içme sektöründeki küçük işletmelere ihtiyaçları olan ürün ve çözüm desteği sağladık. 55 ilde 1500 işletmeye 5 bin TL değerinde toplamda 8 milyon TL ürün ve servis desteği sağladık. 30 bin restoranın web sayfası yaptık.
SEPETTEN ÇIKARMADAN TEMASSIZ ALIŞVERİŞ
Pandemi hızlı bir dijitalleşme getirdi. Siz bu sürece ayak uydurabildiniz mi?
Temassız ve hızlı dijital çözüm Metro Fast'le kasa kuyruğunu ortadan kaldırarak fiziksel ortamda dijital alışveriş deneyimi sağladık. Müşteriler ürünlerinin ödemesini alışveriş sepetinden çıkarmadan yapabiliyor.
MUTLU TAVUKLARDAN SONRA MUTLU BALIKLAR
Yeni başlattığınız balık projesi nedir?
'Yediği Önünde, Yemediği Yarında' projesiyle, balık çiftliklerinde, omega değerlerini yükselten alg yağı içeren yemler ile balıklar besleniyor. Daha sürdürülebilir levrek ve çipura üretimine başlandı. Bu yem sayesinde 150 ton üretim hedeflenen projede, 180 ton deniz balığı kurtarılacak. Alg yağının kullanıldığı bu yeni yem çözümü, balıkta omega 3 yağ asitlerinin değerlerinin artmasını sağlıyor. Balıkların yetiştireceği kafeslerde metreküp başına 8-10 kilo gibi bir oranda balık bulunuyor. Bu da mutlu tavuklardan sonra mutlu balık üretimi anlamına geliyor. Üretilen balıkların 2022 yılı başlarında Metro Premium markası altında tüketicilerle buluşması planlanıyor.
YERLİ TOHUM KULLANANA ALIM GARANTİSİ
Aracılık maliyetlerinin düşürülmesi adına yerel üreticileri destekliyor musunuz?
Yerel ürün üretiminin artması ve kooperatifleşme gıda enflasyonuna pozitif etki edecektir. Biz küçük üreticileri teşvik ediyoruz. Barkod standardından paketlemeye, belgelerin hazırlanmasına kadar pek çok aşamadan geçip uluslararası marketlere giriyorsunuz. Küçük üreticilere eğitimler veriyoruz.
Yerli tohum kullanan çiftçilere yüzde 100 alım garantisi veriyoruz. Coğrafi işaretli ürünlere ağırlık veriyoruz. 2020'de bu alanda ciromuz 400 milyon TL'ydi. Coğrafi işaretli ürün ciromuzu her yüzde 20 artırmak istiyoruz. Toplumda da bu konuda farkındalık yaratmak gerekiyor. Bunun için Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapıp, okulların yeme-içme sektörü ve gıda teknolojileri bölümlerindeki öğrencilere dersler verildi. 65 bin öğrenci eğitimini tamamladı. Hedefimiz 10 yılda 650 bin öğrenciye ulaşmak.
Yorum Yazın