Gezi Parkı davası, 25 Nisan’da tamamlanan duruşmayla hükme bağlandı. Türkiye’de etki ajanı ve ‘Kızıl Soros’ namıyla bilinen Osman Kavala ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına; diğer sanıklardan Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi de 18’er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Osman Kavala’yı ABD, AB, PKK, YPG, HDP, PYD, terörist Demirtaş, etnik fitne ilişkilerinden dolayı tanıyoruz. Ama diğer kişileri pek tanımıyoruz. Aldıkları bu cezaların sebebini de “Gerekçeli Karar” açıklandığı vakit daha net göreceğiz. Bu kadar ceza aldıklarına göre bunlar ağaç, çevre duyarlılığı için konuşan, slogan atan değil, yakan, yıkan, yasa dışı ve bölücü kitleleri organize edenler olmalı…
KİME ÇALIŞTIĞI BELLİ
Gezi Parkı davasının sonuçlanmasıyla birlikte mesele Osman Kavala üzerinden sembolleştirilmeye çalışılıyor. Osman Kavala’ya sahip çıkan unsurlara baktığımızda zaten Osman Kavala’nın kimin hesabına çalıştığını çok net anlıyoruz. ABD, AB yanında Türkiye’de CHP, İP, SP, Gelecek, HDP, DP, DEVA, PKK, FETÖ, DHKP- C ittifakının çok açık ve net Osman Kavala avukatlığı yapması safların görülmesi açısından önemlidir. Gezi davasında verilen bu cezalar, Gezi günlerinde yaşananları tekrar hafızalara getirdi ve tartışmaları da alevlendirdi.
Osman Kavala’nın misyonuna sahip çıkanlar, olayları saptırarak Gezi olaylarına farklı maskeler giydirmeye çalışmaktadır.
DOĞRU SORUYU SORMAK YETERLİ
Gezi olayları İstanbul/Taksim’de sözde ağaç ve çevre duyarlılığı gibi başlatılıp, sonrasında Türkiye geneline terör eylemi olarak yayılan bir virüs olmuştur. Zaten sadece ağaç ve çevre eylemi olarak kalsaydı, hem haklılığı hem de demokrasi toleransı daha farklı olarak tarihe geçerdi. Mesela Türkiye’nin her yerinde ormanlarımızı yakmış olan terör örgütü PKK’nın safında yer alan Osman Kavala, Gezi Parkı’nda niçin eylem yapıyor ve eylemleri organize ediyordu? Bu sorunun cevabı bile yeterli sonuca ulaştırmıyor mu? Kimileri insanların ağaç ve çevre duyarlılığını istismar ederek kendine alan açmaya çalıştı. Kimileri de ağaç ve çevre duyarlılığından dolayı kullanıldı.
ÜLKÜCÜ, DEVLETE ZARAR VERMEZ
Gezi olaylarının başladığı dönem en sağlıklı tutum ve davranışı MHP göstermiştir. Zaten geçtiğimiz günlerde basın mensuplarıyla iftar yapan MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye MHP’nin Gezi olaylarındaki pozisyonu sorulduğunda “İlk dönemlerde Taksim Meydanı’nda olmayan yoktu ki. Ağacı kökünden sökmeye MHP’lilerde bir eğilim göremezsin. Ağaç dikmekle yetişirler. Baktılar ki ağaç yerine memleketi yıkıyorlar o zaman dediler ki dur. O günden itibaren Ülkücü camia, devlete zarar verebilecek bir eylemin içerisinde olmaz” cevabını vermişti.
Dönemin MHP İstanbul İl Başkanı şimdi de Antalya Milletvekili olan, Gezi olaylarının başlangıcında sadece basın açıklaması yapan Abdurrahman Başkan iki yıl önce (13.02.2020) yine Gezi olayları tartışması yaşandığında TBMM kürsüsünden “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gezi olaylarıyla ilgili iki aşama vardır. Bir, Gezi Parkı’yla ilgili yapılan ağaç kesimine karşı yapılan açıklamadır. Basın açıklaması ve Gezi olayları, ikisi ayrı bir faktördür. Gezi olayları daha istismar edilmeden önce evet, ben İstanbul İl Başkanı’ydım o dönemde, o zaman bizim milletvekillerimiz Celal Adan, Lütfü Türkkan vardı ve Ali Torlak ile Atila Bey de vardı. Biz basın açıklamasında bu parkın yeşilliğinin, bu alanın düzeninin bozulmaması, kesilmemesi, Taksim’de nefes alınabilecek tek yerin burası olduğu, buranın bizler kadar kuşların da karıncaların da hakkı olan bir yer olduğu açıklamasını yapan benim ama ne zaman ki Gezi’nin 2’nci, 3’üncü gününden sonra oraya örgütlerin gelmesiyle ve oralarda PKK’nın bayrakları ve AKM’nin üstüne Deniz Gezmişlerin resimleri açıldıktan sonra olayın rengi değişmiş ve olay başka bir boyuta taşınmıştır” açıklamalarını yaparak MHP’nin durduğu noktayı aydınlatmıştı.
ARAP BAHARI UYARISI
Aynı günlerde MHP Lideri Devlet Bahçeli de “Bazı milletvekillerinin Gezi Parkı’nda eylemlerin içinde başrol oynaması düşündürücüdür. Halkla devleti karşı karşıya getirmek isteyen unsurlara fırsat verilmemelidir. MHP’nin hiçbir ferdi bu eylemlerin içinde olmamıştır. Bütün arkadaşlarımızdan bu tür eylemlere katılmamaları için hassasiyet göstermeleri istenmiştir. MHP, Türk milletinin huzuru, barışı ve güvenliği açısından hassasiyetlerini sürdürür. Nitekim bugün saat 12.00 civarında İstanbul İl Başkanlığımız tarafından yapılan açıklamada olayların kınandığı ve bu tür eylemlerde MHP’nin bulunmayacağı ifade edilmiştir. İnşallah bundan sonra bu tür olaylardan yararlanarak Türkiye’yi Orta Doğu’daki bir Arap Baharı’na benzer, şimdiden adını Türk Baharı koyarak bir kardeş kavgasına sürükleyebilecek davranışlardan vazgeçmelidir” açıklamasını yaparak MHP’nin Gezi olaylarına mesafesini göstermişti.
Tüm bu gerçekler ortada iken, şehit kardeşine ettiği küfürden dolayı insan içine çıkması bile artık gereksiz olan İP Milletvekili Lütfü Türkkan, Meral Akşener’in kuzeni Osman Kavala’yı savunmak, onun ihanetlerine ortak olmayı aklınca meşrulaştırmak yahut sulandırmak için “Sayın Bahçeli’nin görevlendirmesi ile şimdi TBMM Başkanvekili olan Celal Adan, Genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya, İstanbul Milletvekili Ali Torlak ve ben 1 Haziran 2013’te Taksim Meydanı’nda biber gazının genizleri yakan havasını soluyarak bir bildiri okuduk ve Hükümeti istifaya davet ettik” açıklaması yapmış…
Dönemin MHP İstanbul İl Başkanı Abdurrahman Başkan’ın dediği gibi yapılan açıklama sadece ağaç kesimine yönelik tepki, çevre duyarlılığının yansıtıldığı bir basın açıklaması şeklinde olmuştur. MHP’liler, Ülkücüler ne yakmış, ne yıkmış, ne de polisle çatışmıştır. İstanbul özelinde 15 dakikalık bir basın açıklaması dışında MHP’nin yaptığı başka hiçbir şey olmamıştır.
Lütfü Türkkan isimli siyaset müptezelinin yaptığı, kendi ittifak ortakları CHP ve HDP’nin gözüne girmek için, MHP’yi de onların bölücülere desteğiyle yaktığı, yıktığı terör eylemleri alanına çekmeye çalışmaktır. Gezi olayları için oraya “Gözlemci” olarak gönderilen zavallı Lütfü Türkkan figüranlık peşindedir.
MHP HANGİ OLAYDA VARDI?
Türk devletinin hazırladığı hasar tespit raporuna göre 58 kamu binası, 68 MOBESE kamerası ve 337 iş yerinin tahrip edildiği, 90 belediye otobüsü, 214 özel araç, 240 polis aracı ve 45 ambulansın kullanılamaz hâle geldiği anlaşılmıştı. Eylemlerde 14 parti binasının zarar gördüğü, toplam zararın ise 140 milyon lira olduğu belirlenmişti. Gezi olaylarının Türkiye’ye doğrudan maliyetinin 1,4 milyar dolar, dolaylı maliyetinin ise 100’lerce milyar doları bulduğunu uzman raporları belirtmişti. Bu zararın yaklaşık yüzde 90’ının İstanbul, Ankara, Adana, İzmir, Antalya, Artvin, Bursa, Edirne, Eskişehir, Hatay, Kocaeli, Mersin, Samsun, Kayseri, Manisa ve Tunceli’de yaşanan olaylarda gerçekleştiği tespit edilmişti. MHP bu olayların hangisinde vardı?
Hiçbirinde yoktu.
Ama bu olaylarda Lütfü Türkkan’ın şimdiki partisi olan İP’in ortakları CHP, HDP ve Sol’un tüm terör örgütleri vardı.
ALLAH BUNLARA AKIL VERSİN
Meral Akşener’in “Gezi direnişi, Türk gençliği için, yalnızca bir protesto değildir. Aynı zamanda, millî şuurun da ayağa kalkmasıdır” dediği milli şuur, terör eylemleri herhâlde? Allah bunlara akıl ve ahlakı aynı anda versin…
Gezi olaylarıyla ilgili olarak etki ajanı Osman Kavala’nın duruşuyla, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin duruşu bir mi CHP’liler, İP’liler, HDP’liler ve kuyrukları?
MHP LİDERİ SÜREKLİ UYARDI
Ömrünü PKK’nın propagandasını yapmaya adamış Osman Kavala bizzat Gezi eylemleri içinde iken, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli Gezi olayları başladığı andan itibaren sağduyulu davranmış, olaylar karşısında Ülkücüleri ve toplumu hep uyarmıştır.
Şimdi o konuşmaları teker teker hatırlayalım:
25. GELENEKSEL ERDEMLİ TÜRKMEN ŞÖLENİ’NDE YAPMIŞ OLDUKLARI KONUŞMA (2 HAZİRAN 2013)
- Sözüm ona Türk Baharı yaşatma hevesinde olanlar, bölünmeyi çabuklaştırmak ve kardeş kavgasını tetiklemek için Taksim provokasyonunu atlama taşı olarak mı değerlendirmişlerdir?
- Marjinal ve yasa dışı sol unsurların, bölücü milletvekillerinin başrolde olduğu Taksim’deki hadiselerle neyin olgunlaşması ve kabullendirilmesi hedeflenmiştir?
- Başbakan Erdoğan’ın, Milliyetçi Hareket Partisi’ni Taksim’de protesto gösterisi yapan bir kısım muhalefet partisinin içinde sayması ise tamı tamına bir saptırma ve iftiradır.
- Bizim BDP-PKK ve aşırı uç örgütlerle yan yana gelmemiz aklın inkârıyla eşdeğerdir.
- MHP’nin bunlarla ne işi ve benzeşen neresi olacaktır?
- Taksim’de mangalda kül bırakmayanlar, Türk milletinin mütecaviz tavırlara ve menfur saldırılara uğradığı her durumda hangi ağaç kovuğuna girmişler, hangi ine sığınmışlar ve hangi mahzene saklanmışlardır?
- Söz konusu Türk milletinin birliği, dirliği ve kimliği olunca anında sıvışanlarla ve mevsim gözetmeksizin kış uykusuna yatanlarla Milliyetçi Hareket Partisi’nin yan yana gelmesi zaten olmayacak duaya amin demekten farksızdır.
- Dikkatlerimizden kaçmamıştır ki, ormanlarımızı yakan, doğamızı kirleten, caddeleri savaş alanına çeviren, varlıklarımıza zarar veren bazı mihraklar birden bire yeşili seven doğa gönüllüsü olarak arzı endam etmişlerdir.
- Biz bunlara kanmayız.
- Türkmen kardeşlerim bu olan bitenlere kesinlikle aldanmaz.
- Buradan aziz milletime ve değerli dava arkadaşlarıma kararlılıkla seslenmek istiyorum:
- Milliyetçi Hareket Partisi’ni sosyal medya üzerinden içimizden de olsa, dışımızdan da olsa, Taksim Gezi Parkı’nda sahnelenen tehlikeli senaryo ile kol kola olmaya davet edenlere hiçbir şart altında iltifat edilmeyecektir.
- Parti olarak hiçbir karanlık ilişkinin, gerilimin içinde olmama tercihimizden taviz vermeyeceğiz.
- Devlet millet çatışması için ellerini ovuşturanlara, MHP’ye akıl hocalığı yaparak tahrike yeltenenlere asla itibar etmeyeceğiz.
- Bütün dava arkadaşlarımın, partililerimizin ve vatandaşlarımızın bu kapsamda hareket edeceğine yürekten inanıyor ve bunu temenni ediyorum.
TBMM GRUP TOPLANTISI’NDA YAPMIŞ OLDUKLARI KONUŞMA (4 HAZİRAN 2013)
- PKK sempatizanlarının, marjinal sol örgütlerin kalabalıkları kendi menfaatlerine çevirmek için olağanüstü gayret gösterdikleri de aşikârdır.
- Bunların, demokratik haklarını seslendiren masum vatandaşlarımızın arasına sızarak ülkemizi belirsizliğe çekmeye çalıştıkları görülmektedir.
- Nitekim etrafa verilen zararların, cam ve çerçeveleri indirecek kadar sahnelenen aşırılıkların, belediye otobüslerine, özel otomobillere, çevredeki esnaf ve iş yerlerine verilen hasarların, maskeli yüzlerin polise taş ve sopalarla saldırmasının, parti binalarının ateşe verilmesinin başka türlü izahı olmayacaktır.
- Bizim açımızdan, milli varlığımız olan ormanları yakan, yeşili kapatan, çevreyi kirleten, insan ve doğa sevgisinden zerre kadar nasiplenmemiş terör gruplarının Gezi Parkı’na sahip çıkması eşyanın tabiatına aykırı bir durumdur.
- Çevreyi yakıp yıkanları, etrafa zehir saçanları ve her neviden şiddet taraflarını buradan kınıyor, herkesi olgunluğa ve sağduyuya davet ediyorum.
- Muhalefet potansiyelini Türkiye’yi anarşiye ve asayişsizliğe sokmak için kışkırtanların arkasında kimler vardır?
- Taksim kalkışmasını ve alaborasını gerçekte hangi mahfiller teorilendirmiş ve kimlere ihale etmiştir?
- Yeri gelmişken tekraren ifade etmeliyim ki, parti olarak Taksim’deki olayların değil içinde olmayı, kıyısında köşesinde dahi bulunmamız mümkün değildir.
- Biz dibi görünmeyen kuyulardan su içmeyiz, tahrik ve kışkırtmalardan pay kapmak niyetiyle pusuya yatmayız.
- Biz yangından mal kaçırmak için köşe başında saklanan, karanlıktan faydalanarak heybesini doldurmaya çalışan çapsızlıkta hamdolsun olmadık, olmayız ve olmayacağız.
- Türkiye’yi küçük düşürecek hiçbir eylemin içinde olmayız.
- Türk milletini üzecek ve korkutacak hiçbir tertip, tezgâh ve komplonun safında yer almayız, almayacağız.
- Bu itibarla, Taksim’de neden MHP yok diyenlere, sanal âlem üzerinden bizi eleştirenlere, aslı astarı olmayan suçlamalarla kafaları bulandırmaya çabalayanlara gözümüz de, gönlümüz de, kapımız da kapalıdır, kapalı duracaktır.
- Biz vatan mücadelesi verirken dört-beş ağaç gölgesine yatanlar acaba neredeydi?
- Milliyetçi Hareket’in hiçbir mensubu olayların içinde yer almayacaktır.
- Hiçbir mensubumuz tartışma, keşmekeş ve anlaşmazlıkların görüş açısında bulunmayacaktır.
- Bunun aksine hareket eden kim olursa olsun aramızda ve yanımızda bulunamayacaktır.
MERKEZ YÖNETİM KURULU VE İL BAŞKANLARI TOPLANTISI SONRASINDA YAPMIŞ OLDUKLARI BASIN AÇIKLAMASI (7 HAZİRAN 2013)
- Taksim Gezi Parkı eksenli hadiselerin bundan sonra sürmesi hâlinde; Türkiye için öngörülmesi, üstesinden gelinmesi ve telafisi çok zor olay ve provokasyonlara zemin ve saha açacağı tartışma götürmez bir gerçekliktir.
- Gezi Parkı’nı yasa dışı eylem ve hedeflerine üst yapma arayışında olan illegal örgütlerin, marjinal odakların ve bölücü terör örgütü PKK’nın devlet-millet cepheleşmesini ve hukuk dışılığın yaygınlaşmasını çığırından çıkarmak maksadıyla uğraştığı gün gibi ortadadır.
- Taksim başta olmak üzere, birçok eylem ve gösterinin yapıldığı yeri bölücü terörün önümüzdeki süreçte muhtemel isyan ve başkaldırısı için bir prova ve ön hazırlık olarak gördüğünü sorumluluk bilinci içinde incelemek, takip etmek ve buna yönelik tedbir geliştirmek gerekmektedir.
TBMM GRUP TOPLANTISINDA YAPMIŞ OLDUKLARI KONUŞMA (11 HAZİRAN 2013)
- Gezi Parkı’nda olayların başlamasıyla birlikte yasa dışı örgütler de hemen piyasaya çıkmışlar, gelişmelerin yönünü kendilerine tahvil etmeye uğraşmışlardır.
- Maskeli militanlar, marjinal ve aşırı uç yapılanmaların temsilcileri Türkiye’nin her tarafında sahne almışlar ve buldukları fırsatı ganimete çevirmeye çalışmışlardır.
- Polise taşlı sopalı saldıran unsurlar bunlardır.
- Esnafa, iş yerlerine, kaldırımlara, çevreye ve masum insanlara zarar verenler bunlardır.
- Kinlerini kusmak için kalabalıkları provoke etmeye gayret eden meymenetsiz yüzler bunlardır.
- Bunlar ki, her toplumsal hareketlenmeyi terörize etmeye çalışan gerçek çapulcu ve çıbanbaşlarıdır.
- Milliyetçi Hareket Partisi’nin bunlarla değil bir arada olmayı, isminin dahi ortak anılması kendimizi inkâr ve yok saymak manasına gelecektir.
KARAMÜRSEL’DE DÜZENLENEN BELEDİYE BAŞKANI ADAY TAKDİM TOPLANTISI’NDA YAPMIŞ OLDUKLARI KONUŞMA (13 HAZİRAN 2013)
- Terör örgütleri, aşırı uçlar ve yasa dışı yapılanmalar ortalığın daha da karışması için kışkırtmalarına son sürat devam etmektedir.
- PKK daha büyük ölçekte bir isyan ve başkaldırma eylemi için Gezi Parkı’nı fırsat kapısı görmektedir.
- İmralı canisi cezaevinden Gezi Parkı’nın direncini kırmak ve sulandırmak için postaları vasıtasıyla açıklamalar yapmaktadır.
- Gezi Parkı’nın, PKK ve aşırı uç örgütlerin hain emellerine dayanak yapılmasına asla imkân verilmemeli ve ihanet ittifakına pek tabidir ki göz açtırılmamalıdır.
- Hâlihazırda ülkemiz kontrolsüz bir şekilde uçuruma gitmektedir.
***
AKŞENER’İN MÜLAYİM KUZENİ
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin bu ve benzeri birçok konuşması mevcuttur. “Gezi olayları gözlemcisi Lütfücük” bunları hiç duymadı mı da şimdi Meral Akşener’in“Mülayim kuzeni” Osman Kavala’yı kurtarmak için kendi kendine tiyatro oynuyor?
Bu açıklamalar içinde PKK aktivisti Osman Kavala’nın çizgisine düşecek bir tane açıklama var mı Lütfücük? Siz, şimdi onun“Mülayim Kuzen” Osman Kavala’yı masumlaştırma çabalarına bakmayın. Lütfü Türkkan “Gözlemcilik” için gönderildiği günlerde Gezi olayları için “Yahudi, Ermeni ve Rum’sanız, Gezi eylemlerinde aktif olmanızı anlayışla karşılıyorum, lütfen soyunuzu araştırın” diye twitler atıyordu.
ÖVE ÖVE BİTİREMİYORDU
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin o günlerdeki Gezi olayları karşısında sağduyulu yaklaşımını ve karanlık oyunlar karşısındaki önleyici uyarılarını da öve öve bitiremeyen de bu Lütfü Türkkan’dı.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Gezi olayları döneminde AKP iktidarına karşı en sert eleştirileri ve uyarıları yapmış ama Türkiye üzerinde Gezi olayları bahanesiyle ameliyat yapmak isteyenlere karşı çok net tavrını göstermiş ve Ülkücüleri eylemlerden uzak tutmuştur. Tüm MHP teşkilatları ve kadrolarına “Eylem yerine gidip destek vermek isteyen, eylemcilerle yan yana gelmek isteyen varsa istifasını versin öyle gitsin” emrini veren Devlet Bahçeli’nin bu tavrı o günlerde gazetelerde haber olmuştu.
AHLAKSIZLIK
“Gezi Gözlemcisi” Lütfü’yü referans alacak kadar düşen bazı medya organlarının “MHP’liler Gezi’de... Meğer Bahçeli’nin emriyle gitmişler” tarzı Osman Kavala’ya masumluk kazandırmaya çalışması ahmaklıktan başka bir şey değildir. O dönem Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Sözcü, Star, Vatan, T24 gibi yayın organları MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Gezi eylemleri karşısındaki tavrını haberleştirmişti. Biz de bugün manşetimizden onları tekrar hatırlattık. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin tavır ve uyarıları ışığında milliyetçi bir yazar olarak biz de o günlerde “EYLEME ÇIKMADAN EYLEM ARKADAŞINI İYİ SEÇ” başlıklı bir yazı kaleme alıp Gezi olayları konusunda milletimizi şöyle uyarmıştık:
‘İÇ ÇATIŞMAYA GİDER’ DEMİŞTİK
“Eğer bir gösteride, eylemde halkın malı yağmalanıyor, halkın vergileriyle oluşan devlet malı yakılıyor- yıkılıyorsa , halk yalan haber ve propagandalarla yönlendirilmeye çalışılıyorsa, devlet-millet çatışmasının temeli hazırlanıyorsa, eli kanlı terörist elçileri o eylemlerde boy gösteriyorsa , bölücü örgüt paçavraları sallanıyorsa orada herkesin dikkatli ve şuurlu hareket etmesi gerekiyor.
Hz. Ali ne güzel söylemiş “Yola düşmeden arkadaşı, eve girmeden de komşuyu sor.” diye…
Taksim’de başlayan haklı bir davanın haksızlığa düşmesi için elinden geleni yapanlar Türkiye’yi bir iç çatışmaya götürecek adımlar atmaktadır. Ağaç ve yeşilliğin konu olduğu bir davada PKK’lı soytarıların ne işi vardır? Kundaktaki bebekleri bile gözünü kırpmadan kurşuna dizen, ağızlarından ve gözlerinden kan akan terör yandaşlarının, temsilcilerinin ‘ağaç şefkati ve merhameti göstermesinin’ bir inandırıcılığı var mıdır? (20 Haziran 2013)
Osman Kavala’nın içinden bir Demirtaş, bir Kılıçdaroğlu, bir Akşener, bir Lütfü Türkkan, bir Süleyman Sazak çıkar ama Osman Kavala’nın içinden bir MHP’li, bir Ülkücü çıkmaz… Gezi’de görmek isteyenler adına bir “DEVLET” duruşu vardı.
Yorum Yazın