Yeni yılın ilk sabahı, pek çokları akşamdan kalma horul horul uyurken saat 06.00'da kalkıp Galata Köprüsü'ne gittim. Neden? "Ben de oradaydım" diyebilmek için. Neden? Sınırlarımızı canları pahasına korurken şehit düşen Mehmetçiklerimizin ruhuna bir Fatiha göndermek, silah arkadaşlarına "Omuz başınızdayım" diye seslenebilmek için. Neden? Hem Güneydoğu'da teröristlerin ellerine silah tutuşturup üzerimize salan hem de Gazze'de masum çocukları paramparça eden ABD, İsrail ve uşaklarına "Bu dünya size de kalmayacak mel'unlar" diye haykırabilmek için...
Hani yazmıştım ya daha önce, "Masumların ölmesi karşısında hiçbir şey yapamıyorsak, bari sokaklara çıkıp haykıralım" diye.... Ben hançerem yırtılırcasına bağırdım.
Orman yangınına damla damla su taşıyan karıncayı küçümsemişler, "Senin o damlalarınla bu koca ateş söner mi?" diye. Karınca demiş ki: "Hiç olmazsa safım belli olur..."
Dün on binlerce karıncaydık Galata Köprüsü'nde... İki yakası iki ayrı yıldı sanki Haliç'in. Savaş, ölüm, vahşet ve yoklukla dolu 2023'den, barış, dostluk ve sevgi beklediğimiz 2024'e yürüdük. Umutla ve duayla...
Uykularını o muhteşem gün doğumuna yeğleyenler... Ne çok şey kaçırdınız, bir bilseniz...
Bir yılbaşı böyle geçti
Yılbaşı buruktu. Ne bileyim, belki de ben öyle hissettim. Gazze, bültenlerin son haberiydi artık. Ölen çocuğunun eline az önce istediği o gofreti sıkıştırıp, "Al oğlum, cennette yersin bunu" diyen Filistinli o babayı izledikten sonra yılbaşı sofrasında kaç lokma geçerdi ki insanın boğazından? Çakı gibi askerlerimiz; gözlerinde dürbün, ellerinde tüfek, sınır boyunda yeni yıla girdikleri dakikada a Haber mikrofonlarına "Vatan için buradayız, rahat olun" derlerken, o sofralardaki sandalyeler süngü ucu gibi batmaz mıydı sırtlara?..
Aklımda deli sorular ve içimdeki bir garip huzursuzlukla baktım ekrana. Bırakın yemeyi içmeyi, sıcak bir evde televizyona bakıyor olmaktan bile utandım.
Göz ucuyla izlediğim ekranın yıldızı, O Ses Türkiye'nin misafir jüri üyesi Meryem Uzerli'ymiş gibi geldi bana. Kısıtlı Türkçesinin yerine samimiyetini ve sahiciliğini koyup hem yarışmacıların hem ekran başındakilerin gönlünü çeldi.
Atv'nin gala yapan dizisi Yıldızlar Bana Uzak, pazar geceleri için güçlü bir alternatif olacağının sinyallerini verdi. Özellikle başrol oyuncuları Furkan Andıç ile Burcu Kıratlı'nın kimyası tutmuş görünüyordu.
Star'daki Hülya Avşar'lı İbo Show'u izlerken, o kahpe silahın mucidi Rus makine mühendisi Kalaşnikof'a bir kez daha lanet ettim.
Gülebilmenin "nimet" sayıldığı şu günlerde kadın komedyen Yasemin Sakallıoğlu fazla mesaideydi. Hem tv8'in O Ses Türkiye'sinde hem de Atv'nin Milyoner'inde yüzleri güldürmek için ağır işçiliğe soyundu. Show TV'nin Güldür Güldür'ünde eski dost Sürahi Nine'yi (Yasemin Yalçın) izlemek de keyifliydi. Anlaşılan, dünyanın anasını ağlatan 2023, insanları güldürme işini de kadınların üzerine yıkmıştı...
Yılın en kuyruklu yalanı ise 2023'üm son dakikalarında Acun Ilıcalı'dan geldi. Bu yıl Beyazıt Öztürk ile rolleri değişen Acun, jüri koltuğunda bir yarışmacıyı ikna etmeye çalışırken "Ben burada garibanım" deyiverdi.
Eski aşıklardan Ebru Gündeş'in O Ses'te Kerem Alışık'a dönmesi ise "yılın dönüşü" olarak kayıtlara geçti.
Ne demiş?
O Ses Türkiye'den bir diyalog: İbrahim Büyükak: "Mutlaka birinci olmalıyım. Biliyorsunuz, çoluk çocuk sahibiyim çok ihtiyacım var." Yasemin Sakallıoğlu: "Benim çocuğum yok ama burada birinci olmanın vereceği motivasyonla çocuk yapabilirim."
Gaf kürsüsü
İbo Show'da kullanılan filtre yüzünden izleyiciler programı tül perdenin arkasından izliyormuş hissine kapıldılar.
Zap'tiye
Kanal sahibi Acun'u jüri koltuğunda izlerken bir hakemin ağzında düdükle maç yaptığı hissine kapıldım...
Yorum Yazın