Fransa Cumhurbaşkanı Macron, kendisini ülkeyi çürütmekle suçlayan Damien Tarrel tarafından tokatlandı. 411 yıl önce ise Fransız tarihinin önemli krallarından IV. Henry, kendisini ülkeyi Katoliklik’ten uzaklaştırıp Papa’ya karşı hareket etmekle suçlayan François Ravaillac tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü
Fransa 411 yıl önce bir suikastla sarsılmıştı. Bourbon hanedanının kurucusu ve Fransa'nın en önemli krallarından IV. Henry, bir suikast sonucu öldürülmüştü. Zeynep Dramalı, "Tarihi Tersten Okumak" isimli eserinde kralın Fransa tarihindeki önemini anlatır.
DEVAMLI MEZHEP DEĞİŞTİRDİ
IV. Henry, 1553'te Pau'da doğdu. Annesi 1560'ta Kalvenciliği benimsemişti. O dönemde Fransa'da Protestan- Katolik çekişmesi vardı. Bir süre sonra ülkede din savaşları (1562- 1598) denilen iç savaş çıktı. 1570'te Protestanlar ile Katolikler arasında barış yapıldı. Henri, barışın güçlendirilmesi için Fransa Kralı'nın kardeşi Margueritte ile evlendirildi. Annesi öldüğü için Navarre Kralı da olmuştu.
Ancak Katolikler, barışı Huguenot denilen Fransız Protestanlar'ını ortadan kaldırmak için kullandılar. 24 Ağustos 1572'de Aziz Bartolomeus Yortusu Katliamı'nda Protestanlar öldürülürken, Navvare Kralı Henry, kayınbiraderi IX. Charles'ın isteğine uyarak Katolik olup ölümden kurtuldu. Bir süre sonra saraydan kaçarak tekrar Protestanlığa döndü. Protestanlar'ın lideri olarak Katolikler'le savaştı. Ancak bir süre sonra Fransa Kralı III. Henry, Habsburglar'ın baskısından kurtulmak için Henry ile işbirliği yapmak zorunda kaldı.
Krala suikast.
Valois Hanedanı'nın son erkek üyesi olan III. Henry'nin 1589'da bir suikasta kurban gitmesiyle veraset yasaları ve kralın vasiyeti gereği Fransa Kralı oldu. Ancak Kalvenci olmasından dolayı başta Paris olmak üzere birçok şehir krallığını tanımadı. Bunun üzerine 1593'te bir kez daha mezhep değiştiren IV. Henry, Kalvenciliği bırakıp ikinci kez Katolik oldu. İçtenliğine inanılmasa da kralın mezhep değiştirmesi ve Osmanlı Devleti'nin de desteğiyle birçok şehir otoritesini tanıdı.
KRALA SUİKAST
Katolikler, tahta çıkmasına rağmen kralı benimsemediler ve birçok defa öldürmeye teşebbüs ettiler. 1593'te Pierre Barriere, 1594'te ise Jean Chatel'in suikast teşebbüsleri sonuçsuz kaldı. Ancak fanatikler krala karşı suikasttan vazgeçmediler.
François Ravaillac, eğitimli Katolik bir ailenin mensubuydu. Dedesi Angouleme savcısıydı. Ravaillac, 1609'da kendisine kralı Fransız Protestanlar'ı olan Huguenotlar'ı Katolik yapması için ikna edecek bir vizyon biçti. Üç defa Paris'e geldi, ancak kralla görüşemedi.
O dönemde, günümüzde Almanya'da Kuzey Ren-Vestfalya ile Hollanda'da Gelderland'ı içine alan Jülich-Cleves- Berg Dükalığı'nda veraset tartışması vardı. Dük Johann William'ın 1609'da ölümünden sonra çocuğu olmadığı için topraklarının kimin hâkimiyetine gireceği tartışmalı hale gelmişti. Dükün iki kız kardeşinin vârisleri dükalık üzerinde hak iddia ediyorlardı. Vârislerden bir taraf Protestan, diğer taraf ise Katolik'ti. Fransa, İspanyol Hollandası'nın güçlenmemesi için Cleves- Berg Düklüğü'ne müdahale etmek için hazırlanıyordu.
Ravaillac, 1610'da Fransa'nın Katolik Habsburg İmparatorluğu'nun bir parçası olan Jülich-Cleves-Berg Düklüğü'nü işgal etme teşebbüsünü Papa'ya karşı savaş ilanı olarak gördü. Kralı öldürerek Katolikliği ve Papa'yı kurtarmaya karar verdi. Ravaillac, 14 Mayıs 1610'da kralın geçeceği Rue de la Ferronerie'de (Şimdi Paris'te Forum des Halles) pusuya yattı.
François Ravaillac
Daha önce birçok suikasttan kurtulan kral, hasta olan Maliye Bakanı Sully'i ziyarete gidiyordu. Kralın St. Honoire'den Ferronerie Sokağı'na giren arabası bir taraftan şarap, diğer taraftan ise saman dolu iki araba tarafından durdurulunca Ravaillac harekete geçti. Arabaya tırmanan Ravaillac krala iki bıçak darbesi vurdu. Kralın yanında olan Montbazon Dükü Hercule de Rohan da bu saldırıda yaralandı. Kral, hemen arabadan indirilerek yakındaki bir binaya götürüldü. Ancak burada hayatını kaybetti. Oğlu XIII. Louis'e de orada biat edildi. Bu bina gönümüzde "Le Relais Louis XIII" isimli önemli Michelin yıldızlı lokantalardan biri olarak faaliyet gösteriyor ve o hadisenin anısına dikilmiş bir taş da lokantada bulunuyor.
Güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen Ravaillac, linç edilmemesi için Hotel de Retz'e götürüldü. Ardından Fransız İhtilali'nden sonra Marie Antoinette'in de hapsedileceği Conciergerie'e nakledildi. Ravaillac sorgulamada tek başına hareket ettiğini söyledi. İşkence yapılmasına rağmen yalnız olduğunda ısrar etti.
Kralın cenazesi
Ravaillac, Fransa'nın Protestanlar lehine Jülich-Cleves-Berg Düklüğü'ne müdahalesinin Katolik Habsburglar'la savaşa girilmesine sebep olacağına ve kralın Katolikler'in ruhani lideri Papa'yı Paris'e getirmek için bu savaşı planladığını düşünmüştü.
Sorgusunda kralın öldüğünü bildiğini, çünkü bıçağındaki kanı ve vurduğu yeri gördüğünü söyledi. Pişman olmadığını, çünkü yapmaya geldiği şeyi yaptığını söyledi. Ancak itiraf etmemesine rağmen Ravaillac, kralla ilgili bilgilere nasıl ulaşmıştı? IV. Henry'nin krallığına daha önce karşı çıkan d'Epernon Dükü Jean Louis de Nogaret de La Valette'nin suikastın arkasında olduğu iddia edilir.
Ravaillac, suikasttan 17 gün sonra Greve Meydanı'na götürüldü. Meydanda son kez işkence yapıldı. Yanan kükürt, erimiş kurşun, reçine ve kaynar yağla etleri haşlandı. Etleri kıskaçlarla parçalandı. Ardından kral katillerine uygulanan infaz metodu olan dört at tarafında farklı yönlere çekilerek parçalanacağı cezaya geçildi. İnfazdan sonra ailesi sürüldü ve "Ravaillac" ismini kullanmaları yasaklandı.
KRALIN KALBİ
Zeynep Dramalı, "Tarihi Tersten Okumak" isimli eserinde kralın ölümünden sonra kalbinin ilginç hikâyesini şöyle anlatır:
"Kral hayatta iken kalbini La Fleche'de hediye ettiği şatoda bir kolej kuran Cizvitler'e vereceğini söylemişti. Kral öldürülünce vasiyeti gündeme geldi. IV. Henry'nin ailesi, kralın vasiyetini tutmaya karar verdiler. Kalbi çıkarıldı ve tahnit edildi. Daha sonra Prytanee diye anılan koleje gönderildi. Kralın vasiyeti yerine getirilmişti.
Fransız ihtilalinin bütün hızıyla sürdüğü günlerde, 1793'te La Fleche'e gelen halk temsilcisi Thirion, kalbin orada olduğunu öğrenince, yerinden alınıp yakılmasını emretti. Orada bulunan Mareşal Fabre ve askerlerinin de bulunduğu bir törende kalp kutusundan çıkarıldı. IV. Henry'nin kalbini muhafaza eden kutu binlerce kişinin gözü önünde açıldı. Kararmış bir halde bulunan kalp, küçük bir odun yığınının üzerine konularak yakıldı. Askerler ve halktan olayı seyredenler dağılınca, orada bulunan La Fleche'in doktoru Charles Boucher, mendilini çıkardı, kalbin küllerini toplayarak bir şişeye koydu. Şişenin ağzını kırmızı bir mumla mühürledikten sonra, onu altın yaldızlı kalp biçiminde kurşun bir kutuya koydu. İhtilalin sancıları geçtikten sonra 1814'te Prytanee'de bir İncil'in yanına yerleştirildi.
Sahipsiz kalbin külleri, 139 yıl şişenin içinde kaldı. 1953'te Fransa'da IV. Henry'nin doğumunun 400. yıldönümü kutlanıyordu. Kral'ın kalbinin doğum yeri olan Pau'ya getirilmesi gündeme geldi. 26 Temmuz 1953'te kalbin küllerinin içerisinde bulunduğu şişe, kralın doğum yerine getirildi. Fransa Cumhurbaşkanı Vincent Auriol'un aralarında bulunduğu binlerce kişi, kalbin karşısında saygı duruşundu bulundu. On binlerce kişinin katıldığı kutlama törenleri sırasında IV. Henry'nin kurşun bir kutu içerisindeki kalbi, öküzlerin çektiği bir araba ile Pau'da dolaştırıldı. Törenlerin bitiminden sonra ise La Fleche'deki koleje gönderilerek kralın vasiyeti devam ettirildi."
Yorum Yazın