Her şeyden önce şunun altını çizeyim...
Sıkıntılı günlerde bir çözüm yolundan bahsedilecekse...
Yetkililer...
Halkı çocuk yerine koyan bir dil tutturmaktan vazgeçmeliler.
Tavsiye mi verilecek?
"Kışın fırını yaktıysanız, sonra kapağını açık tutun ki, etraf da ısınsın" gibi çocukça sözler edilmesin, ne olur!
Halk, fizik dersine girmiş çaylak ve hevesli öğrenciler değildir.
Halk, çaktırmadan bilir, bakmadan görür.
***
Malum, Enerji Bakanlığı'nın "Aklınla Verimli Yaşa" kitapçığı birden medya tarafından öne çıkartıldı; dalga geçildi, tartışıldı, vesaire...
Başarılı bir bakanlığın yıpratılması için miydi bütün bunlar? Belki...
Peki tavsiyeler muhatabını çocuk sayan bir söylem taşımasaydı, böyle suistimal edilir miydi?
Cevap belli: Hayır!
Tasarruf tedbirleri mi bunlar? Şüpheli...
"Banyoya kum saati koyun", "Duvarları beyaza boyayın" falan diyerek bu ülkede kimseyi "tasarruf"a veya "verimli yaşama"ya ikna edemez, tersine asabını bozarsınız...
***
Çeşitli kurumların bu işler için başvurdukları uzmanlar da problem.
İyi okullarda okumuş çocuklar bunlar.
O yüzden de hem dillerinde hem de tavsiyelerinde "halkı okumak"tan eser bulunmuyor. (Buraya bir gülme emojisi koymak gerek aslında, çünkü ne yaygın bir hastalıktır bu ve artık gülünç kaçmaktadır!)
***
Gelelim işin esasına...
Dünyanın yeni bir döneme hızla giriş yaptığını biliyoruz.
Tasarruf önemli konu; kaçış yok.
Az kaynak harcayarak çok verim elde etmeye mecburuz.
Lakin kadrajı geniş tuttuğunuzda iş değişiyor: "Kimler tasarrufa mecbur, kimler bunu umursamayabilir?" sorusu çat diye yüzünüze çarpıveriyor.
Çünkü "yaşamak" denilen şey kültürel ve sınıfsal çitlerle çevrili bir eylemlilik halidir.
***
Konunun elbette inançlı insanlar için başka yönleri de var ama ayrı bir yazı konusu...
Mesela şu soru çok kritiktir: Piyasayı ve kalkınmayı savunarak aynı zamanda kanaatkâr ve tasarrufa ağırlık veren bir ekonomi anlayışı üretebilir miyiz?
(Başlıktaki sorunun cevabını Cumartesi Notları'mda vereceğim.)
***
NOT DEFTERİ
Sözcükler çok önemli Jim. Her gün bir kenara yeni bir kelime koy. Bir sözcüğün ne zaman gerekebileceğini bilemezsin. (J. G. BALLARD / Güneş İmparatorluğu)
Yorum Yazın