Abdulkadir Selvi

Abdulkadir Selvi

Mail: dfdkgjdlgk@hotmail.com

Fatih Erbakan neden ittifak yapmadı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erbakan Hoca’ya olan hürmeti nedeniyle Fatih Erbakan’ın partisiyle seçim ittifakı yapılmasını arzu ediyordu.

Ama olmadı. 2018 seçimlerinde de Fatih Erbakan’ı Meclis’e taşımak istemişti. Başarılı olunamadı. 2015 seçimlerinde de Saadet Partisi’ne teklif götürülmüştü. O zaman 20 milletvekili istemişlerdi. 20 milletvekili vermedi diye Erdoğan’la ittifak yapmayan Saadet Partisi, 2 milletvekili karşılığında CHP’ye payanda oldu.

ŞANS KAPIYI İKİ KEZ ÇALDI

Muhalif kesimde Kılıçdaroğlu’nu destekleyenin melek ilan edildiği, desteklemeyenin şeytan haline getirildiği bir linç kültürü var. AK Parti’de ise bir kişi ağzını açıp Fatih Erbakan ve partisi hakkında olumsuz bir kelime etmedi. Doğru olan da bu. Karara saygı duymak gerekiyor. Tabii bu Yeniden Refah Partisi’nin kararını değerlendirmeye engel değil. Fatih Erbakan açısından şans kapıyı iki kez çaldı. Ama ikisini de değerlendiremedi. Erbakan’ın, 20 milletvekili istediği AK Parti’nin bu sayıyı yüksek bulması üzerine talebini gözden geçirmek yerine sayıyı artırdığı söyleniyor.

ERBAKAN’IN RÜYASINI GERÇEKLEŞTİRDİ

Oysa Fatih Erbakan, milletvekili sayısını değil, ilkeleri esas alsaydı büyürdü. Babasının rüyası olan Ayasofya’yı açan, Taksim’e cami yapan, başörtüsü yasağını kaldıran, okullara Kuran-ı Kerim dersi koyan, Başbakan Erbakan’ı deviren 28 Şubatçıların yargılanmasını sağlayıp Erbakan’ı hapse girmekten kurtaran Erdoğan’ın yanında yer alsaydı milletin gönlüne taht kurardı. Bırakın 20 milletvekilini, yüzlerce milletvekiline sahip olacağı siyasi yürüyüşünü başlatmış olurdu. Ama o feraseti gösteremedi.

ERBAKAN HOCA OLSAYDI

Erbakan Hoca Ecevit’le, Demirel’le, Çiller’le koalisyon kurmayı, Türkeş’le Aykut Edibali ile ittifak yapmayı başardı ama Fatih Erbakan, Erdoğan’la seçim ittifakını yapamadı. Bu seçimlerde Erdoğan’ın yanında yer alsa daha sonraki seçimlerde millet onun yanında yer alırdı. Ama bugünün kısır hesapları içinde boğuldu, geleceği düşünemedi.

AĞIRALİOĞLU VE AYDIN TEPKİSİNİ SÜRDÜRÜYOR

İYİ Parti milletvekillerinin Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını destekleme kararını aldıkları toplantıya Yavuz Ağıralioğlu ve Koray Aydın katılmadı. İYİ Parti’nin etkili iki ismi Kılıçdaroğlu’nun ortak cumhurbaşkanı adaylığına karşı. Hem karşı çıkıp hem destek kararının alındığı toplantıya katılmamaları ise siyasi tutarlılık açısından önemli. Biliyorsunuz Ali Babacan, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığı için imza vermişti. Ama aynı sırada Erdoğan’ı tasfiye edip Abdullah Gül’ü muhalefetin cumhurbaşkanı adayı yapmak için de çalışmıştı.

Ali Babacan’ın yaptığı siyasi tutarsızlıktı. Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu ise tutarlı davranmışlar. Omurgalı hareket etmişler.

İSTİFA EDECEK Mİ

Bu arada İYİ Parti’de Yavuz Ağıralioğlu’nun tepkisi sürüyor. Ağıralioğlu, Akşener’le görüşecekti, görüştü. Peki ikna oldu mu? Olmadığı söylendi. Ağıralioğlu, Akşener masadan kalktıktan sonra İYİ Parti’nin düşürüldüğü durumdan rahatsız. Ama partisinden rahatsız değil. İYİ Parti’den istifa etmesi söz konusu değil. İYİ Parti’de kalarak mücadelesini sürdüreceği söyleniyor.

SEÇİM KAZANILSA DAHİ

İYİ Parti’de iki ana rahatsızlık konusu var.

1- Bir grup Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanamayacağına inanıyor.

2- İkinci bir nokta ise Akşener’in masadan kalkıp geri döndüğü 72 saat içinde yapılan hakaretler 6’lı Masa’ya karşı olan güveni sarsmış. Seçim afişlerinde 6’lı Masa liderlerinin değil, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın fotoğraflarının yer alması bu tepkiyi yansıtmıyor mu? Yaşananlar bazı partililerde siyasi travmaya neden olmuş. “Kurulduğumuz günden beri AK Parti’ye muhalefet ediyoruz. 72 saat içinde muhalif kesimde bize karşı yapılan hakaretlerin onda birini AK Parti yapmadı” diyorlar.

HÜKÜMET KURSAK DAHİ

İYİ Parti kulislerine bakana kadar 6’lı Masa’ya karşı bu denli büyük bir güven kaybı yaşandığını fark etmemiştim.

“Seçimi kazansak dahi bunlarla kuracağımız hükümet uzun ömürlü olmaz” diyenler var. Yaşananlara bakınca haksız sayılmazlar.

KILIÇDAROĞLU BİR DOĞRU BİR YANLIŞ SÖYLEDİ

KILIÇDAROĞLU, HDP’yi ziyaretinden sonra, “Kürt sorununun çözüm adresi Meclis’tir” dedi.

Doğru söyledi. Ama bu işte bir yanlışlık vardı. Çünkü 2013 tarihinde Meclis’te Kürt sorununun araştırılmasıyla ilgili olarak bir komisyon kurulmuştu. Başkanlığını AK Parti milletvekili Naci Bostancı’nın yaptığı komisyon bölgede incelemelerde bulundu. Kürt sorunu konusunda birikimi olan insanları çağırıp dinledi. Devletin arşivindeki kayıtları inceledi. Ortaya kapsamlı bir rapor çıktı. Peki bilin bakalım CHP o komisyona üye verdi mi? Vermedi. O zaman CHP Genel Başkanı Kemal Kılçdaroğlu’ydu. Madem Meclis Kürt sorununun çözüm adresiydi, o zaman komisyona neden üye vermediniz?

MECLİS’TE KÜRTÇE KONUŞMA

Kılıçdaroğlu, HDP’yi ziyaretinde Kürtçe’nin Meclis tutanaklarına “bilinmeyen dil” olarak geçtiğini iddia edince... Leyla Zana ve arkadaşları Meclis’te Kürtçe yemin ettiklerinde de DEP’liler Ankara Emniyeti’nin beyaz minübüsüne doldurulup Meclis’ten götürüldüklerinde de oradaydım. O zamanlar Meclis’te Kürtçe konuşulduğunda bırakın bilinmeyen dil yazılmasını DGM’lik oluyordunuz. O zamanlar Kılıçdaroğlu’nun partisi iktidar ortağıydı. Erdoğan Kürtçe yasağını kaldırdı.

BİLİNMEYEN DİL

Meclis Başkanı Mustafa Şentop da açıklama yaptı. Benim de elimde onlarca sayfa Meclis tutanağı var. Milletvekilleri Kürtçe konuştuğu zaman zabıtlara, “Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi” diye yazılıyor. Kemal Bey de isterse konuşmasının bir bölümünü Kürtçe yapabilir. Şerafettin Elçi, CHP hükümetinin bakanıydı. “Bu ülkede Kürtler var. Ben de Kürdüm” dediği için hapse atılmıştı. Erdoğan sayesinde artık “Ben Kürdüm” diyenler hapse atılmadığı gibi saygı görüyor.

TUVALET TERLİĞİ BENZETMESİ

Erdoğan düşmanlarının “Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın karşısında tuvalet terliği dahi olsa oy vereceğim” diye bir sözleri var. Aynı zamanda cumhurbaşkanı adaylarına yaptıkları muameleyi göstermesi açısından da tiksinti verici bir benzetme.

O zaman siz Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanlığına tuvalet terliğini mi aday gösteriyorsunuz? Meral Akşener’in 6’lı Masa’ya eklemek istediği Hüseyin Baş da ona benzer bir söz seylemiş.

“Sosyal medyada diyorlar ya, ‘Tuvalet terliği olsa ona basarım’ diye bir tabir, ikinci turda Erdoğan’ın karşısında kim varsa onu destekleriz” demiş.

Siyasetin yeni yıldızı diye pazarlanan Hüseyin Baş’ın geldiği nokta tuvalet terliği oldu. Hüseyin Baş, Erdoğan’a karşı Kılıçdaroğlu’nu desteklese dahi tuvalet terliği benzetmesinden sonra Kemal Bey’i düşürdüğü durumu görüyor musunuz?

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar