Milyonlarca çalışan dört gözle asgari ücreti bekliyor. Biliyorsunuz, normalde yılda bir kez belirlenen asgari ücrette bu yıl yüksek enflasyon nedeniyle teamül dışına çıkıldı. Yılbaşında yüzde 50 oranında artışla 4.253 TL'ye yükseltilen asgari ücret enflasyonla birlikte eriyip gidince yeniden işçi-işveren masası toplandı.
Ücret 'o mu olur, bu mu olur' diye toto oynamayacağım. Birkaç hususa dikkat çekeceğim. Dün çevremde asgari ücretle geçinmeye çalışanlara sordum, "Ücret ne kadar olursa ekonomik darboğazdan kurtulursunuz" diye... Herkesin söylediği tek bir şey var; "Asgari ücret artmazsa artmasın, yeter ki fiyatlar daha fazla yükselmesin."
***
Haklılar...
Asgari ücrete ya da emekli-memur maaşlarına zam yapılır yapılmaz her şeyin fiyatı yeniden zamlanıyor.
Haliyle, vatandaş aynı kısır döngüye girmek istemiyor.
Ortak dert, fiyatlar genel düzeyinin geri çekilmese de en azından stabil kalması...
Peki fiyatlar cephesine durum ne olur?
İşte bam teli de burası...
Hatırlayın, şimdiye kadar ne deniliyordu?
Hükümet, enflasyonun yükselmesinin ve hayat pahalılığının ana kaynağının fahiş fiyat artışı olduğunu söylüyordu. Muhalefet, bazı iktisatçılar, iş dünyası, marketler, inşaatçılar ise girdi maliyetlerindeki artışların fiyatları yükselttiğini savunuyordu. Türkiye'de yaşanan enflasyonun temel nedeninin de maliyet enflasyonu (petrol ve gıda gibi emtia fiyatlarının yükselmesi veya doğal afetler gibi nedenlerle üretim maliyetlerinde artış yaşanması sonucunda ortaya çıkan enflasyon) olduğunu vurguluyorlardı.
***
Hatta, "Kur artıyor", "Tedarik zincirinde aksamalar var", "Girdi maliyetleri yükseldi" söylemleri havada uçuşuyordu.
Bu nedenle fiyatlama davranışlarının bozulduğunu belirtiyorlardı.
Bizim dışarıyı iyi 'koklayan' (!) ona göre hemen pozisyon alan iş dünyamız, inşaatçımız, marketimiz şimdiki gelişmelere ne diyor acaba?
Malum, Batı'da resesyon kaygıları ayyuka çıkmış durumda... Bu durum küresel piyasalarda emtia fiyatlarını etkiledi. Kakaodan kahveye, pamuktan şekere, buğdaydan çeliğe, demirden bakıra kadar birçok emtianın fiyatı düştü. Metal fiyatları 2008 yılındaki ekonomik krizden bu yana en büyük düşünü yaşadı. Buğday 3.5 ayın, mısır 4 ayın, soya fasulyesi 5 ayın, pamuk 9 ayın, şeker 3.5 ayın en düşük seviyesini gördü.
Eee, o zaman...
Fahiş fiyat artışına bahane edilen argümanın biri çöktü.
Döviz kurları da geçen haftadan bu yana bir miktar düştü.
Merak ediyorum, şimdi, inşaatçılarımız evleri ucuzlatacak mı, çikolatacımız fiyatını indirecek mi, fırıncımız ekmeği kaç TL'ye çekecek?
Yoksa, 'emtia bahane, zam şahane' durumu devam mı edecek!
Yorum Yazın