''Bakmak ve görmek'' diye, her fırsatta o kadar ahkam keserim de bazen, kendimin ne kadar bakarkör olduğumu fark edemezmişim meğer!
İletişimin, ses hızını geçip artık ışık hızıyla yarıştığı zamanımızda, daha çok şeyi bakıp görmemiz gerekirken, adeta bakarkör haline geliyoruz.
Oysa, iletişim bu kadar hızlanıp ışık hızı ile yarışır hale gelmişken, daha çok şeye bakıp, daha çok şey görmemiz gerekirken, birileri, bizim boynumuzdan tutup, neye bakmamız gerekirse ona baktırıp, ne görmemiz gerekirse onu gösterip, neye inanmamız gerekirse ona inanmamızı sağlıyor!
Bence, tam da bu oluyor galiba...
15 Temmuz Başarısız İşgal Girişimi'nin seneyi devriyesi münasebetiyle, Kaymakamımız Sayın Nazlı Demir Hanımefendi'nin daveti üzerine, "1071'den 15 Temmuz'a" meddah oyunumu sahnelemek üzere Adıyaman'ın Besni ilçesine gittim.
Uzunca bir zamandır Besni' ye gidemediğimden, etrafta ne var ne yok, ahali nicedir diye, çarşısında pazarında şöyle bir dolaştım.
İlk olarak, köyden sebzesini meyvesini getirip, satmaya çalışan insanların olduğu pazar yerine uğradım. Her şey taze ve her şey diğer yerlere nazaran daha ucuz. Evet, orada da insanlar hayat pahalılığından şikayetçiler, lakin hayat pahalılığını hafifleten başka hasletler var Adıyaman Besni' de.
Mesela, dağçayı ve zahter satan Ali kardeşimizin tezgahına geldiğimde, hal hatır sorup biraz sohbet ettikten sonra, biraz dağçayı ve zahter almak isteyip para uzattığımda, Ali kardeşim, "Olur mu ağabey...?" diyerek, parayı geri çevirdi!
Oysa, Ali kardeşimiz de hayat pahalılığı ile boğuşuyordu.
Boğuşuyordu boğuşmasına da ben misafirdim!
Araya Pandemi girdiğinden, eskiyen şalvarlarımın ve yemenimin yerine yenilerini almak için bir dükkana girdiğimde, uzunca bir süre esnaf sohbeti etmemiş olduğumu farkettim!
"Peki, nedir esnaf sohbeti?'' diye soracak olursanız, bu sohbette en fazla kullanılan kelime, "Hamd" dır!
Gezmemiz bitince, Zeynelabidin kardeşimizin işlettiği çay ocağına oturduk. Çaylarımızı yudumlarken Zeynelabidin kardeşimiz, "Son sahnelediğimiz, Gözümde tüter o eski günler isimli tiyatro oyunumuzun görüntüsü '' diyerek, bana bir DVD uzattı.
Neden son diye, sorduğumda yedi yıl önce tiyatrolarının kapandığını söyledi!
Evet, benim Besni' de duyduğum ilk şikayet, yedi yıl önce kapanan Besni Şehir Tiyatroları oldu!
Akşam muhteşem bir seyirciye oyunumu oynadıktan sonra, Gaziantep Havaalanı'na yola çıktık, bir süre sonra mihmandar kardeşimiz bir tarlanın kenarında durdu bir kaç tane salatalık ve domates koparıp, eski asma terazide tartıp, bir miktar parayı da tezgahın yanındaki teneke kutuya koyup, ''Ağabey taze taze yolda yeriz'' dediğinde şaşırıp kaldım!
Kardeşimiz şaşkınlığımı fark etmiş olsa gerek ki, ''Böyle bir kaç tarla daha var. Buraya gelinir tarladan sebze toplanır terazide tartılıp, parası da bırakılıp, gidilir'' demez mi?!
Havaalanına varıp vedalaşırken kardeşimiz, ''Ağabey akşamki oyununuz çok güzeldi. Kaymakam Hanım'a diyelim de bizim Eğitim Bayramı'mıza sizi tekrar davet etsin, çocuklarımız da bu tiyatro oyununuzu izlesinler demez mi?!
Vedalaşıp ayrıldıktan sonra bekleme salonuna varınca Google'a, "Besni Eğitim Bayramı" yazdığımda, her yıl Eylül ayında bu bayramın dünyada sadece Adıyaman Besni' de kutlandığını öğrendim!
Ne denir ki?
Evet, eğitim şart!
Yorum Yazın