Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soru soran gazeteciler arasında yer aldığım TRT’deki canlı yayınla ilgili gözlemlerimi paylaşmak istiyorum.
6’lı Masa’nın en çok alkış alan vaadi Cumhurbaşkanlığı’nı Çankaya’ya taşımak olmuştu. Biz de Cumhurbaşkanı ile yayını Çankaya Köşkü’nden yapınca mekân seçimi bir anlamda muhalefeti anında tekzip etmek gibi olmuştu. Cumhurbaşkanı’na muhalefetin bu vaadini sorduk. Erdoğan, Çankaya Köşkü’nü avucunun içi gibi anlattı. Sonra, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi de Çankaya Köşkü de bu milletin malıdır” dedi. Çankaya Köşkü’nün atıl bırakılmadığını, tam aksine kullanıldığını anlattı.
RESEPSİYON SALONU
Çankaya Köşkü’nde yayını yaptığımız resepsiyon salonunun benim için ayrı bir anlamı vardı. O nedenle salona girince yayında birlikte olduğumuz gazeteci arkadaşım Hale Kaplan’a, “28 Şubat sürecinde olsaydık sen başörtülü olarak bu salona giremezdin. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ve Başbakan Erdoğan’ın eşleri de başörtülü oldukları için resepsiyonlara katılamıyorlardı. Abdullah Gül’ün ilk döneminde dahi bir eşli bir de eşsiz olmak üzere iki resepsiyon yapılıyordu. Askerlerin olduğu resepsiyona yine başbakan ve cumhurbaşkanının eşi katılamıyordu” dedim. Hale o günlerin mücadelesini vermiş bir gazeteci. Şaşırmadı ama üzüldü.
ERDOĞAN SEÇİME ODAKLANMIŞ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gelince tamamen seçimlere odaklanmış durumda. 14 Mayıs’ı Türkiye’nin gelecek vizyonu açısından bir kırılma noktası olarak görüyor. Türkiye ya tamam diyecek ya da devam diyecek. O yüzden çok çalışıyor. Muhalefet henüz adayını belirlemedi ama Erdoğan, şimdiye kadar 66 ili gezmiş, gençlerle 34 buluşma gerçekleştirmiş, kadınlarla bir araya gelmiş. Onları öylesine içselleştirmiş ki şurada gençlerle şöyle olmuştu, kadınlar şunu söylemişti diyor. Seçim mitingleri başlayınca muhalefete tur bindirecek gibi.
Siyasetçiler merak etmiyor ama Erdoğan’ın seçim kazanma sanatı üzerine çalışma yapmanın zamanı geldi de geçiyor bile.
MENDERES GÖRÜNTÜSÜNE HÜZÜNLENDİ
Program için TRT ekibi çok iyi hazırlık yapmıştı. Videolar titizlikle hazırlanmıştı. “Yeter, söz milletindir” sloganıyla ilgili videoda Menderes’in görüntüleri gelince Erdoğan’ı izledim. Ekrana kilitlendi adeta. Hüzünlendi, duygusallaştı. Şehit Başbakan Menderes’in görüntüleri elbetteki insanda bir burukluk meydana getiriyor ama siz bir de 15 Temmuz’da darbecilerin başarılı olduğunu düşünün. Erdoğan’ı Menderes’ten beter yaparlardı. O nedenle bu millet, “Menderes’i koruyamadık ama Erdoğan’ı yedirmeyiz” diye meydanlara çıktı.
Erdoğan’ın seçimlerle ilgili olarak kafasının net olduğunu gördüm. Sloganları çalışıyor. Menderes’le simgeleşmiş olan, “Yeter, söz milletindir” sloganının CHP Genel Merkezi›ne asılmasıyla ilgili olarak, “Kalleşçe astıkları Menderes’in sloganını çalıyorlar” dedi.
Üçüncü kez adaylık konusunu sorduk. Muhalefetin bu kez aday olamayacağı yönündeki iddialarını hatırlattık. Anayasa’ya göre adaylığının önünde hiçbir engel olmadığını söyledi. Yayından sonra konuştuğumuz Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da ayrıntılı bir şekilde anlattı. Ama Erdoğan bir noktaya dikkat çekti.
MUHALEFET SEÇİMDEN KORKUYOR
Muhalefetin daha önce sorun etmediği bu konuyu şimdi birden bire öne çıkarmasının üzerinde durdu. Erdoğan haklı, Kemal Bey kısa bir süre önceye kadar böyle bir gündemimiz yok diyordu. Hatta Erdoğan’a mağduriyet kozunu vermeyeceklerini söylüyordu. Şimdi ne oldu? Erdoğan, “Bunlar sandıktan umudunu kesenlerin suyu bulandırma çabaları” dedi. Araya girdim. “Seçimi kaybetmekten korkuyorlar mı?” diye sordum. “Korkuyorlar” karşılığını verdi. Muhalefet üç dönemi YSK’ya götürürse, aynen 367’de olduğu gibi Erdoğan da bunu meydanlarda tepe tepe kullanır.
SON DAKİKA OLDU ZATEN
Cumhurbaşkanı yıllardır canlı yayınlara çıkıyor. O nedenle bizim literatürü kapmış durumda. Özel televizyonların yeni çıktığı dönemlerde, canlı yayınlarda bunu yazmayın ama şöyle oldu diye bilgi veren bakanlar olmuştu. Bu kez o duruma ben düştüm. Erdoğan, “Yarın Devlet Bey’e ziyarete gideceğim” deyince gazeteci refleksiyle, “Son dakika verelim o zaman” dedim. ”Ben söyledim zaten, son dakika oldu” dedi. Bir an verecek cevap bulamadım.
‘DUYGULANDIM TABİİ’
TRT’nin hazırladığı videolardan biri de sel, deprem, yangın gibi felaketlerden sonra kısa sürede konutlarına kavuşan vatandaşlarımızla yapılan röportajlardan oluşuyordu. Erdoğan izlerken duygulandı. Pelin Çift, “Duygulandınız mı?” diye sordu. Erdoğan, “Duygulandım tabii. Ağlayanları görünce duygulanmamak mümkün mü? Bunlar bizim istikametimizin doğru olduğunu gösteriyor” karşılığını verdi.
‘ABDULKADİR AĞLATMA BİZİ’
Cumhurbaşkanı Ayasofya’yla ilgili bir anısını anlatınca sıcağı sıcağına, “Ayasofya’yı açtınız, Taksim’e camiyi yaptınız. Başörtüsü sorununu çözdünüz. Bunlar merhum Erbakan’ın hayalleriydi ama bunu siz gerçekleştirdiniz. Erbakan’ın partisi olan parti...” diye sordum. Dünyaya meydan okuyan Erdoğan’ın sesi titredi, gözleri doldu. “Abdulkadir ağlatma bizi. Boşver karıştırma orayı” dedi. Belli ki yürek yarasına dokunmuştum. Ama bunu sormak gerekiyordu. Çünkü bu Erbakan’ın siyasi misyonunu üstlendiklerini söyleyenlerin izah etmesi gereken bir noktaydı. Saadet Partisi’nin çıkmazıydı.
‘İNSANI HAKİKATEN YIKIYOR’
“Maalesef, Erbakan Hoca’mızın hayallerini gerçekleştiren olmamıza rağmen, onunla yol yürümemize rağmen şu anda birilerinin farklı bir zeminde tam bu adımlara karşı olanlarla beraber olmaları insanı ciddi manada hakikaten yıkıyor” dedi.
ERBAKAN VAAT ETTİ, ERDOĞAN YAPTI
Erbakan’ın hapis cezasını kaldıran Erdoğan. Belgeleriyle yayınladım, bu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuran Kılıçdaroğlu.
Başörtüsü yasağını kaldıran Erdoğan. Anayasaya Mahkemesi’ne iptal başvurusunda bulunan Kılıçdaroğlu.
Taksim’e cami dediği için 28 Şubat’a maruz kalan Erbakan. Taksim’e cami yapan Erdoğan.
“Ayasofya’ya vurulan zincirler kırılacak” diyen Erbakan. Ayasofya’yı kapatan CHP, Ayasofya’yı açan ise Erdoğan.
Saadet Partisi ise Erdoğan’ın karşısında, Ayasofya’yı kapatanların yanında yer alıyor.
Ahmet Kaya’dan esinlenerek sormak istiyorum: “Bu ne yaman çelişki Temel Hoca?”
SAYI KRALI
TRT’nin spikerlerinden Canan Yener Reçber’in başarılı moderatörlüğü ile programı tamamladık. Ama bizim Cumhurbaşkanı’nı bırakmaya niyetimiz yoktu. Akşam gazetesi genel yayın yönetmeni Mustafa Kartoğlu, “Basket oynamaya devam ediyor musunuz?” diye sordu.
Erdoğan, “Daha bu sabah oynadık” dedi. Kartoğlu hemen maçtaki durumu sordu. Erdoğan, “İbrahim Kalın karşımda oynuyor. Amerika’da oynamış, iyi biliyor” dedi. İletişim Başkanı Fahrettin Altun da basket takımının değişmeyen oyuncularındanmış. Cumhurbaşkanı hafif bir tebessüm ederek, “Ama sayı krallığı bende. 44 sayı attım” diye tamamladı.
2023 SEÇİMLERİ
Erdoğan, basketteki sayı krallığını 2023 seçimlerini de kazanarak siyasette sürdürmek istiyor. Erdoğan’ı seçimi kazanmış gibi yüksek moralli gördüm.
Yorum Yazın