Pandemi, AK Parti’nin büyük kongresinin de ertelenmesine neden oldu.
Eğer öne çekilmezse kongrenin mayıs ayında yapılması bekleniyor. Son günlerde AK Parti il başkanlıklarındaki değişiklikler dikkati çekiyor. Pandemi nedeniyle ara verilen kongreler 8 Ocak’ta başlayacak. Şubat sonuna kadar kongrelerin tamamlanması hedefleniyor. Hafta sonu kısıtlamaları nedeniyle kongreler hafta içinde yapılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrelere videokonferans yöntemiyle bağlanıp konuşma yapacak. Kongre sürecinde il başkanlıklarında önemli bir değişim yaşanıyor. Şu ana kadar yenilenme oranı yüzde 65’e ulaşmış.
2023 KADROLARI BELİRLENİYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük kongremizde partimizi 2023’e taşıyacak kadroları belirleyeceğiz” demişti. O nedenle bu kongreler önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan, parti yönetimine “Adayları en geniş istişare ile belirleyin. Çok hassas davranın. Kimseyi kaybetmeyin, ötekileştirmeyin” talimatını vermiş. Daha önce belediye başkanlıklarının ve bazı il başkanlıklarının değişiminde sancılar yaşanmıştı. DEVA ve Gelecek Partisi’nin kadrolarını o dönem görevden alınan il başkanları ve belediye başkanları oluşturuyor. O nedenle Erdoğan’ın “Hassas davranın, kimseyi ötekileştirmeyin” uyarısı önemli. Ayrıca Erdoğan, kongrelerde yaptığı konuşmalarda “dava” vurgusunu önplana çıkarıyor. “Makamlar geçici, dava daimdir” diyor. AK Parti’nin en önemli özelliği, seçimlerde milletvekillerini, kongrelerde teşkilatlarını yenilemesi. Değişimi kendi içinde gerçekleştirmek suretiyle yenileniyor.
REFORM GÜNDEMİNE DÖNÜLDÜ
AK Parti kadrolarında sessiz sedasız bir değişim yaşanıyor. Ama asıl önemli gelişme AK Parti’nin yeniden reform gündemine dönmesi oldu. Bunu çok önemsiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu “Ekonomi, hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz” diye ilan etmişti. Erdoğan, hafta sonu açılışlar nedeniyle yaptığı konuşmada, “İnşallah 2021 yılı milletimize söz verdiğimiz gibi demokratik ve ekonomik reformlar yılı olacak” dedi. AK Parti’de 2021 yılını reformlar yılı olarak değerlendirme eğilimi söz konusu. “Reformların sonuçları 2022 ve 2023’te alınacak” diye bir beklenti söz konusu.
HALK ÇÖZÜM İÇİN NE DİYOR?
Kamuoyu araştırmalarını özel bir ilgiyle takip ettiğimi biliyorsunuz. Orada bir başlık dikkatimi çeker. “Sizce Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” denildiğinde halkımız, ekonomi, koronavirüs, işsizlik gibi başlıkları sıralıyor. Ancak bunu kim çözer diye sorulduğunda AK Parti diyor. Muhalefeti çare mercii olarak görmüyor.
AK PARTİ’NİN YENİLENMESİ
AK Parti 18 yıldır iktidarda kalmasını, bir süreklilik içinde kendini yenilemeye borçlu.
2023’e giderken Erdoğan’ın AK Parti’yi kadro, söylem ve politikalar açısından bir değişim sürecine sokacağı anlaşılıyor.
AB İLE YENİ SAYFA VE KAVALA KARARI
ANAYASA Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Lideri Bahçeli’nin “Kızıl Soros” olarak gördüğü Osman Kavala hakkındaki başvurusunu yarın görüşecek. Görüşme 15 üyenin katılımı ile Genel Kurul’da yapılacak. Böylece çıkacak olan kararın bir tartışmaya yol açmaması hedefleniyor.
Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu kararından sonra yürüyen bir tartışma var. Anayasa Mahkemesi’nin kararı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yerine getirilmemişti. Anayasa Mahkemesi ile yerel mahkeme arasındaki yetki kargaşası tartışmaya neden olmuştu. Bir grup hukukçu, bireysel başvurularla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararların yerel yargı tarafından uygulanması konusunda yasal bir tereddüde yer verilmemesi için yargı reformunda bağlayıcı bir düzenleme yapılması gerektiğini savunmuştu. Ben de yargı reformuyla ilgili yapılan çalışmalarda bu konunun da ele alınması gerektiğini ifade etmiştim. Bu yazım üzerine AK Parti’nin etkili isimlerinden biri arayarak itiraz etti. Anayasa ve 6216 sayılı yasaya göre Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğunu ve mahkemeler tarafından uygulanmasının zorunlu olduğunu belirtti.
Önce AK Partili saygın hukukçunun değerlendirmesine yer vereceğim.
“Adalet tanrıçasının gözü kapalıdır. Ama bu özneye karşı kapalıdır. Yoksa Anayasa ve yasalara, delile kapalı değildir. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının uygulanması konusunda yeni bir düzenlemeye ihtiyaç yoktur. Çünkü Anayasa’nın 153. maddesi ve 6216 sayılı yasanın 50. maddesinin 2. fıkrası gereğince Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının bağlayıcılığı hukuk devletinin elifbasıdır” dedi.
Doğru söyledi. Ama bunu mahkemeler bilmiyor mu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Konseyi Başkanı Michel’le görüşmesinde AB ile yeni bir sayfa açmaktan söz etti. “AB ile tekrar karşılıklı fayda temelinde konuşmaya başlamayı arzu ediyoruz” dedi. Bu çok olumlu bir yaklaşım. Anayasa Mahkemesi’nin Kavala kararı, Erdoğan’ın AB ile açmak istediği beyaz sayfaya yazılmış ilk mesaj olacak.
ÖLÜMÜNE TAKİP
DÜN milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un vefat yıldönümüydü. “Tarih tekerrürden ibarettir derler, ibret alınsaydı hiç tekerrür eder miydi” demişti Akif. Ancak bugün tam da onun dediği gibi bir tartışmanın içindeyiz. O da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Şeb-i Ârus törenlerinde Türkçe Kuran okunması hadisesi. Arapça profesörü olan ve Erdoğan’ın da tercümanlığını yapan eski Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’in Türkçe Kuran tanımına esaslı bir itirazı var. “Kuran’ı Kerim’in Türkçe, İngilizce, Fransızca tercümesi olur. Ama o Kuran olmaz. Tercümesi olur. Kuran, Allah tarafından Peygamberimize Arapça olarak indirilmiştir” diyor. Emrullah İşler haklı.
KURAN MEALİ NEDEN YAKILDI?
Milli şairimiz Akif, Mısır’da hazırladığı Türkçe mealin, ölümünden sonra yok edilmesini istemişti. Akif’in vasiyetini yerine getirenlerden biri olan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Akif’in vasiyetinin gerekçesini “O dönem Türkiye’de Kuran’ın Türkçe okunacağı meselesi tartışmaya başlanmıştı. Ezan Türkçe okunuyordu. Bu durum Akif ve kendisi gibi düşünenler için kabul edilebilir bir husus değildi. Kendi yaptığı tercümenin bu yolda kullanılabileceği endişesiyle istemedi” diye izah etmişti.
TAKİBİN BELGESİ
Milli şairimiz Akif, Mısır’da sağlık durumunun iyice bozulması üzerine Türkiye’ye gelmişti. Bugün ölüm döşeğindeki Akif’le ilgili bir istihbarat belgesini paylaşacağım. Milli mücadeleye destek veren, “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” diyen Akif’e ölüm döşeğinde neyi reva görmüşüz?
Yorum Yazın