Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni ekonomi politikaları için ne diyeceği önemliydi. Milletvekillerinin gündeminde tek bir konu vardı, o da ekonomideki dalgalanma. O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan grup konuşmasını yapıp Meclis’ten ayrılırken, ATV Ankara Temsilcisi Şebnem Bursalı ve Daily Sabah Ankara Temsilcisi Nur Özkan’la birlikte, olduğumuz bölüme yaklaşıp konuşmayı nasıl bulduğumuzu sorunca, “Derli toplu bir konuşma oldu. Milletvekillerine bilgi vermeniz yararlı oldu. Milletvekillerinin bilgilendirilmeye ihtiyacı vardı” diye karşılık verdik.
Cumhurbaşkanı, her konuşmasında Kılıçdaroğlu’ndan birkaç kez söz etmeden geçemiyor. Ama bu kez konuşmasını tamamen ekonomiye ayırdı. Sadece Kılıçdaroğlu’nun 25 Ekim 2016 tarihinde yaptığı konuşmanın videosunu yayınladı. Kılıçdaroğlu orada, ”Düşürün faizleri, destek verelim” diyor. Ama şimdi faizleri düşürdüğü için
tenkit ediyor. Erdoğan, o çelişkiye dikkat çekmek için Kılıçdaroğlu’nun sözlerini yayınladı. Bir ara ünlü Rus edebiyatçı Çehov’un “Bizi çalışmak kurtarır” sözlerini hatırlatınca, Kılıçdaroğlu’na Çehov üzerinden mesaj verecek diye düşündüm ama onu dahi yapmadı.
DOĞRU TERCİH
İlgisi tamamen yeni ekonomi politikalarını AK Parti milletvekillerine anlatmaktı. Bence doğru olanı yaptı. Çünkü ihtiyaç vardı. Çünkü sahada olan onlar. Bu tür köklü politika değişikliklerinde ekonomi kurmaylarının milletvekillerine kapsamlı sunum yapmasında fayda var.
ZAMANLAMA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi politikalarındaki değişikliğin zamanlamasına özel bir vurgu yaptı.
“Bu değişimi ya şimdi yapacaktık ya da en az bir neslin daha hayallerinden, hedeflerinden uzak kalmasına rıza gösterecektik. Belki siyaseten en riskli, fakat ülkemiz ve milletimiz için en doğru planı biz yaptık, yapıyoruz” dedi.
Zaten konuşmasının başında da Türkiye’nin demokrasi ve kalkınma hamlesinin, dinamik bir süreç olduğunu belirterek başladı. Yeni bir dinamik sürecin başında olduğumuzu ifade etti.
MENDERES’TEN ÖZAL’A
Peki, yeni ekonomi politikalarının temel dinamikleri neler?
Menderes’ten Özal’a uzanan bir hat çekti. Yüksek faiz düşük kur yerine, üretime ve büyümeye dönük politikaları tercih eden liderlerin önüne engeller çıkarıldığını anlattı. Menderes’in önünün 27 Mayıs darbesiyle, Özal’ın önünün ise koalisyonlarla kesildiği anlattı. Yeni bir tarihi kırılma ile karşı karşıya olduğumuzu söyledi. “Bizim önümüzü 19 yıldır kesemedikleri için, işte bugün bu büyük değişimi gerçekleştiriyoruz. İnşallah bunu da başararak ülkemizin ve milletimizin asırlık rüyasını gerçeğe dönüştüreceğiz” diye konuştu.
Gerçi Erdoğan’ın önünü kesmek için de darbe girişiminden parti kapatmaya, siyaset yasağından muhtıraya kadar her yolu denediler ama başarılı olamadılar.
Erdoğan yeni ekonomi politikasını ise, “Yüksek faiz-düşük kur kısırdöngüsü yerine yatırım, üretim, istihdam, ihracat odaklı ekonomi politikamızla ülkemiz için en doğru olanı yapmakta kararlıyız” sözleriyle anlattı.
BELİRSİZLİK
Piyasaların en çok şikâyet ettiği nokta belirsizlik. İş dünyası, önünü görememekten; vatandaş ise, fiyat artışından şikâyetçi. Dövizdeki dalgalanma en çok üreten kesimleri etkilerken, hayat pahalılığı dar gelirlileri vuruyor.
ERDOĞAN FARKINDA MI?
Piyasalarda bunlar yaşanırken Cumhurbaşkanı bunun farkında değil mi diye soruluyor ya, en çok Erdoğan farkında. Erdoğan’ın “Milletimizin bu asil bireylerinin döviz kurundaki yükseliş ve fiyatlardaki artış gibi hususların yol açtığı belirsizlikler karşısında yaşadıkları samimi endişeyi anlıyoruz. Ülkede yatırım, istihdam, üretim ve ihracat tarafındaki olumlu gelişmeleri yakından takip ederken, kur ve fiyat artışından kaynaklanan olumsuzlukları da dikkatle izliyoruz” sözleri bunu ortaya koyuyor. Sadece farkında değil, belli ki önümüzdeki günlerde alınacak kararlarla piyasalardaki ateş düşürülecek.
Erdoğan’ın, “Milletimiz müsterih olsun, hiçbir insanımızı ne işsizliğe mahkûm edeceğiz ne hayat pahalılığı altında ezdireceğiz ne de sahipsiz bırakacağız” sözleri bunu ortaya koyuyor.
İKİ NOKTA ÖNEMLİ
Erdoğan, yeni bir kavganın içine giriyor. Bunun adı ekonomide dönüşüm kavgası. Ancak Erdoğan’ın her kavgasında insan önemli oldu. Kavgasının odak noktasını millet oluşturdu. O açıdan iki noktaya dikkat çekmek istedim.
1- Dövizde istikrarı sağlayıp piyasalarda belirsizliğe imkân vermemek.
2- Vatandaşa acı reçete sunmamak.
Bu açıdan Erdoğan’ın açıkladığı destek paketleri yararlı. Çünkü vatandaşı fiyatlar karşısında ezdirmeyecek ek önlemlere ihtiyaç var.
İKİ KRİTİK NOKTADA BAHÇELİ’NİN DURUŞU
AK Parti ile MHP iki ayrı parti. Ama Cumhur İttifakı ortağı olmaları nedeniyle ekonomideki dalgalanma MHP’yi de etkiliyor.
Bahçeli’nin talimatıyla “İl il Anadolu” temasıyla sahada olan MHP milletvekilleri vatandaşları dinliyorlar, onların ekonomiye ilişkin sorularına muhatap oluyorlar.
MHP, Cumhur İttifakı ortağı ama yürütmede bir görev üstlenmiş değil. O açıdan Bahçeli’nin ekonomi konusundaki tavrı önemliydi.
EKONOMİYE DESTEK
1- Bahçeli, yeni ekonomi politikalarının arkasında durdu.
“Ekonomide yeni bir hikâyeye, milli ve manevi değerlerimizle temerküz etmiş yepyeni bir zihniyet devrimine ertelenemez ihtiyacın olduğunu görmeliyiz. Hem büyümeyi, hem gelişmeyi, hem de kalkınmayı sağlamak zorundayız. Önümüze dikilen bentleri birlikte aşmalıyız. Kronik ve konjonktürel hastalıkları kalıcı olarak tedavi etmeliyiz. Türkiye ekonomisinin yapısal zaafları vardır ve bellidir. Ancak hiçbiri çözümsüz görülmemelidir. Fiyat istikrarı, finansal istikrar ve makro ekonomik istikrar, Allah’ın izniyle sağlanacaktır” dedi.
ERKEN SEÇİM
2- Kılıçdaroğlu, erken seçim için Bahçeli’yi hedef alıyor. Cumhur İttifakı’nda bir çatlak meydana getirmeyi amaçlıyor. Ama Bahçeli her defasında, “Erken seçim yok. Seçimler 2023’te yapılacaktır. Cumhurbaşkanı adayımız da sayın Erdoğan’dır” diyor.
Cumhur İttifakı’nın geleceği açısından önemli bir duruş.
Yorum Yazın