Seçimlere 14 ay var ama siyaset seçim havasına girdi. Fakat önlerinde de çözmeleri gereken çok önemli sorunlar var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti MYK toplantısında ekonomiye ve siyasete ilişkin önemli değerlendirmeler yaptığını bildiğim için AK Parti grubunda vereceği mesajları almak üzere Meclis’in yolunu tuttum.
6’lı masada yaşanan dalgalanmalar iktidar cenahından ilgiyle takip ediliyor. Kimi zaman “Biz dememiş miydik?” havası oluşuyor. Kimi zaman “Bunlar ne yapacak?” merakı yaşanıyor. Ama genel izlenim, 6’lı ittifakın toplumda heyecan uyandırmadığı ve halka güven vermediği yönünde. 6’lı masadaki sallantılar, iktidar cephesinde moral artışına neden oluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk zamanlar, “Biz kendi işimize bakalım. Onların ne yaptığı önemli değil” havasındaydı. Ama son iki konuşmasında 6’lı ittifaka esaslı eleştiriler yöneltiyor. Erdoğan’ın, “Biz kendi işimize bakalım” yaklaşımı doğru. Halk hâlâ AK Parti ne yapacak diye bakıyor.
6’LI İTTİFAKA SALVOLAR
Ama siyasetin doğasında rakibinin açığını yakalayınca eleştirmek var.
Gültekin Uysal’ın, Babacan ve Davutoğlu’nu hedef alan tweet’leri, Temel Karamollaoğlu’nun üçüncü ittifaktan söz etmesi, 6’lı ittifak üzerinde kuşkuların oluşmasına neden oldu. Erdoğan tecrübeli bir siyasetçi, eski bir futbolcu. Kalede boşluğu görünce şutunu attı. “Bu süreç, muhalefetin ve 28 Şubat İttifakı’nın kendi menfaatlerinden ve hırslarından başka bir gayelerinin, hiçbir amaçlarının olmadığını ortaya çıkarmıştır. Muhalefetin ve 6+1’li masanın tek derdi, birbirine gol atmak, sosyal medyadan birbirlerine ayar vermek, laf yetiştirmektir” dedi.
6 ARTI 1 İTTİFAKI
Ben yazıda 6’lı ittifak dedim ama dikkatinizi çekmiştir. Erdoğan, “6 artı bir ittifakı” diyor. HDP’yi de ittifakın bir parçası olarak görüyor. HDP ittifakın bir parçası değil, asıl en önemli parçalarından biri. CHP ve İYİ Parti’yi çıkarın, diğerlerinin toplamı HDP’nin yarısı etmiyor.
2023’Ü GÖREMEYECEKLER
Demirel, DYP’lilere, “Siz birbirinize güvenin ki millet de size güvensin. Siz birbirinize güvenmezseniz millet de size güvenmez” diye uyarılarda bulunurdu. Siyasette güven önemli. Millet size güvenirse peşinize düşer. Sizi destekler. Güvenmediği bir lidere, güvenmediği bir ittifaka oy verir mi? Vermez. 6’lı ittifakın en önemli sorunu bu. Bunlar birbirlerine güvenmiyor ama milletin kendilerine güvenip destek vermesini bekliyor. Siz birbirinize güvenmiyorsunuz ki millet size güvensin.
Bizde “Kavgalı eve kız verilmez” diye bir söz vardır. 6’lı ittifak henüz yolun başında ama şimdiden kavga etmeye başladılar.
Erdoğan da o noktadan vurdu.
“Sürekli kavga eden, sürekli birbirlerine çelme takan, sürekli kapris ve kumpas peşinde koşan 28 Şubat İttifakı, bırakın 2023 seçimlerini, Allah’ın izniyle 2023’ü bile göremeyeceklerdir” diye konuştu.
AK Parti milletvekillerinin alkışlarına bakılınca 6’lı ittifakla ilgili gelişmeleri yakından izledikleri belli.
SİYASET MÜHENDİSLİĞİ
Erdoğan, 6 artı 1 olarak tanımladığı ittifakı siyaset mühendisliği olarak görüyor.
“Siyaset mühendislikleriyle siyasetçilik oynayanlar, son 20 yıldır defalarca olduğu gibi yine başaramayacaklar, yine hezimete uğrayacaklardır. Türk milletinin demokratik kazanımlarına el koymak isteyenler, tıpkı daha öncekiler gibi yine kaybedecekler, tarih sahnesinden silinip gideceklerdir” diyor.
Toplumdan bir talep varsa kimse onu engelleyemez. Ama siyaset mühendisliğinin sonu hüsran olur. Türk siyaseti bunun örnekleriyle dolu. Erdoğan çok önemli bir noktaya parmak bastı. Haklı olabilir. Ama AK Parti’nin bunu anlatması lazım. AK Parti’nin her şeyden önce bu konularda siyaset üretmesi lazım.
AK PARTİ NE YAPACAK
AK Parti’den ayrılanlar diğer partilere gitmiyor. Kararsızların önemli bir bölümü “Erdoğan ne yapacak?” diye bekliyor. O nedenle bugün siyasetin en önemli sorunu 6’lı ittifakın ne yapacağı değil, AK Parti’nin ne yapacağı. Çünkü siyasetin ana omurgasını AK Parti oluşturuyor. O nedenle olsa gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Bu amaçla AK Parti teşkilatları olarak kardeşlik ve kucaklaşma seferberliği başlatıyoruz” açıklamasını çok önemli buldum.
AK PARTİ’YE OY VERENLERİ KAZANMA
AK Parti öncelikle daha önce AK Parti’ye oy verenlerle kucaklaşmalı. Seçmenlerin yüzde 61’i bir şekilde AK Parti’ye oy vermiş. Ayrıca yüzde 30’a ulaşan oranıyla Türkiye’nin ikinci partisi olan kararsızların yarısının gözü hâlâ AK Parti’nin üzerinde. Olumlu icraatlar yaptığı takdirde AK Parti’ye oy verebilirim, diyor. Erdoğan’ın, “Bilhassa, bir dönem partimiz içinde yer almış, AK Parti çatısı altında bu ülkeye hizmet etmiş ancak daha sonra farklı sebeplerle teşkilatlarımızdan kopmuş kardeşlerimize ulaşmaya özel önem ve öncelik veriyoruz. Dava kardeşliğimizi yeniden perçinleyerek kalbi Türkiye için çarpan herkesle irtibatlarımızı güçlendirmeyi istiyoruz” şeklindeki sözleri önemli.
SİYASET SAHADA YAPILIR
Erdoğan, gençlik kollarından, duvarlara afiş asmaktan, direklere bayrak dikmekten gelen bir siyasetçi. Sahadan zirveye adım adım yükselen ama sahanın önemini hiç ihmal etmeyen bir lider. Demirel de Ecevit de Erbakan da öyleydi. Onlar siyaseti sokakta yapan liderlerdi. Erdoğan o kuşağın temsilcisi.
O nedenle AK Parti kadrolarına da sık sık “Sahada olun. Halkın arasına girin. Siyaset sokakta yapılır” diye uyarılarda bulunuyor. Önceki günkü MYK toplantısında da, “Ramazan ayını ve bayramı iyi değerlendirelim. Sahada olalım. Halka gidelim. Halka gitmeyen siyasetçi olmaz. Halkın içinde olalım” diye uyarıda bulunmuş.
ÖNCELİK EKONOMİ
Asıl sorun ekonomi. Erdoğan’ın ekonomi konusundaki yaklaşımı gerçekçi. Halk geçim sıkıntısı yaşarken, ona ekonomin ne kadar iyi olduğunu anlatmak gibi absürt bir duruma düşmüyor. Çünkü Erdoğan gerçekçi bir insan. Sorunun varlığını inkâr etmiyor. Mazeret üretmiyor. Tam aksine, bu işi çözeceğiz diyor. Çünkü iktidar mazeret üretme yeri değil, çözüm merciidir. Erdoğan bunun farkında. MYK toplantısındaki konuşması da bunu ortaya koyuyor: “Hayat pahalılığı toplumun büyük bir sorunu. Bunu görüyoruz. Rahatsızlığı biliyoruz. Bu sorunu çözmemiz lazım. Çözeceğiz. Bakan arkadaşlarımızla birlikte bu sorunu çözmek için uğraşıyoruz. Daha da uğraşacağız ve çözeceğiz. Ama halkımıza da bu sorunu çözmek için uğraştığımızı anlatmamız lazım.”
KANDİL OPERASYONU MU
Cumhurbaşkanı’nın sıcak siyasete ilişkin sözlerine odaklandığım için Kandil’le ilgili vurgusu dikkatimden kaçmış değil. HDP’yi eleştirirken Erdoğan’ın, “İnşallah yakında Kandil diye bir yer kalmayınca bu parti görünümlü terör örgütü paydasının da varlık sebebi ortadan kalkacaktır” sözlerinde ufukta bir Kandil operasyonu olduğu sinyalini aldım. Bilmiyorum yanılıyor muyum?
Kandil’e Türk bayrağının dikildiği günleri görmek dileğiyle.
Yorum Yazın